Beşiktaş'a yürekli hoca arıyorum

Ergun Kaftancı ağabeyim baktı ki sinir hastası olacak, futbol yazısı kaleme almama kararı verdi. Arada küçük dokunuşlar dışında, sözünü tutuyor. Ben ise bu şansa sahip değilim. Maçı meslektaşım Erkan Yiğit'le izliyorsam zaten mümkün değil. Hele "geliyorum" diye bağıran sonuçla biten Fenerbahçe karşılaşmasını seyretmişsem.

Önce genç spor yazarı Taner Karaman'dan söz etmek istiyorum. Beşiktaş'ın Lyon'daki maçı kaybetmesine sebep olan Fabri'yi intihara benzetmişti. "12'ncide sıçrayamadı" başlıklı yazısı gözümün önünde. Bu kalecinin başta çalım hastalığı olmak üzere "can yakan hataları"nı tarih, rakip ve sonuçlarıyla tek tek anlatmıştı. Son maçta da belgelendiği üzere, değişen bir şey yok. "Aynı tas, aynı hamam" devam ediyor. 90+4'ün bitimine 14 saniye kala boşa çıkışı, Marcelo'ya kendi kalesine gol attırdı. İnsan, önce hangi dilden olursa olsun "bırak" ya da "bendeee" diye bağırır. Sonuçta Taner'in "kara listesi"ne bir çentik daha atıldı. Beşiktaş böylece Başakşehir'i iyice gaza getirdi.

Baş suçlu

Gelelim Başkan'ın abisi Şenol Güneş'e. Önce on, sonra dokuz kişi kalan rakipten bu kadar korkan biri Beşiktaş Teknik Direktörü olamaz. Trabzon'da Ali Şen'in Fenerbahçe'sine eliyle şampiyonluğu nasıl ikram ettiğini de unutmuyorum. Bunca yıl geçti, Güneş'te tık yok. O zaman cesareti yoktu. Şimdi de. En büyük hastalığı 1-0'ın üstüne yatabilme çabası. Dağılmış, ümidini yitirmiş bir ekibe karşı oyuna Demba Ba'yı alacağına Necip'i sokuyor. Hücumu düşünse, en az üç farka gidecek. Bu kafa yüzünden UEFA Kupası'ndan elenip gittik.

Dikkatli okurlarım hatırlar, işler iyi giderken de Güneş'i öven tek cümle kullanmadım. Gelen övgü mesajlarını bile yayınlamadım. Çünkü çapını biliyorum. Dilerim her şeye rağmen yine şampiyon oluruz. Her halükârda Beşiktaş yönetiminin yapacağı iki iş var. İlki, doğru dürüst bir kaleci almak. İkincisi cesur bir çalıştırıcı bulmak. Yoksa, Şenol Güneş'le aramı düzeltmek mümkün değil. Onu tek şartla affedebilirim; "Avrupa'da kupa kaldırmak". Bu bölümü bir anıyla bağlayacağım. Fenerbahçe'nin ithal ve olay futbolcusu Ortega'yı hiç unutmam. Beşiktaş taraftarı onun resminin yer aldığı bir pankartı Fener amigolarını kandırıp astırmıştı. Üstündeki yazının anlamı neden sonra çözüldü "Korkak tavuk Ortega". Nedense birden aklıma geldi!

***

Olayların adamı

Aziz Yıldırım'ı iyi tanıdığımı sanıyorum. Yakın Doğu Üniversitesi ile maçtan önceki olaylar sürpriz olmadı. Rakip takımın Fenerbahçe kongre üyesi de olan başkanına saldırısı net şekilde izlendi. Hatta, arka plandaki bir bayanın "hayretle açılan ağzı" delil kabul edilebilir. Olaylar sırasında en önde gözüken Mahmut Uslu'nun sorulara "haberim yok" şeklindeki cevaplarını ise dürüstlüğe sığdıramadım.

Bugüne kadar kimsenin engel olamadığı Aziz Başkan'a Spor Bakanı'nın gücü yetecek mi? Savcılık soruşturma başlattı. Önemli olan ise sonunun getirilmesi.

Yıldırım'a en büyük tepkiyi aSpor ekibi gösterdi. Emre Bol'dan Turgay Demir'e kadar adamakıllı yüklendiler. Erman Toroğlu çılgın gibiydi. Ağzından çıkanların bir bölümünü buraya alıp, kayda geçmek istiyorum:

* Sen kimsin lan?

* Ulan yeter artık.

* Sen hakim de döversin, savcı da döversin.

* Bu başbakan bile döver.

* Askerliği de parayla yırttın.

Ekran sorumlusu Serkan Korkmaz, Toroğlu'nu susturmak için olağanüstü çaba gösterdi. Başaramadı. Çareyi yayını on dakika önce kapatmakta buldu.

***

Yetenek meselesi

Fikri Sağlar'ın Disiplin Kurulu'na sevki haber kanallarının önceliklerinden biriydi. Canımı sıkan bazı muhabirlerin durumu. Örneğin NTV'deki Zeynep Atılgan. Önce "Fikri Sağlar'ın disipline sevk kararı alındı" dedi. Ardından ekledi; "38'e karşı 19 oyla". Araya bazı detayları soktu. Sonra yine aynı rakamları tekrarladı. Atılgan, olayın tam tersini söylediğinin farkında bile değildi çünkü "19'a karşı 38 oyla" diyecek çapı yok.

***

Fransa değişmez

Beklendiği gibi Emmanuel Macron ezici çoğunlukla Fransa'nın yeni Başkanı. Bizim medyanın "tu kaka" ettiği Marine Le Pen partisine tarihinin en yüksek oyunu kazandırmakla kaldı. Şimdi yazacaklarımı bir kenara ayırın. Kamuoyumuzun gönül desteği verdiği Macron var ya, bir numaralı Türkiye düşmanı kesilecektir. Ermeni diasporası ile tencere kapak. Türkiye'nin AB'ye üyeliğine de karşı. Bu yüzden ümitli olmayın. Size tavsiyem sadece kendinden 23 yaş büyük eşiyle ilgilenmeniz. Baksanıza kadıncağızın yüzü "başka tarafını göremiyoruz" gerdirmekten gergefe dönmüş halde!

Yazarın Diğer Yazıları