Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mustafa Hakan ÜNSER

Mustafa Hakan ÜNSER

Bila istisna Türk

Bila istisna Türk

Cumhuriyetimizin 100. yılında AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan "sivil anayasa" yapacaklarını dile getirdi ve "İnsanı önceleyen, milletin çeşitliliğini ve zenginliğini yansıtan, toplumun gerisinde kalan değil, topluma dinamizm katan bir anayasa hedefliyoruz." sözleriyle gerekçesini açıkladı.

Erdoğan'ın ekonomik çöküşün gölgesinde bir yerel seçime girmek yerine Türk kimliği ve "darbe anayasası" ile "sivil anayasa" tartışmalarının gölgesinde seçim planladığı anlaşılıyor. Türk kimliğine saldırarak hem Batı’nın hem de İslamcıların desteğini alacağı ve karşıtlarını ise darbeci olmak iddiasıyla hedefe koyacağı kuşkusuz. Çok iyi biliyor ki Anayasada Türk kelimesi kaldığı sürece bilhassa sayıları milyonlarca olan sığınmacılar, aidiyet problemi olanlar, millet ve milliyetçilik düşmanları rahat edemeyecekler.

Türklük karşıtı zihniyetlerini daha iyi anlamak için AKP'lilerin bir çok beyanından bazılarını hatırlatmakta fayda var;

"Ne mutlu Türk'üm diyene sözünü dağlara taşlara yazdılar. Bu ilkelliktir ve aşılacaktır." Abdullah Gül.

"Biz her türlü milliyetçiliği, ayaklarımın altına almış bir iktidarız." R.T.Erdoğan.

"Türk dediğin bir sentezdir zaten. Türk diye bir ırk yok" Yasin Aktay.

"Partimizin iktidarından önce hepimiz Türk'tük. AKP sayesinde Türk olmaktan Kurtulduk." Aziz Babuşcu.

"Anayasayı değiştireceğiz ve vatandaşlıktaki Türklük tanımını kaldıracağız. Yoksa demokratikleşmeyi yapamayız. Vatandaşlık tanımı da değişecek." Ayşenur Bahçekapılı.

"Aslında ben Türk değilim." Hakan Şükür.

...

1982 anayasası kırk yılda 2 kez Anayasa Mahkemesi kararı olmak üzere yirmi bir kez yapılan değişikliklerle bugünkü haline geldi ve artık aslına pek benzemese de, Anayasa'nın 66. maddesi değişmeden yerinde duruyor; Anayasamızın 66. Maddesi; "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür" der.1961 Anayasasının 54. Maddesi keza aynı şekildedir. 1924 Anayasasının 88. maddesi birinci fıkrası; "Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibarıyla (Türk) ıtlak olunur." diyordu. Türk vatandaşlığı tanımı ise 1937'de 1924 Anayasası'nın beşinci değişiklikten sonraki haliyle şu şekildeydi. Madde 88.-Türkiye'de din ve ırk ayırdedilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese "Türk" denir.

1921 Anayasasında münhasıran vatandaşlığı tarif eden bir madde mevcut değildi. Ancak 1876 Kanun-i Esasinin 8. Maddesinde - Devleti Osmaniye tabiyetinde bulunan efradın cümlesine herhangi din ve meshepten olur ise bila istisna Osmanlı tabir olunur ve Osmanlı sıfatı kanunen muayyen olan ahvale göre istihsal ve izae edilir. Şeklinde vatandaşlık tanımı yapılmaktaydı.

Kanun-i Esasi'de Devletin resmi adı "Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye" dir, Vatandaşına ise Osmanlı denirdi.

1921 Anayasasında Devletin resmî adı "Devlet-i Aliyye-i Türkiye" olarak geçer. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Vatandaşına ise Türk denir.

Birincide egemenlik sultanda ikincisinde millettedir.

Anayasasında vatandaşlık tanımı yapan devletler de var, yapmayan devletler de var. Anayasada Türk kelimesinden rahatsız olanların bir kısmı ise vatandaşlık tanımının hiç yapılmaması taraftarıdırlar.

"Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir" şiarındaki Millet "Türk Milleti"dir. Egemenliğini savaşarak kazanmıştır ve sahip çıkmaya devam edecektir.

Bu bağlamda "Milletin çeşitliliği ve zenginliği" çok özenle seçilmiş bir ifadedir ve hedefine doğruca anayasamızdaki Türk tanımını koyarak tartışmaya açıyor. Buna rağmen Erdoğan’ın niyetini anlayanların çok az bir kesimi hemen tepki verdi. (Yeri gelmişken Türk Ocaklarının yaptığı kamuoyu duyurusunun takdire şayan olduğunu söyleyeyim.) Bu gerçeği gördüğü halde susanlar ise yine çoğunlukta. Bu suskunluk sayesinde önümüze getirilecek yeni anayasa süreci Türk Milliyetçileri açısından çok çetin geçeceğe benziyor.

AKP genel başkanının yeni anayasa vaadi Kürt seçmenin oylarının nasıl HÜDA PAR üzerinden konsolide edilebildiğini de açıklıyor.

Ne kadar tehlikeli bir viraja girdiğimiz ortada. Türkiye Cumhuriyeti devletinin geleceğinin ne şekilde evrileceği cumhuriyetimizin 100. yılında ki cumhurbaşkanı ve AKP genel başkanının "milletin çeşitliliği" diyerek önümüze koyduğu menüdedir. Artık menüden dinler arası dialog benzeri etnisiteler arası kardeşlik numarası mı çıkar? Anadoluculuk gibi yeniden sürüm bir numara mı çıkar göreceğiz.

Anlaşılan bazı siyasiler görevlerini bu anayasa değişikliğiyle sonlandıracaklar.

Çekincem bunlar giderayak bu son görevlerinde en geri dönülemez en acımasız hamlelerini yapacaklar.

Tanrı Türk'ü korusun.

Yazarın Diğer Yazıları