Ders almayanlar

Artvin-Ardanuç'a gitmeyi bekliyor. Hem de sabahın 10:30'undan röportajın yapıldığı ana kadar. Otobüsün, gelip gelmeyeceği bile belli değil. 65-70 yaşlarındaki kadıncağız B. Çekmece'den otogara geldiğini ilave etti. Yüzünde kızma ifadesi yok. Hatta gülebiliyor. Buna kader demek mümkün mü? Yılda iki bayram, bir yılbaşının yol açtığı "alışkanlık" herhalde. Demirperde dönemindeki Moskova'yı hatırlıyorum. İnsanlar nerede bir kuyruk görse ona eklenirlerdi. Sonuçta mutlaka bir yiyecekle dönerlerdi. Unutamadığım gözlemlerim oldu. Yaşlı bir adamın amacına ulaştığını fark ettim. İki eliyle taşıdığı azman bir salatalıktı. Langa dediğimiz cinsten daha iri kıyım hıyardı. Tartılsa en az üç kilo gelirdi. 1989'da rejim çöktüyse ana nedenlerden biri işte bu kuyruklardı. Halkın çığrından çıkmasına sebep ise votka ve sigaranın aynı uzun bekleyişlerle alınmasıydı. "Komünizmi kuyruklar bitirdi" demek mümkün. Sonuçta Demirperde'nin askeri başkenti olan Varşova'da şimdilerde NATO toplantıları yapılıyor. Sonuncusu daha yeni tamamlandı. Bunları boş verelim. Esenler Otogarı'ndaki hanımefendi acaba Ardanuç'a ulaşabildi mi ona bakalım.

Ecele koşanlar

Süre kıyaslaması yaparsak bayram tatillerinde trafiğe kurban verdiklerimizin sayısı terör sonucu kaybettiklerimizin çok üstünde. İstediğiniz kadar "trafik canavarı" çizin "yolların kralı yoktur, yolların kuralı vardır" sloganları uydurun, ölümlü kazaları önleyemiyorsunuz. Çünkü adam asit yüklü kamyonla akraba ziyaretine gidiyor. Bu yetmiyormuş gibi TIR'ın arkasına arızalı aracı oturtup içine 3 kişi daha yerleştiriyor. Sonuç; 3 ölü 4 yaralı. Ramazan bayramı bitti ancak felaket senaryoları sonlanmadı. Önümüzde Kurban var. İstatistikler bize daha kanlı bir bayramı işaret ediyor. İstediğiniz kadar arabanın arkasına "Rahmetli de solladı" yazdırın!

Ana mesele

Kutsalı olmayanların saldırılarının aralıksız sürmesi ayrı konu. Din adına eylem yaptıklarını sananların hedef olarak türbeleri seçmelerine söyleyecek laf, kınayacak sözcük bulamıyoruz. Bunlar nasıl Müslüman? Öte yandan Hakkâri, Van ve Mardin'deki son saldırıların ise Fehman Hüseyin'in havaya uçurulmasına misilleme olduğu öne sürülmekte. Bunu biz söylemiyoruz. Bölücülerin yayınlarından öğreniyoruz. Anlaşılan "ölmedi, yaşıyor" palavralarından vaz geçtiler.

***

ÖZEL NOT: Makam Farkı'nda Mehmet Barlas Tab'i Mustafa Efendi'den ikinci kez söz etti. En ünlü bestesi "Gün yüzlülerin şevki"nden bahsetti. Konuyu bestekârın ne iş yaptığına getirdi. Tab'dan yola çıkıp "deri işlemecisi" olabilir dedi. Oysa Tab'i Mustafa, sıfatından da anlaşılacağı gibi matbaa-baskı işleriyle meşguldü. "Tab etmek"ten söz eden üç kişi hatırlıyorum. İkisi rahmetli oldu. Biri annemdi, diğeri TSM tutkunu emniyet mensubu Vedat Cem'di. Allah uzun ömür versin son isim Hüseyin Movit. Sayın Barlas'ın bilgilerine sunuyorum.

 

Yazarın Diğer Yazıları