Çakma ülkücülerin referandum şenlikleri!..

Ak Parti iktidara geldiğinde, şöyle bir istatistik vardı..
Bu partinin oy tabanında yüzde 22’lik bir ülkücü kökenli seçmenden bahsediliyordu... Dahası, milletvekilleri arasında da, daha önce MHP-Ülkücü camia içinde yer alanlar mevcuttu..
Yıllar geçtikçe, o  “yüzde 22 taban” eridi ama yok olmadı...
Kimdir bu “MHP-ülkücü kökenli AKP’liler!”  diye baktığımızda, ortaya hoş bir manzara da çıkıveriyordu..!
Bu arkadaşların belediye ilintili müteahhitler, yeni düzende de yer alabilmiş, eşraftan kişiler, tuzu kuru kalmayı başarabilmiş yeni muhafazakar demokratlar olduğu, ceplerinin hidayete erdiği anlaşılıyordu.. Siyaset-cemaat kadrolarının yıldızlarıydılar Allah için ve var güçleri ile ülkücü kimliklerini unutturmaya çalışıyorlardı, yeni partileri içerisinde.. Aralarında öyleleri vardı ki, vekildiler ve zaman zaman kürsüye gelip milliyetçiler için ağır sözler edebiliyorlardı..
Taa ki, bu referandum meselesi ortaya çıkana kadar!..
Birdenbire!.. Efendi hazretleri ve kurmaylarının akıllarına dahice bir fikir geliverdi..! “Evet”  garanti altına alınmalıydı ve beklenen sonuç  “çantada keklik” değildi.. O halde, oy çalınmalıydı ve Ülkücü-milliyetçi taban ayartılabilirdi belki!. Ne yapılmalıydı!.? “Bizim eski ülkücüler”  parlatılıp meydanlara salınabilirdi nitekim!!.
En son, “maşa” manşetlere itildi..
“Yusufiyeliler” diye ülkücü bir birliktelik de,  “12 Eylül’den hesap sorulması” için “Evet” diyecekti.. Gerçekten de “Yusufiyeli” diye tanınan bir ülkücü birliktelik vardı ve “12 Eylül cuntası” onlara en ağır işkenceleri yapmışlardı..
Ama, “Yusufiyeliler” vatan aşkı ile dolu mert kişilerdi ve asla bir siyasi rantiyeye çanak tutup gerçekleri göremeyecek kişiler değillerdi..
Peki “ne işti” bu ortaya dökülen “Yusufiyeli” dalgası...
Şimdi, bu aktaracağım satırları okuyalım..
“Ülkücüler Türk Milletinin milli dinamiğidir, bu dün böyle idi bu gün de, yarın da böyle olmak zorundadır. Misak-ı milli şartlarından daha ağır şartların yaşandığı günümüzde Türk Milliyetçileri uyanık olmak zorundadır. İhanetleri Damat Ferid Hükümetinden çok daha ileri noktalardadır.
Ülkemizin milli varlıkları özelleştirme ambalajı ile emperyal güçlere satılırken, diğer yandan “Anadolu’yu Türksüzleştirme” planı yürürlüğe konmuştur. Üniter yapımız AKP hükümetinin kanun ve icraatları ile parçalanma eşiğindedir. Atatürk’ün sözleri ile “bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, işgalcilerin siyasi emelleriyle birleştirmişlerdir.”
AKP hükümetinin kuyruğuna yapışan gafiller de tarih önünde hesap vereceklerdir. Bu gafillerin kimisi “Türk Ocağı Genel Başkanı” sıfatı ile gerçek hayatta, kimileri de “Ankara Yusufiye Ülkücüler Derneği” ve “Yusufiye Vakfı Genel Başkanı” sıfatı ile internet ortamında kurdukları sanal dernek ve vakıflarla AKP şakşakçılığına soyunup Türk Milliyetçilerinin kafasını karıştırmaktadırlar... Ülkücü Hareketin pınar suyuna lağım suyu karıştırma heveslisi bu gafilleri kınıyoruz... Yakın tarihte binlerce şehidimiz ve on binlerce gazimizle taçlanan “YUSUFİYE” kavramını AKP ihanetinin yanında göstermek mücadelemizi inkar ve hatta karalamak olarak görüyoruz... 15. madde değişikliğini bu desteğe gerekçe göstermek de oltanın ucuna takılan yemdir. Ülkücü Hareketin bilirkişisi Yusufiyeliler
1 gram bal yemek için 40 kilo odun yemeyeceklerdir.
Bu ve daha birçok sebepten ötürü YUSUFİYELİLER anayasaya HAYIR diyeceklerdir.
Saygılarımla
Ahmet Yılmaz
Yusufiyeli Ülkücüler Teşkilatı Genel Başkanı
YUSUFİYELİ ÜLKÜCÜLER TEŞKİLATI”
Uzun sözün kısası budur..

Yazarın Diğer Yazıları