Bir şube müdürünün bittiği o an!

25 yıllık bankacı.

Tabiri caizse bankacılığın tozunu yutmuş biri.

Gişeden başlayıp şube müdürlüğüne kadar yükselmiş. Yıllar yılları kovalamış ve günlerin ayların ve hatta yılların nasıl geçtiğini anlayamamış.

Geçen yıllar güzel anılarla doluydu.

Ya  şimdi?

Utanç dolu anlar.

Hakaret dolu anlar.

Son iki yılı zehir olmuş bir müdür.

Günleri o kadar sıkıntılı ve stresli geçiyor ki, İzmir'in o eşsiz manzarasını bile göremiyor.

İtibar bitmiş!

Saygı bitmiş!

Her şey hedef olmuş.

Sat ama nasıl satarsan sat! İster kandır ister anlat ama sat!

Verilen bir hedef tutmayınca son günlerin modası, bölgeye çağrılmış. Yanında portföyü ile birlikte daha sabahın ilk ışıklarında bölge müdürlüğünün yolunu tutmuş. Bölge müdürlüğüne geldiğinde daha güvenliğin bile yeni kahvaltı yaptığını görür. Tıpkı sözlüye kalkacak lise öğrencisi gibi streslidir.

Bölge müdürlüğünün üst katındaki toplantıya gittiğinde başka müdürlerin de olduğunu görür.

Rakı ve balık seven, tabak kırıp stres atan bölge müdürü, 15 dakika sonra salona gelir.

Gelen bir bankanın sıradan bir bölge müdürü değil de sanki 12 Eylül askeri darbedeki konsey üyesi gelmiştir.

O edayla salona girer. Sağında ve solunda kraldan çok kralcılık oynayan bölge müdürünün şakşakçısı ya da bankacı tabiri ile DEĞNEKÇİSİ satış müdürleri vardır.

Gece rakıyı fazla kaçıran ve baş ağrısı göz bebeklerindeki kızarıklıktan belli olan bölge müdürü başlar fırçaya. Hakarete varan ifadeler ve tehditler.

İsim isim!

Sonra hızını alamaz ve iki eli pantolonunun cebinde bağırmayı andıran bir tonla:

'Hedefini tutturamayan müdürler ayağa kalksın!'

Bir iki müdür ile birlikte ayağa kalkar!

Sanki çok büyük suç işlemiş gibi dakikalarca ayakta durdurur...

Bir an bölge müdürlüğüne birlikte geldikleri şube çalışanı ile göz göze gelir. Personeli, müdürünü o halde gördüğü için utanır. Müdür ise  utancından gözlerini yana çevirir, bu kez bir güvenlik görevlisinin kendisine baktığını görür.

Yılların müdürünün düştüğü hale bakın!

Meslek aşkı ve itibar ayaklar altındadır o an!

Gözleri kararır ve oradan bir an önce gitmek ister. Ancak bölge müdürü hızını alamaz ve hedefini tutturamayan müdürlerle birlikte ayakta hakarete devam eder.

Bir an gözleri dolar.

Bu muydu bankacılık?

Bu muydu severek yaptığı iş?

Evet buydu! Başını öne eğer ve gözleri dolu bir vaziyette hedefini tutturmak için şubesinin yolunu tutar!

Bu olay bir hayal ürünü değil!

İzmir'de yabancı sermayeli bir bankanın bölge müdürlüğünde yaşanmış gerçek bir olay!

Bankacılığın ne hale geldiğini en iyi anlatan bir olay!

Yorum yapılacak bir şey var mı?

Yazarın Diğer Yazıları