Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mustafa Hakan ÜNSER

Mustafa Hakan ÜNSER

Devlet miting yapar mı?

Devlet miting yapar mı?

Konu Orta Doğu ise veya olay Orta Doğu'da geçiyorsa kelimelerin ve kavramların anlamları onu kullanan şeyhin, devlet büyüğünün, aşiret veya parti liderinin arzusuna göre değişir, değiştirilmeye çalışılır. Hâl böyle olunca konu anlaşılmaz, anlaşılamaz ve çok karmaşık bir hâl alır.

Bu, protestolara ve mitinglere de yansıyor.

İsrail'in Filistin'e karşı yaptıklarını Coca Cola markalı içeceğin sokağa dökülerek protesto edilmesindeki gibi… Halka açık bir uluslararası şirket İsrail malı değil, haberlerde gördüğümüze göre eylemcilerde marka seçiciliği de yok. Pepsi de dökülse sorun olmuyor. (Burada bir hatırlatma yapmam gerekiyor. Biz de Azmi Karamahmutoğlu’nun genel başkanlığı zamanında yurt dışından yayın yapan bölücü MED TV'ye reklam verdiği için Coca Cola'yı protesto etmiş, parasını verdiğimiz kola şişelerini kırmıştık. Biz de para ödemiştik belki aldığımız kolalara ama bizim eylemde en azından muhatabımız doğrudan şirketti.) Galiba portakal bıçaklamak, kola dökmek gibi mantığın ve beklenenin dışına çıkarak yapılan eylemler öfkenin büyüklüğünü göstermeye yarıyor. Deniyor ki o kadar kızgınım ki kendime zarar vermek dahil her türlü çılgınlığı yapabilirim.

Protestoların dikkat çektiği olaylar daha aklıselim ve planlı mitinglere evrilebiliyorlar. Böylece mitingler ülkelerin politika oluşturmalarına, politik, sosyal ve kültürel hayatlarına katkı sağlıyor.

II. Meşrutiyet Dönemi’nden daha önce Osmanlı’da pek görülmeyen, Batı’nın etkisiyle Türk toplum hayatına giren ve zamanla bizde de kökleşen "içtimaatı umumiye" şeklinde ifade edilen mitingler aynı dönemde hukukileşmiştir. Gayrimüslim tebaanın çokça başvurduğu ama Türk tebaanın o dönem hiç girişmediği bu eylem biçimi Millî Mücadele döneminde kamuoyu oluşturmada önemli katkılar sağlamıştır.

Mitingler ortak kimlik oluşmasında, millî hafıza oluşmasında değerini kolay kolay yitireceğe benzemiyor ve dolayısı ile en önemli mitingin en büyük miting olduğu gerçeği de değişmiyor.

Mitingin ölçüsü katılım sayısıdır ve genellikle kalabalık alan çarpı kişi sayısı (az kalabalık; üç metrekarede bir kişi, kalabalık; metrekare başı iki kişi, tıkış tıkış; metrekare başı dört kişi) şeklinde hesaplanarak ifade edilir. Yüzde yüz doğru sonuç vermese de kalabalığın yoğunluğuyla alanın çarpımı yaklaşık sonucu verir. Buna rağmen yüz bin kişinin sığmayacağı alanda milyonların olduğunun iddia edildiği sık görülür.

Kürsü hâkimiyetiyle kalabalıkları coşturan kürsü ile kitle arasında heyecan ve duygu ilişkisi kuran liderler başarılı sonuçlar alır ve tarihin akışını değiştirebilirler.

Genellikle halkın veya halkın bir kesiminin devlet politikalarına veya bazı ulusal ve uluslararası gelişmelere tepkilerini gösterme yolu olan mitingler nadiren devlet eliyle yapılabiliyor. Örneğin bazı muhalif partilerin “devlet miting yapmaz gereğini yapar” itirazlarına rağmen dünyanın birçok yerinde sivil inisiyatifler tarafından düzenlenen protestolarla eş zamanlı olarak geçtiğimiz hafta AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumhur İttifakı adına yaptığı çağrıyla "Büyük Filistin Mitingi" düzenlendi.

Anadolu Ajansı’nın haberine göre mitinge Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, HÜDA-PAR Genel Başkanı Önder Aksakal katıldı. "Hepimiz Filistinliyiz" yazan Arapça başlıklar takılan "Katliam bitsin, çocuklar ölmesin." pankartlarının ve Filistin bayraklarının hâkim olduğu mitingde Erdoğan “HAMAS terör örgütü değildir dedim ya, bundan İsrail çok rahatsız oldu.”, “Ey Batı size sesleniyorum, siz yeniden bir hilal-haçlı mücadelesi mi estirmek istiyorsunuz?”, “Bir gece ansızın gelebiliriz şiarıyla kendi çizdiğimiz yolda ilerlemeyi sürdüreceğiz”, “Gazze'de yaşanan katliam topyekûn Batı’nın eseridir.”, “PKK'nın, YPG'nin, FETÖ'nün arkasında İsrail de var.”, “İsrail, biz de seni savaş suçlusu olarak dünyaya ilan edeceğiz.” Konu başlıkları altında bir konuşma yaptı.

Bazı mitinglerin teması ve sloganı çok uzun süreler milletlerin hayatlarında etkili olurlar nesiller boyu unutulmazlar.

Bu miting Türkiye Cumhuriyeti devletinin başı tarafından İsrail'in devlet değil bir örgüt olduğunun ifade edildiği, Batı’nın suçlandığı, HAMAS’ın övüldüğü, taraflardan birinin Musevi olmasına rağmen hilal-haçlı mücadelesine dikkat çekildiği, Arapça pankartların ve Filistin bayraklarının baskın olduğu, bir kesimin gazını alan, uluslararası ciddiyetten uzak, yola kola dökmek gibi içe dönük bir miting olarak tarihteki yerini aldı.

Miting sonrası “Devlet miting yapar mı?” sorusuna şu soruları da eklemeli: Devletin düzenlediği mitingde başka ülke bayrağı ve başka alfabe kullanmak ne kadar doğru?

Bu miting toplumu hangi konuda bilgilendirdi ve muhatabına ne mesaj verdi?

Tarafgirlik yapmamız dışında çözüm olarak ne önerildi?

Bu miting Türk halkına kaça mal oldu? Olur ya HAMAS İslami bir devlet kurma idealinden vaz geçerse yine de destekleyecek miyiz?

Ve…

Serok Ahmet neden orada değildi?

Yazarın Diğer Yazıları