‘Çözüm süreci’ denen siyâsî ihânet ve gaflet, ‘çözülme süreci’ne girerken Habur kepâzeliğinden bu yana yaşananların bedelini yine ‘bu ülke’nin çocukları ödüyor...
Oslo’da bir masanın etrafında toplanan PKK-MİT heyetinin MİT tarafının verdiği sözlerin bedelini yine ‘bu ülke’nin çocukları ödüyor...
İmralı ile yapılan pazarlıkların bedelini yine ’bu ülke’nin çocukları ödüyor...
‘Âkil adamlar heyeti’ adı altında toplanan psikolojik savaş taburlarının ülkeye yaydığı ve adına kardeşlik dedikleri fitnenin bedelini yine ‘bu ülke’nin çocukları ödüyor...
Gazete köşelerinde ve televizyon ekranlarında yuvalanan satılık kalemlerin İmralı’daki bebek kâtilinden yontmaya çalıştıkları barış elçisi Öcalan, hayat kurtaran Öcalan, dünyayı iyi okuyan Öcalan güzellemelerinin bedelini yine ‘bu ülke’nin çocukları ödüyor...
Dolmabahçe’de savaşan tarafların temsilcileri gibi basına poz veren ahmaklığın bedelini yine ‘bu ülke’nin çocukları ödüyor...
“PKK silah bırakıyor” yalanını her gün millete yazmaktan utanmayan hükümet medyasının bedelini yine ‘bu ülke’nin çocukları ödüyor...
Üstgeçitlere asılan, ağızlarına devletten aldıkları maaşı temsilen para tıkılarak direklere bağlanıp kurşuna dizilen korucuların infaz haberlerini milletten saklayan Pravdaların bedelini yine ‘bu ülke’nin çocukları ödüyor...
Çarşı ortasında infaz edilen askerlerimizin kâtillerini paralel masalları içine gömen propagandanın bedelini yine ‘bu ülke’nin çocukları ödüyor...
Güneydoğu’yu PKK’ya teslim eden, bölgeye Öcalan’a teşekkür eden, Diyarbakır’ı başkent ilan eden valiler atayan siyâsî irâdenin bedelini yine ‘bu ülke’nin çocukları ödüyor...
Dün ödemişlerdi...
Bugün de ödüyorlar...
Yarın da ödeyecekler...
Dün PKK teröründen beslenen kirli ilişkilere kurban gidiyorlardı...
Bugün ‘çözüm süreci’ adı altında bin yıllık kardeşliği yok eden, Ortadoğu’da hâkim güç olma hayalleriyle ülkeyi ateş çemberinin içinde atan, yazdığı ‘stratejik derinlik’ isimli bir kitaba Ortadoğu’yu sığdırmaya çalışan hayalperestlerin mâcerâları için kurban gidiyorlar...
Yarın bir başka siyâsî hesâba kurban gidecekler...
Trafik cezâsı keserken kurban gidecekler... Çarşı ortasında alışveriş yaparken kurban gidecekler... Babasıyla telefonla görüşürken şehrin ortasında vurularak kurban gidecekler... Karakolları basılarak kurban gidecekler... Pusulara düşerek kurban gidecekler... Mayınlara basarak kurban gidecekler...
Hep kurban olacak ‘bu ülke’nin çocukları... Aslan Binbaşı gibi şehit olacaklar...
Muktedirler zengin olacaklar...
‘Bu ülke’nin çocukları hep kurban olacaklar...
Şimdi de yeni bir seçimin hesapları ve provaları için kurban oluyorlar...
Dünyanın kaynama noktalarından birisi olarak bu topraklar hep yanacak, içinde ‘bu ülke’nin çocukları hep yanacak...
Ve bir gün...
Bu yangını da ayranı kabaran ‘bu ülke’nin çocukları söndürecek... Bir kemende kaç hain kellesi sığdırılacağını ‘bu ülke’nin çocukları gösterecekler...
