Kırmızı karanfil eyleminin olduğu gün, polis, ellerindeki karanfilleriyle kaçışan halkı Dikmen’de, Taksim’de, her yerde kovaladı. Sıkıştırdıklarını dövdü, tekmeledi. Hani çocuklar şarkılarında:
“Biberine gazına, tekmelerin hasına, eyvallah!” diyorlar ya, işte öyle. Bugün de (Çarşamba) hoşgörüde aşırı giden bir kadın, ille polise sarılmak istiyordu. Polis size sarılmak istiyor mu?

***

Amerikan Büyükelçisi Van’a Batman’a falan gitti ve gerçekten de çok iyi geliştirdiği Türkçe’siyle ve masum, dostane (!) bir yüzle gazetecilere beyanat verdi. Açılım süresinden çok umutluymuş.
Biz de direniş sürecinden umutluyuz. Çünkü biz karakol inşa eden şantiye şefini kaçırmıyor, komutanların helikopterlerini düşürmeye çalışmıyor ve peşmergelerden özel polis ordusu kurmuyor, yollarda kimlik kontrolü yapmıyoruz. Yani biz haksızlıkların, hukuksuzluğun, açgözlülüğün ve iş birlikçiliğin bitmesini istiyoruz.
14 yaşında bir çocuk var, Berkin. Bilinci hâlâ açılmadı. Ailesi başında bekliyor. Bunlara taarruz emrini Başbakan bizzat verdiğini söylüyor. Taarruzun şeklini de söyleseydi bari, nerelerine atarsan daha etkili olur. Tekirdağ’da bir polis müdürü,  “Basra harap olduktan sonra” polislerine bunu anlatıyordu. Maskesini zamanında takamayanların halini gördük. Az daha boğuluyorlardı.

***

Derler ki, Çanakkale Savaşı birçok tarihi olayı değiştirmiştir. İngilizlerden yardım alamadığı için Çar, kendi stratejisini uygulayamamış ve Sovyet Devrimi olmuştur. Sovyetler de, İstiklal Savaşında birçok ülke gibi Türklere yardım ettiler. Emperyalizm, Osmanlı topraklarından püskürtüldü. İşte son defa tekrar Taksim Gezi’de püskürtüldü. Bu büyük Gezi Direnişi birçok şeyi tersine çevirdi. Suriye belini doğrulttu, bizden silah ve eşkıya yardımı kesilince. Son hızda ilerleyen şımarık “çözüm süreci” önce akillere halkın gösterdiği o kutlu tepkiyle bozuldu, sonra BDP Başkanının itirafıyla “enfeksiyon” kaptı.
Siz ne söylüyorsunuz! Kadınlar bile değişti. İşi gücü dizi seyretmek diye eleştirdiğimiz kadınlar, tencere-tava ve bayraklarıyla direnişe katıldılar. Şimdi forumlara gidiyorlar, memleketin geleceğini konuşuyorlar. Artık ana akım denilen şey seyredilmiyor. Herkes alıştı; Ulusal, Halk TV ve Cem TV’yi seyrediyor.