Trabzonspor forması altında Akhisarspor maçında Deniz Yılmaz’ı izlerken, nereden aklıma geldi bilmem; Güftesi Orhan Seyfi Orhan’a, bestesi Hayri Yenigün’e ait; “Ölürsem yazıktır sana kanmadan” diye başlayan şarkıyı mırıldanmaya başladım.
Segah makamındaki şarkıyı mırıldanmama neden de uzun bir sakatlık döneminin ardından ilk 11’de bordo-mavili formayı giyen Deniz Yılmaz’ın olduğunu anladım.
Çünkü, Hüseyin Avni Aker Stadyumu’nun basın tribününde birlikte olduğumuz meslektaşlarıma topla her buluşmasında yaptığı hareketler ve koyduğu performansla “Deniz’e bakın, Deniz’e dikkat edin” söylenip duruyordum.
O nedenledir ki; “Diyorlar kül olmaz ateş yanmadan Denizler durulmaz, dalgalanmadan” diye şarkıda sözleri mırıldanıp dururmuşum!..
Eee, ne yaparsın!.. Futbolu bir sanat gibi icra eden geçmişin bordo-mavili futbolcularından sonra Hüseyin Avni Aker’de Mehmet Ekici ile birlikte farklı birini daha izleyince, insan ister istemez duygusallaşıyor. Hatta ve hatta şarkılar, türküler bile söyleyebiliyor.
Maç eksikliği
Kaldı ki, Deniz Yılmaz’ın dalga dalga futbol adına sahaya yansıttıklarının genel de hepsi farklıydı. Topları alışı, kontrol edişi, fazla oyalanmadan arkadaşları ile buluşturması, sürati, çabukluğu ve çabaları ve de futbolun meyvesi olan gol adına yaptığı enfes vuruşlar.
“Keşke sakatlanmasaydı.. Ya da sakatlığı kısa süreli olsaydı da, takımdaki yerini çok daha önceden alabilseydi” diye hayıflanmamak mümkün değil.
Çünkü, son oynanan Akhisar Belediye maçındaki görüntüsünde sadece uzun sürede oynamamış olmanın eksikliğinden başka bir şey yoktu.. Ancak, olan oldu. Geriye bakmamak lazım. İleriye bakıldığında da Deniz Yılmaz’ın  önümüzdeki sezondan itibaren kendinden çok söz ettireceğini, hatta A Milli Takımın bile değişmezleri arasına gireceğini iddia etmek için kahin olmaya hiç ama hiç gerek yok.
Çünkü, “ayinesi iştir kişinin.” Deniz Yılmaz’da futbol adına bu işin nasıl yapılacağını ortaya koymaya, her gün de üzerine katmaya başlamıştır.
Ne diyelim? Allah nazardan saklasın. İnşallah başka sakatlık yaşamasın.