Bu inat, ülkeyi uçuruma sürüklüyor

Bu inat, ülkeyi uçuruma sürüklüyor

Asgari ücrete tam da beklenildiği gibi oransal anlamda yüksek bir zam yapıldı. Cumhurbaşkanı, yapılan zammın, pazardaki, çarşıdaki ürünlere gelen zamların yanında bir hikmeti olmadığını bildiğinden zam oranını açıklamasının hemen ardından "Geçmişte dolar şuydu... Doların o olduğu dönemden hesabı dolar üzerinden yaparak olan yaklaşımlar çalışan ve işveren istismarından başka bir şey değildir. Sizin geçmişinizde siz TL''nin olduğu bu ülkede dolarla mı çalıştırıyordunuz, avro ile mi çalıştırıyordunuz bu insanları. Bizim paramız bellidir. O da Türk lirasıdır. Biz Türk liramızı yedirmeyeceğiz." diyerek, zam yapılan asgari ücretin aslında zamlanmadığının ortaya çıkarılmasının da önüne geçmek istedi ancak asgari ücret, bu konuşmanın hemen akabinde daha cebe girmeden dolar karşısında eridi, erimeye de devam ediyor.

Bir günde 381 Lira

16 Aralık günü, asgari ücret 4 bin 253 lira olarak ilan edildiğinde 15,23 olan dolar kuru üzerinden yapılan hesapla 279 dolara karşılık geliyorken; hükümetin faiz indirme inadı yüzünden artan dolar kuru üzerinden asgari ücretin karşılığı 256 dolar oldu.

Ve hükümetin inadının asgari ücretliye yalnızca bir günde 23 dolar (381 lira) maliyeti oldu. Görünen o ki, yeni asgari ücret, çalışanın cebine girene kadar değer kaybetmeye de devam edecek.

Üstelik aynı gün, dünyanın en zengin ülkelerinden İngiltere ve Norveç, vatandaşını hayat pahalılığından korumak adına, enflasyonu düşürmek için faiz artırımına gitti ve para birimlerinin değer kazanmasını sağladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türk liramızı yedirmeyeceğiz" diyor ama Türk lirası dünyada en hızlı değer kaybeden para birimlerinin başında geliyor.

Sebebi ise, Cumhurbaşkanının ekonomi literatürüne ters bir teori ileri sürerek söylediği "faizler inecek" emrini ne pahasına olursa olsun yerine getiren yönetim ve istişareden uzak yönetim anlayışı.

Ülkece, geçici bir hükümetin kalıcı bir devleti, vatandaşlarıyla beraber, nasıl aşağı sürüklediğine şahit oluyoruz.

Asgari ücretin manası

Hani 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü''nde, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından da övgü ile bahsedilen BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi var ya… İşte, o beyannamenin 23.maddesine göre;

"Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır."

O halde, insanın insan gibi yaşama hakkı açısından bu hükümden yola çıkarak şu iki soruyu sormak gerek:

Yanlışta yapılan ısrar yüzünden, vatandaşıyla inatlaşan yönetim yüzünden, zenginin her gün daha çok zenginleştiği, fakirin her gün daha da fakirleştiği Türkiye''de, bu asgari ücret adil mi?

Pazarda, çarşıda her gün her ürüne zam üzerine zam gelirken, bu asgari ücret, insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlamaya elverişli mi?

Yazarın Diğer Yazıları