Devlet, ne ölçüde “Devlet Baba”

Devlet, ne ölçüde “Devlet Baba”

Siyasi irade kaynak bulmak için vatandaşın sırtına 2023 yılı için çifte Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) yükledi.

Yani MTV 2023 yılı sonuna kadar bir kereye mahsus olmak üzere tüm araçlar için iki katına çıkarıldı.

Önceden büyüklerimiz devleti baba olarak görür “Devlet baba” derlerdi.

Peki ya bugün?

*

Devlet vergi alırken çok(çok vergi), maaşlara zam verirken ortada yok.

Sabit gelirlilerin, özellikle emeklilerin geçim sıkıntısı ortada.

Hepsi enflasyon altında inim inim inliyor.

Memur maaşlarına yapılan zam kadar emekli aylıklarına zam yapılması gerekirken memurlara, Temmuz 2023 tarihinde toplu sözleşme ve enflasyon farkından kaynaklanan zammın üzerine 8077 lira seyyanen zam verdi.

Seyyanen verilen zam emeklilere yansıtılmadı.

Emekli sadaka değil çalışmalarının karşılığını bekliyor.

Emekli maaşına zam verme söz konusu olduğunda “inşallah, maşallahla” geçiştiriliyor.

Ülkemizde enflasyon altında en fazla ezilen sabit gelirlilerdir.

Eğer devlet “baba” ise evlatları arasında adaletli olmaz mı?

*

Ek MTV'nin yürürlüğünün durdurulması ve iptali istemiyle ana muhalefet partisi Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurmuştu.

*

28 Eylül 2023 tarihinde AYM, ek MTV alınmasını öngören yasal düzenlemenin iptali istemini oy birliğiyle reddetti.

Ek MTV 2003 yılında da konmuştu.

O yıl ek MTV’yi Anayasa Mahkemesi (AYM) iptal etmişti.

*

2023 yılında konan ek MTV 2003 yılındaki ile aynı.

2003 yılındaki ek MTV’yi iptal eden AYM bu kez iptal etmedi.

Anayasamız aynı,

İlgili maddeler aynı,

Ama AYM den çıkan karar 2003 yılındakinin tam tersi.

*

Bu kararla vatandaştan “verginin vergisi” yani duble vergi alınacak.

Güzel olan haber ise;

“Arabası olmayanlar bu vergiyi ödemeyecekler!”

*

“Nas, Nas” diyerek ekonominin kuralları dışında hareket eden, MB’deki onlarca milyar dolarlık dövizi düşük kurlarla satan, swap (takas) yoluyla temin edilmiş ödünç dövizler düşüldükten sonraki MB net rezerv düzeyinin “eksi onlarca milyar dolar” olmasına neden olup bugün ekonomik çöküşün yaşanmasına sebep olan biz miyiz ki MTV’yi iki defa ödeyeceğiz?

Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan da bizler değiliz.

*

MTV’nin duble alınması yasal düzenlemesi ve bu yasal düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi’nin iptal etmemesi devletin “güven ile bağlantısını” iyice zayıflatmıştır.

Dünyada aynı vergiyi vatandaşından iki defa alan başka bir ülke olduğunu sanmıyorum.

Ekonomi yönetimindeki beceriksizliğin faturasını halka yüklemek ne kadar adil olabilir ki?

*

Vatandaştan ek MTV almayı aklına getiren devlet, köprülerden, tünellerden garantili her bir geçişten 2022 yılı içinde ne kadar vergi almışsa her bir geçiş yapan aracın ödediği vergiler kadar yüklenici firmalardan ek vergi almayı peki neden aklına getirmiyor dersiniz?

Yüklenici firmalar vatandaştan daha mı fakirler?

Devlet, “Devlet baba” ise zenginden daha fazla, fakirden çok daha az vergi almaz mı?

*

Vatandaş bir araba aldığında devlet bu kişiden yaklaşık 2 araba kadar da vergi alıyor.

Çok zenginden de orta gelirliden de aynı şekilde.

Peki “Devlet baba” adil olmaz mı?

Almanya araba üretiyor. Alman devletinin üretilen her arabadan aldığı vergi Türkiye’de bir araba satın alındığında devletimizin aldığı vergiden çok daha az.

Hakikaten size de bu durum ilginç gelmiyor mu?

Devlet baba böyle olur mu?

*

Bazı şirketlerin yıllarca tahsil edilemeyen devlete olan borçlarını,

Yüzler milyonluk vergi borcu silinen şirketleri,

Onlarca defa vergi ve harç borcu silinen veya vergi borçlarında indirim yapılan şirketleri vs. vs. duyuyoruz.

“Hangi şirketlerin ne kadar vergi borcu silindi, ne kadarına indirim yapıldı?” diye sorulduğunda gelen cevap;

“Ticari sır.”

