Bozkırdan yükselen yıldız: Kazakistan

Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından 16 Aralık 1991 tarihinde bağımsızlığını ilan eden Kazakistan Cumhuriyeti, devlet yaşamında oldukça kısa sayılabilecek bir süre içerisinde sosyal, siyasal ve ekonomik açıdan büyük hamleler gerçekleştirerek Avrasya coğrafyasının en önemli ülkelerinden birisi haline gelmiştir. 17 milyon nüfusa sahip Kazakistan’da, bağımsızlığın ilk yıllarında %41 oranında olan Kazak nüfusu bugün %65 düzeyine ulaşmıştır. Ülkede ayrıca çok sayıda etnik topluluk ve farklı dinlere mensup insanlar barış ve huzur içerisinde yaşamaktadır. 
Tarihi İpekyolu üzerinde stratejik ve jeopolitik konumuyla dikkat çeken Kazakistan, yer altı kaynakları bakımından dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer almaktadır. Petrol ve doğal gaz rezervleri ile dünyanın ilk 12 ülkesinden birisi olan Kazakistan’da, enerji kaynaklarından elde edilen kazanımlarla havalimanları, köprüler ve otoyollar başta olmak üzere yeni ve kapsamlı bir inşa süreci başlatılmıştır. Turizm alanında da göreli bir başarı yakalayan Kazakistan’da birbirinden özgün arkeolojik eserler, ülkeye gelen turistlerin ilgi odağı olmaktadır. Bugün Kazakistan’daki tarihi eserlerin 9 binden fazla olduğu tahmin edilmektedir. 
Aradan geçen 24 yılda Kazakistan’daki dönüşümü simgeleyen en önemli sembollerden birisi yeni başkent Astana’dır. 1998 yılında, başkent olmasının ardından oldukça kısa bir süre içerisinde inşa edilen Astana şehri dünyanın gözde yerleşim merkezleri arasında yer almaktadır. Astana günümüzdeki konumu ve mimarisiyle sadece Kazakistan’ın değil, İslam dünyasının Kuzey ucundaki başkenti olarak değerlendirilmektedir. Bu sebeple şehrin kurulmasından çok kısa bir süre sonra 1999 yılında UNESCO tarafından  “Şehirlerarası Barış Ödülü”  verilmiştir. 
Kriz ekonomisindeki başarı
Ekonominin çeşitlendirilmesi çabaları çerçevesinde sanayi ve yenilikçi teknolojiler temelinde bir kalkınma modeli sürdürülmektedir. Kişi başına milli gelirin 13 bin dolara ulaştığı ülke ekonomisinde bütünsel ve kalıcı bir başarı için döviz rezervlerin artırılmasına özen gösterilmiş ve Kazakistan Merkez Bankası ile Ulusal Refah Fonu Samruk Kazına’da biriktirilen döviz ve altın rezervlerinin toplam tutarı 100 milyar doları aşmıştır. Özellikle 2008 Dünya ekonomik kriziyle birlikte bankacılık ve finans kuruluşlarının krizlerden olumsuz etkilenmemesi için çözüm arayışına girilmiştir. Dünyanın farklı bölgelerini ve çok sayıda ekonomiyi etkileyen dünya ekonomik krizi bu fonlar sayesinde Kazakistan’ın kalkınma planlarını yavaşlatmamış ve yatırımların güvenli bir ortamda gerçekleştirilmesini sağlamıştır. Kazakistan bu yolla küresel kriz ortamında da ekonomik büyümeyi başarmıştır. 
Ülkedeki siyasal ve ekonomik istikrarın yanı sıra, uluslararası sistemle uyumlu bir biçimde gerçekleştirilen etkili reformlar sayesinde Kazakistan yabancı yatırımcılar için adeta bir çekim merkezi haline gelmiştir. Bağımsızlığın ardından, geçen 24 yıl boyunca, ülkeye gelen doğrudan dış yatırım miktarı 180 milyar dolara ulaşmıştır. Yaklaşık 14 bin kilometre karelik sınır hattı boyunca Rusya, Çin ve diğer komşu ülkelerle stratejik ilişkiler yürüten Kazakistan; Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa ve İslam Dünyası ile bağlarını giderek güçlendirmektedir. Bu alanda büyük başarılara imza atan Kazakistan, AGİT ve İslam İşbirliği Dönem Başkanlığının ardından dünyada düzenlenen en büyük 3. Organizasyon olma özelliği taşıyan EXPO 2017 organizasyonuna ev sahipliği yapmaya hazırlanmaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları