Millî Şuur mu, önemsiz bir detay mı?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bayram mesajında söyledikleri büyük bir tartışmaya neden oldu. Hatırlayalım…

Türkiye Cumhuriyeti sandıkta kurulmamıştır. Türk tarihi sandıkta yazılmamıştır. Herkes aklını başına almalı, rüzgâr ektiği müddetçe fırtına biçeceğini unutmamalıdır.”

Bu sözlere, sözlerin başlıca muhatabı, yerel seçimlerin galibi CHP Başkanı Özgür Özel de dil sürçmesi” olarak kabul edeceği yönünde bir cevap verdi.

Ancak esas olarak, sözlerin değerlendirmesini yapmak için tarihte geriye (çok değil, yalnızca bir önceki seçimin tarihine kadar) gitmenin daha doğru olacağı kanaatindeyim.

Millî ve demokratik şuurun canlılığı” olarak sandık

Tarih: 28 Mayıs 2023

Yer: MHP Genel Merkezi

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın galip gelmesi üzerine konuşan Bahçeli, herkesi sandıktan çıkan sonuca saygı duymaya çağırıyor:

Tezahür eden millî iradeye herkes ve her kesim asgari ölçülerde saygı duymalıdır.

Türk demokrasi ve siyaset tarihinde iki turlu bir seçimin ilk örneği yaşanmakla birlikte, seçime katılım oranının yüksekliği millî ve demokratik şuurun canlılığına da işaret etmiştir.

Türkiyenin, demokrasi standartlarında yüksek bir seviyeye ulaşmasının yanı sıra, bu hususta dünya çapında mukayeseli bir üstünlük kazandığı artık hiç kimsenin ihmal edemeyeceği çarpıcı bir gerçek olarak belirginlik kazanmıştır.”

Peki, iki seçim arasında ne değişti de millî ve demokratik şuurun canlılığı olan sandıklar, değersizleşmiştir?

Tabii ki, sonuçlar.

Popülizm ve sandık

Anayasa Mahkemesi’ne karşı söylemleri, anayasal kurumlara olan karşıt tutumuyla, popülist iktidar ile kurduğu ittifaka uygun tavırlar içerisinde olan Bahçeli için sandık pek tabii, seçimleri kazanan tarafta olduklarında meşruiyetlerinin kaynağı olarak iyi ve etik bir değerdeyken; sandıktan başka bir parti birinci çıktığında etik dışı ve değersiz olarak anılması popülizmin doğasına oldukça uygun.

Popülistler için, seçimler iktidarda kullandıkları gücü meşrulaştıran ve muhalefeti saf dışı bırakmayı sağlayan bir araçtır. Kazanılan seçim, mutlak zafer olarak algılandığı için mağlubiyet halinde bunun kabul edilmesi oldukça zordur.

Neticede, Bahçeli’nin söylemi, şaşırtıcı değildir ve 2028 seçimlerinde Cumhur İttifakı’nın mağlup olması halinde, yine benzer söylemleri duymamız, kaçınılmazdır.

Yazarın Diğer Yazıları