*

KKM'de kur farkı olarak TCMB'nin mudilere ne kadar ödeme yaptığı,

TCMB'nin hangi dönemlerde piyasaya ne kadar döviz sattığı,

TCMB'nin KKM kanalından ne kadar döviz aldığı bilgileri de kamuoyu ile paylaşılmıyor.

Devlet baba niçin bunları vatandaşından gizlemek ister ki?

Devlet baba “şeffaf” olmaz mı?

*

Belli kesimden vergi alınmayınca veya alınamayınca;

“Vergi en kolay nereden alınır.” deyip yükle ek vergileri(MTV vs.) vatandaşın sırtına.

Devlet, “Devlet baba” ise adil davranır.

*

Özellikle her seçim öncesinde oy devşirmek maksadıyla ve yanlış ekonomi yönetimi sonucunda para sıkıntısı yaşadığında;

“Getirilen vergi afları,

İmar afları (Devletin arazisine konanlara ve kaçak yapılara her seçim öncesi çıkan aflar.)

Vergi dairelerine olan tüm borçları yeniden yapılandırma,

Bazı zengin şirketlerin borcunun bir kalemde silinmesi,

Yapılandırmalarla silinen faizler ve cezalar,

Belirli bir meblağa kadar devlete borcu olanların borçlarının silinmesi.”

gibi hususları sık sık ülkemizde yaşıyoruz.

Bütün bu uygulamalar vergilerini zamanında ödeyen “dürüst vatandaşları” cezalandırmaktır.

Bu ifadenin altını önemle çizmek istiyorum.

Devlet baba, dürüst olup vergisini zamanında ödeyen vatandaşlarını cezalandırır mı hiç?

*

Dünyanın başka bir ülkesinde “imar affı, vergi affı “ gibi adil olmayan uygulamaları asla duymayız.

Çünkü onlarda oy beklentisi, koltuk kaygısı yoktur.

Sistem kurulmuştur ve bu sistem halkın ve ülkenin menfaati dâhilinde işletilir.

Siyasetçilerin menfaatleri dâhilinde değil.

*

Yargıdan çıkan bazı kararların adil olmadığı ve politik baskılarla alındığı kanaati devlete olan güveni azaltır.

Böyle bir ülkeye yabancı yatırımcı gelmez.

Hukukta ve yargıda güveni yok ederseniz, Yargı kararlarının adil olmadığı ve politik baskılarla alındığı kanaatini vatandaşa verirseniz, yatırımı ve yatırımcıyı rüyanızda dahi göremezsiniz.

*

Muhtelif dönemlerde siyasi iradenin çağrısı üzerine yastık altında dövizi olanların bu dövizleri bozdurmaları istenmişti. Bu çağrıya uyanlar dövizlerini bozdurmuştu öyle değil mi?

Bozduranların hepsi zarar etti.

Bugün vatandaş birikimlerini döviz üzerine yapıyorsa bu uygulamaları devlete, Türk parasına olan güvenlerinin sarsılmış olmasıdır.

“Kör bile aynı çukura iki kere düşmez.” diye bir atasözü vardır.

*

Hukukun üstünlüğünün telaffuz edilemediği, düşünce ve konuşma özgürlüğünün kısıtlı olduğu,

mülakatlara siyasetin bulaştırıldığı,

her alanda kayırmacılığın olduğu bir ülkede ne ölçüde devletten “Devlet baba.” olarak bahsedilebilir ki?

*

Eylül 2023.

Resmî Gazete’de yayınlanan, üniversitelerde öğrenci ücretlerinin katkı paylarına ilişkin karara göre, Türkiye’de eğitim gören yabancı öğrencilere yüzde 25 “kardeş indirimi” yapıldı. Kendi ülkesinde 2. sınıf vatandaş gibi görülen Türk öğrencilere ise indirim yapılmadı.

Ayrıca kendi vatandaşlarımız dururken Suriyelilere uygulanan kayırmacı politikaları da bilmeyen yoktur.

*

SONUÇ;

Devlet, devlet olma özelliğini kaybetmiştir.

Ortak akıl diye bir şey kalmamıştır.

Görüyoruz ki baba, “baba olmaktan çıkmış” gibi.

Vatandaş üvey evlat olmuş gibi.

Vatandaşı devlet düşünmüyorsa kim düşünecek o zaman?

Bütün bunları gören vatandaş devlete güvenip yastık altındakilerini çıkararak ekonomiye katkıyı ne ölçüde sağlar ki?

Devlete olan güven sarsılırsa bu güveni tekrar tesis etmenin çok zaman alacağı bilinmelidir.

Unutulmamalıdır ki;

Devletin amacı kendi vatandaşının menfaatine en uygun olan ne ise onu yapmaktır.

“Devletler vatandaşları için vardır,

Vatandaşlar devlet için değil.”

Yazarın Diğer Yazıları