Davutoğlu kadar taş düşsün!

İsrail'le ilişkilerin düzelmesi iyi gelişme. Sadece New York'ta 5 milyon Musevi'nin yaşadığını hatırlatalım. Dünyanın ekonomik merkezi ellerinde. Hafta sonu şehirde kısa bir tur atarsanız, kipa ve şadaylariyle el ele dolaşan üç nesli görebilirsiniz. Sinemadan televizyona tüm yedinci sanatı yönetenler de onlar. Yanlış anlaşılmasın kendimizi ezdirelim demiyoruz ama "politik olmak" çok önemli. "Komşularla sıfır sorun" diye işe başlayan Ak Parti hükümetlerinin yaptığı zikzaklara iyi bakın. Davos'ta "One Minute" dedi diye ayağa fırlayıp deniz aslanlarının kuyruk vurması tarzı alkış tutanlar son 2 günde fırıldağa döndü. "Kahrolsun İsrail" diye bağıranlar yine bunlardı. 180 derece oldular. İki ülke ilişkisinin stratejik önemini yere göğe koyamıyorlar. Erdoğan hemen aklandı. Bunalımın yaratıcısı olarak aynı hedefe kilitlendiler; Ahmet Davutoğlu. Yakında yanına Bülent Arınç'ı monte ederlerse hiç şaşırmayın. Bunların prensipleri değişmez; "bizi eleştiren, bizden değildir".

...

Rusya'yla da yakında bal-kaymak devrine döneriz. Allah için Rus jetinin düşürülmesinde Davutoğlu'nun itirafı var "Emri ben verdim". Uzun süredir ortalarda Tiryaki Hasan Paşa'lığa soyunmuş epey adam gördük. Ne zaman ki turizm ve ihracatta ambargoyu yedik hemen "suçlu ayağa kalk" denildi ve Davutoğlu'na doğru dönüldü. Başbakanlıkla ilişkisi kesildi. Bir dahaki seçimde milletvekili bile yapılacağını sanmıyoruz. Üstünde kalan, geçmişin tüm hataları.

...

Bu ülkeyi kim yönetiyorsa onlara birkaç uyarıda bulunmak istiyoruz. Yumuşamadan zarar gelmez. Özellikle dış politikada. Tarih boyunca altımızı oymayı sürdürenler için de böyledir. Dedik ya, politik olacaksın. 2002'den bu yana Dışişleri Bakanı olanlara şöyle bir göz atın. Yaşar Yakış'ın bel altı öyküleriyle yıkılışından sonra gelenlerin ömrünü hatırlayın. Bunların içinde hiç başarısı tavan yapan var mı? Oysa müsteşar Feridun Sinirlioğlu'na övgüden başka parantez düşemezsiniz. Niçin Birleşmiş Milletler'e atadınız? Bu başarılı isme Ankara'da ihtiyaç olduğunu görmüyor musunuz? Erdoğan'ın pamuklara sarıp, koruyup kolladığı MİT Müsteşarı'nı nasıl geriye döndürdüğünü unutmayın. Sonra da Hakan Fidan'ın ne adı ne sanı duyulur oldu. Cumhurbaşkanı'nın son eylemi Sinirlioğlu'nun tayin kararnamesinin iptali olmalı.

...

Unutmadan bir not daha düşelim. Yumuşamayı içeriye de taşımakta fayda var. Muhalefetle ilişkilere ve medyaya. Gerginliğin fayda getirdiği hiç bir zaman görülmemiştir.

Daldan dala

* CNNTÜRK'te Deniz Zeyrek, Fehmi Koru'yu! Cenevre'ye atadı. "Çalçene" Nevşin Mengü doğal olarak farkına dahi varmadı. Çünkü bilgisi ve dinleme alışkanlığı yok. Bizim teklifimiz Nevşin'in 6 aylığına da olsa Taha Akyol'un yanına verilmesi. Onu eğitmek için en iyi formül bu. Bir başka önerimiz ise Ebru Baki'ye de aynı yolun açılması.

* NTV'nin her saat başı ekrana sürdüğü ters yazılardan fenalık geldi. Bıraksınlar artık bu saçmalığı.

* Futbol'da "objektif yorumcu" denince aklımıza tek isim gelmekte; Ömer Üründül. İyi bir teknik direktör kadar bilgili. Taktiksel oyun okuyuşu mükemmel. Bir başka üstünlüğü "Sezar'ın hakkını Sezar'a verebilmesi". Cüneyt Çakır'dan övgüyü esirgemedi. Ama, biri sarı kart olmak üzere peş peşe 2 hatasını da anında söyledi.

* Yaşar Usluer'in e-postalarını zevkle okuyoruz. Son mesajındaki en can alıcı cümlesi "Meral Akşener'in gelişi engellenemeyecektir". Coşkun Telciler'in yorumu da benzeşiyor; "Devlet Bahçeli'nin MHP'ye vereceği hiçbir şey kalmamıştır".

 

Yazarın Diğer Yazıları