Barzani'lerin asıl hedefi

İlk Kürt devleti İran topraklarında ilan edilmişti. Lideri Molla Mustafa Barzani idi. Bayrağı bugün Salahaddin kentinde kullanılanın aynı idi. İkinci Dünya Savaşı'nın ezilmişliğini kısa sürede üstünden atan Tahran'ın icraatı baba Barzani ve devletini -aslında aşiret- kovalamak oldu. Defacto devlet, çağrı gelen Irak'ın kuzeyine yerleşti. Bu olayda onları koruyup kollayan Amerika'dan başkası değildi. Molla Mustafa kanser olunca onu uçakla alıp ABD'de tedavi ettiren vefatından sonra da devlet protokolü uygulayan yine Amerika'ydı. Irak'ı Saddam Hüseyin'in yönettiği yıllarda Kürtlerin başına Mesud Barzani geçti. Hani Turgut Özal'a zaman zaman amca derdi. Oğul Barzani biraz palazlanınca özerklikten bahsetti. Sonuçta yarım milyon kişiyle birlikte Türkiye'ye sığındı. İlk göçmenlerimiz bunlardı. Yıllar içinde adım adım geldikleri noktaya bir bakın. Mesud Barzani'nin bir yanını İsrail'e dayadığı büyüme politikası, belirlediği hedefe doğru gidiyor.

...

Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk başbakanlığında sergilediği meydan okumalar bugün ne halde? "Kırmızı Çizgi" sebebi saydıklarını Diyarbakır'a çağırıp Kürtçe türkülerle ağırladı. Kürdistan lafını ilk telaffuz eden Türk Başbakanı yine Erdoğan oldu. Özal'ın verdiği "Kırmızı Pasaport"u diplomatik temsilciliklerle pekiştirdi. PKK ile mücadelede bir kez ortak hareket edilebildi. Terör örgütünün elebaşlarını istediğinde "Size bir Kürt kedisi dahi vermem" cevabını aldı. Güney sınırımızdaki devletçik adım adım büyüyor. Her zaman olduğu gibi yanında Washington DC var. Ankara'yı tedirgin etmemek için "IŞİD'le mücadele" lafını kullanıyorlar. Son olarak İKBY ile ABD arasında iş birliği protokolü imzalandı. Gerçek şu ki bu bir askeri anlaşmadır. İyi incelerseniz "Gerektiğinde ben seni korurum" teminatını görebilirsiniz. ABD'nin önemli parasal taahhüdünü de atlamayalım.

Önemli olan

Amerika adına imzayı atan ismin Ellisa Slotkin olarak seçilmesi uyutma planına dahil. Eğer sesimizi fazla çıkaracak olursak "Kadın, Savunma Bakanlığı sıralamasında dokuzuncu" diyecekler. Bu işin ön görüşmelerinin pekiştirildiği geçen yılın aralık ayındaki temasları unutmayalım. "Kürdistan Başkanı Mesud Barzani ve ABD Savunma Bakanı Ashton Carter arasında" denerek tarihe kayıt düşmüşlerdi.

...

Barzani güçlenmeye devam ettikçe toprak talepleri bizden de olacak. İran da hedef. Amaç belli. Büyük Kürdistan'ı kurmak. Fransızların sözünü hatırlayalım; "Yavaş yavaş hızlı git". Barzani'lerin yıllar yılı uyguladığı işte bu. Olası yeni göç dalgası da kapımızda. Musul'u -Ninova ilinin başkenti- IŞİD'den koparma operasyonu peşmerge desteğiyle yakında başlar. Bu Türkiye'ye besleyeceği yeni boğazların gelmesi olasılığıdır. Avrupa Birliği'nin sözde yardım vaatleri ise askıya alınıp tehditlere dönüştü. Avrupa Parlamentosu'nun yeni görevi, merkezlerinde  YPG'den PKK'ya tüm bölücülerin sergilerini açmak. Onları sempatik hale getirme konusunda çaba harcamak.

***

aHaber'in "Memleket Meselesi"nde Bülent Akarcalı'yı dinlerken şaşırmadık. "PKK'lılar Avrupa Parlamentosu'nun eşcinsel üyeleriyle ilişki kurmakta" dedi. Ardından ilave etti; "Cinsel tercihi normal olanları ise bizden kaçırdıkları tarihi eserleri hediye ederek yanlarına alıyorlar". AP'deki cinsiyeti bozuk olanların oranlarını ise %7-8 olarak ifade etti. Bakalım Akarcalı'nın başlattığı polemik nereye kadar uzanacak.

Yazarın Diğer Yazıları