Bir daha gel gel Samsun’dan

19 Mayıs yaklaşıyor, gençler 19 Mayıs hazırlıklarına başladılar. Genç olmak varmış!
İktidar bayramları yasakladı, bayramlar daha da büyüdü, sokaklara taştı. Televizyon başlarından, tribünlerden, seyirci halinde olan insanlardan taşarak, sokakları, şehirleri, ülkeyi kapladı. İşte şimdi, Atatürk’ün askerlik ve devlet adamı dehası, parlayarak, bize yol gösteriyor.
Ey Atatürk; sen bize  “Orta Doğu bataklığına bulaşmayın”  demiştin. Bak işte bu 19 Mayıs günlerinde Orta Doğu bataklığına nasıl bulaştık. Daha 4-5 yıl önce Afganistan’a muharip asker bile yollamazken, şimdi Libya’nın paralı askerlerini Suriye’yi karıştırmak üzere sınırlarımızda konuşlandırdık.
Sen komşularımızla iyi münasebetler geliştirirken ve geliştirmeyi tavsiye ederken, İran Şahı’nı ve Afgan Kralı’nı ağırlarken, biz şimdi İran ile küsüştük. Küsüşmekten öte, saç saça, baş başa gelmek üzereyiz, sebep de şu; Amerika’nın İsrail’i İran’a karşı korumak için Malatya’ya yerleştirdiği radarlar mide bulandırıyor. İran  “oradan bir saldırı olursa karşılık veririz dedi.

 


***

 


Sen ‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’ demiştin, işte bunu söylemek istemiştin. Bu tavsiyene 10 sene öncesine kadar iyi kötü uyuldu. Oysa şimdi, İsrail’in ve Amerika’daki Siyonistlerin vaat edilmiş topraklar ütopyasına uygun olarak Suriye, Libya bizim yardımımızla zulme uğradı. Kaddafi’yi öldürdüler, altınlarına, madenlerine ve suyuna el koydular. Suriye dik durmaya devam ettiği için, emperyalizmin hedefine oturdu. Suriye’de o muhalif dediğimiz çapulcular, 70-80 bin Müslüman’ın kanına girdiler.
Müslüman Türkiye’nin müttefiklerine baksana sevgili Atatürk; Amerika, İsrail, El Kaide ve Amerikan ajanlarının ürettiği öteki radikal gruplar...

 


***

 


Sen, çeşitli paktlar oluşturarak, barışımızı, siyasi bir ustalıkla düzenlemiştin. Şimdi 10 senedir, senin yerinde oturanlar “barış barış” çığlıkları atarak, otobüsleri bombalayan, askerleri mayınla parçalayan, uyuşturucu ticareti yapan terörist grupları, yargılamadan, silahları ile salıveren hükümetler gördü bu topraklar.
Herkes birbirine düştü, Sünniler ile Aleviler ayrıştırılmaya çalışılıyor, Kürtler, Lazlar, Çerkezler diyerek şaşmayan bir sıra ile sayılıp, dökülüyor. Senin o güzelim Türk Milleti kavramın ayaklar altına alınıyor. Türkiye’nin bağımsızlığı, senin en büyük servetin ve hatta karakterin idi, o da elimizden alınmaya çalışılıyor.

 


***

 


Şimdi 19 Mayıs geliyor sevgili Atatürk...
Gençler, milli kuruluşlar ve milli heyecanları tomurcuklanan halkımız, bayrakları ile tören yerlerine koşacaklar.
Geçen gün bir televizyonda Oktan Keleş kardeşimiz, Türk bayrağını masaya dikerek,  “bizim bayrağımız tılsımlıdır” dedi.  “Onun için bizi bayrağımızdan ayırmaya çalışıyorlar. Her ev bir bayrak edinsin” diye ekledi. İşte 19 Mayıs’ta o bayrakları alarak Sıhhiye Meydanı’na koşacağız. Saat 11’de şenlik var, bayram var, 19 Mayıs Bayramı var. Avazımız çıktığı kadar seni çağıracağız:
Sarı saçlım, mavi gözlüm, neredesin,
Bir daha gel gel Samsun’dan, diyeceğiz.
Gerçekten bir daha gelsene Samsun’dan...

Yazarın Diğer Yazıları