Dershanelere neden ihtiyaç var?

Dershane meselesini ikiye ayırarak konuşmakta fayda var. Eskiden SBS dediğimiz, Orta Öğretim Kurumlarına Geçiş sınavına hazırlayan dershaneler bunun ilk ayağı. Diğeri ise ÖSS sınavına hazırlık için çalışan dershaneler.
Milli Eğitim’in SBS’ye alternatif olarak getirdiği sınav sistemi eskisine nazaran daha iyi bir sistem. Çocukları ve aileleri daha az yoran, dershane ihtiyacını azaltan bir sınav sistemi.
Evet, bu sistem dershaneye ihtiyacı azaltıyor ama ortadan kaldırmıyor. Çünkü bölgeler arası hem eğitimin hem de eğitim kurumlarının kalitesinde büyük uçurumlar var. Özellikte geri kalmış bölgelerde ortaokul bile yok. Binlerce çocuk servislerle taşınarak eğitim alıyor.
Bu farkı “okul etüdleri”  ile ortadan kaldırmak mümkün lakin onun için de yeterli öğretmen yok.

 


***

 


ÖSS sınavında ise durum daha karmaşık. ÖSS’ye hazırlık için eğitim veren dershanelerin kaldırılması için buyruklar vermekle iş çözülmüyor. Doğrudur, hükmetme gücüyle bunu yapabilirsiniz lakin bunu söyleyerek eğitimin temel problemlerinden birini çözemiyorsunuz.
Öncelikle şunu sormak lazım: Dershaneler neden gerekli? Dar gelirlisinden varlıklısına kadar insanlar çocuklarını dershanelere neden gönderiyor?
Tabii ki insanlar çocuklarını  “fantezi”  olsun diye dershanelere göndermiyor. Özelikle devlet okullarındaki eğitim kalitesinin düşüklüğü insanları dershanelere mecbur bırakıyor. Bunu en iyi bilmesi gereken kişi Milli Eğitim Bakanı, eğer eğitime  “makam”  dışında bir ilgisi var ise.
ÖSS sınavının kapsamı gereksiz bir şekilde  “geniş” . Ortaöğretimin bütün aşamalarını kapsayacak şekilde yapılan bir sınavdan çocukların takviye almadan başarılı olmaları zor. Bu duruma ortaöğretime giriş sınavına benzer bir düzenleme ile son verilebilir. Lâkin o da dershanelere ihtiyacı ortadan kaldırmayacaktır.
Çünkü bölgeler arası eğitim kalitesi arasında büyük farklar var. Bırakın bölgeleri, aynı şehirdeki okullar arası eğitim kalitesinde farklar var. Türkiye’de eğitimin bir standardı yok. Bu standartsızlık, ortalama kaliteye sahip olmayış insanların dershanelere binlerce lira dökmesine sebep oluyor.
En önemlisi ortada büyük bir yarış var. Arz-talep dengesinin oluşmadığı bir piyasadan bahsediyoruz. Bu dengeyi her şehre üniversite açarak kuramıyorsunuz. Neticede her öğrencinin rüyasını İTÜ, Boğaziçi, ODTÜ gibi üniversiteler süslüyor. Dünya ortalamasına (alt sıralarda olsa dahi) sahip on üniversiteniz ve her yıl sınava giren bir buçuk milyon öğrenciniz var ise yarışı ortadan kaldırmanız mümkün değil. O yüzden en namlı özel okulların öğrencileri dahi dershane ve etüd merkezlerinin kapısına koşuyor.
Hepimiz biliyoruz ki bu “niyet” siyasi. Eğitim birilerinin iktidar oyununun bir parçası haline gelmiş. Bu tavra en güzel cevap çocukları bu oyuna “figüran” yapılanlar tarafından verilecektir.
Siyasi ihtiraslarımız çocuklarımızın geleceği ile oynayacak kadar gözümüzü köreltmemeli. Dershanelere bir veli olarak ben de karşıyım. Fakat eğitim sistemimiz o kadar laçka, kalitemiz o kadar düşük ki çocukların ders desteğine ihtiyacı var.

 


***

 


Hükümet kendi ekseninden kaydığını gördüğü bir grubu “terbiye” etmek için çocukların geleceği ve koskoca bir camianın ekmeği ile oynayacağına eğitimde kalite sorununa çözüm getirecek önlemler almalı. Daha sonra, yukarıda da bahsettiğim gibi sınavın kapsamına yönelik düzenlemelerde bulunmalı. O zaman dershanelere ihtiyaç azalacak, zamanla ortadan kalkacaktır.
Aksi takdirde zaten haksız rekabetin hüküm sürdüğü bu ortama yeni haksızlıklar girer, olan fukara Anadolu çocuklarına olur.
Hükümetin başının bu sorunlardan haberdar olmaması normal, çünkü pratiği yok. Sayın Başbakan çocuklarını yurt dışında okutmak “mecburiyetinde” kaldığı için yönettiği ülkenin eğitim sorunlarından ve sınav sisteminden haberdar olmayabilir. Bence birileri kendisine konu hakkında bir brifing vermeli. Kanaatim o ki eğitime yapılacak en büyük hizmet bu olacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları