Cumhuriyetin tasfiyesi üniversitelerde yürütülüyor

Üniversite öğrencilerinden mektuplar alıyorum..
Türk gençliği, amfilerde kendilerine ders veren tiplerin, beyinlerini nasıl esir almaya çalıştıklarını anlatıyorlar..
Gençlerimiz küresel sömürgeciliğe rıza göstermeye ikna ediliyor, ders diye kendilerine enjekte edilen zehir budur..
Türkiye’de söz sahibi bir kısım yöneten emperyal işbirlikçilerin, özellikle 12 Eylül sonrasında üniversiteleri teslim ettikleri zihniyet budur...
Bugün doruk noktasına ulaşmış bulunan “kürsü işgali”nin onlarca yıllık bir geçmişi vardır ve buna göz yummanın ötesinde, köşe başlarını tutanlarca destek verilmiştir..
Hadise özel denilen üniversitelerce yaygınlaştırılmışsa da, devlet üniversitelerinde de aynı zihniyet hakimdir..
Hangi zihniyet?.. Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetin içi boş ve anlamsız olduğu, cumhuriyete ve Atatürk’e hakaretlerin yağdırıldığı, Türkiye’nin ilkel bir milli sisteme esir edildiği, oysa liberalizm temellerinde, sınırların önemsiz sayılarak, çok uluslu sermayenin sömürü sistemine karşı çıkmayarak çağdaş bir duruş tercih edilmesini dayatan zihniyet...
Türkiye’nin, emperyalizm işbirlikçisi bir medya kuşatması altında olduğu ortadadır..
Artık hiçbiri Türk kimliği taşımayan, özel bankaların uzantısı halindeki ya da benzeri yabancı sermaye yapısının elindeki gazete ve televizyonlarda izlediğimiz programlar nedir?..
Uluslararası sermayenin içerideki uzantılarınca seçilmiş, kimlikleri soru işaretleri ile dolu tiplemelerin (dönmeler, saklı kimlikler, Bizans devşirmeleri, Kürtçü faşistler) halkın beynini yıkama faaliyetleridir bu programlar..
Mustafa Kemal Cumhuriyetini iptal ettirip, numaralı cumhuriyeti kabul ettirme koroları..
Bunların çoğu akademisyen unvanlıdır..
Proflar, doçentler asistanlar!!.
Bunların gazete ve TV programlarında söylediklerinin ötesinde, Cumhuriyetin tasfiyesi konusunda daha da etkin oldukları alan üniversitelerdir. Söz konusu seçilmiş kadro, aynı anda birkaç üniversitede birden derslere girmektedirler. Her birinin devlet üniversitelerinde kürsüleri vardır..
Profesörler, doçentler, asistanlar zincir halinde üniversite gençliğini bloke etmiş haldedirler... Genç beyinlere, Atatürk’e, Cumhuriyet’e ihanet telkin edilmekte, öğrencilerin liberal sisteme ikna edilip, küresel efendilere beyin beden kölesi olmaları aşılanmaktadır...
İki konu ikna edicidir genç öğrenciler için..
Bu, hoca kimlikli ihanet şebekeleri ile iyi geçinip sınıfta kalma belasından uzak kalmak düşüncesi.. Dolayısıyla onu sorgulayamamak! İkincisi de, teslimiyete ikna olanın, mezuniyetten sonra iş bulacağı vaatleri..
Eskiden üniversiteli gençlere bir takım öğretim üyeleri, imtihanda soracaklarının bulunduğu çoğaltılmış yazı-kitapçıklarını satarlardı..
Şimdi yapılan şudur.
Cumhuriyetin tasfiyesi ile görevlendirilmiş işbirlikçiler, asistanları aracılığı ile, yazdıkları, tercüme ettikleri liberalizme teslimiyet çerçevesindeki kitapları satıyorlar!
Devlet üniversitelerinin kürsülerinde bile ehil olmayan ama, malum kafadaki Prof. unvanlı numaralı cumhuriyetçilerin tavassutları ile asistanların ders verdikleri görülüyor..
Bu kişiler, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü sorgulayan, topraklarımızda  “Kürdistan kurulmasından”  söz eden, kısaca Sevr temelli eğilimleri olan AB’li bir kısım ajan provokatörlerin dümen suyunda, gençlerimizin beyninde dolaşıyorlar..
Bana gelen mektuplardan anladığım şudur... İmanı kuvvetli, milli naturası sağlam gençlerimiz, mezuniyet uğruna bunları dinleyip ya sabır çekiyor.. Ama anafora kapılan da çok!..
Ülkeyi yönetenler bu kapıya “Habur Kapısı” gibi baktığı için de sonuç şaşırtmıyor..
Ama Türkiye’yi, Cumhuriyeti uçuruma götürüyor... Yok oluşa...

Yazarın Diğer Yazıları