Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

Dışişleri mi yoksa çöpçatan ofisi mi?

Dikkatinizi mutlaka çekmiştir. Sonuç çıkmayacak, yahut içi boş ‘masa başı’ haberlerin can simidi kelimeleri vardır. Özellikle ‘dış politika’ mevzu bahis olduğunda durum biraz daha kendisini netleştirir:

‘Kartlar açıldı’, ‘mekik diplomasisi’, ‘elimiz güçlendi’, ‘müthiş hamle’, ‘destek turu’, ‘zeytin dalı’, ‘tarihi zirve’.
Mevzubahis ‘kumar masası’ olsa tepedekilere diyecek bir şey olmaz da,‘dış politika’ olunca durum tam bir ‘kara mizaha’ dönüşüyor.
Malumunuz Türkiye son zamanlarda bir takım ‘tarihi’zırvalara, pardon çok önemli zirvelere önayak oluyor.
Dünyanın neresinde bir ‘sorun’ varsa hemen ‘çöpçatanlığa’soyunuyor hariciyemiz. 
‘Eller’ kenetleniyor, ‘dişler’gösteriliyor, herkes halinden memnun bir şekilde ‘barış dolu yarınlara’ yelken açılıyor.
‘İşçisinden’çiftçisine, ‘memurundan’ öğrencisine atmadık fırça bırakmayan iktidar mensupları, ‘dışarıya’ karşı bir hoşgörülü ki sormayın gitsin.  Hepsinin yüzlerinde ‘güller’ açıyor, birbirlerine karşı ‘şirinlik’gösterileri yapıyorlar; ‘yuvarlak’ masalar etrafında toplanıp durum değerlendirmelerinde bulunuyorlar. 
Dönüp bakıyorsunuz, sonuç ne?
Dünya haritasında yeri bile bilinmeyen birkaç ülke ile ’vizeyi’ kaldırmışız, o kadar. 

***

‘Doğuya’, ‘batıya’, ‘kuzeye’, ‘güneye’ doğru uçakların biri gidiyor, biri geliyor.
Bir bakmışsınız cumhurun başındaki hazret yurt dışında; o tam ayağının tozu ile memlekete avdet ederken Başbakan havalanmış; o havada olur da Dışişleri Bakanı yerinde kalır mı hiç; o da kendince bir rota tutturmuş.
Hayırdır, ne oluyor?
- “Çok yönlü dış politika. Komşularla sıfır sorun. Bölgesinde lider bir ülke.” 
Peki Ermenistan 2015 yılı için neyin hazırlıklarını yapıyor; Bulgaristan kimden tazminat istemeye yelteniyor; Yunanistan’ın derdi nedir ki Ege’de uçakları habire fink atıyor; Rum Kesimi KKTC’nin egemenliğine yönelik nasıl bir kumpasın hazırlığında; Suriye’yi, Irak’ı mekan tutan terör örgütleri kime karşı diş biliyor?
Sanki memleket ‘bostan’, beyzadeler de birer bostancıbaşı: 
- “Açın o kapıyı, yıkın o sınırı. Bir buket gül Ermeni’ye, bir demet karanfil Berberi’ye.’
Tam 12 yıldır aynı muhabbet; bir adım ilerleme kaydetseler, bir soruna çözüm bulsalar ‘eyvallah’ diyecek millet. 
“Çözdük” diye ortaya atıldıkları konulara bir bakıyorsunuz ki aslında ‘çözüldük’ demeleri daha doğru olur. Hep ‘verme’ üzerine bir strateji.

***

İktidarların, ‘milli çıkarlara’ters düşmediği müddetçe, kendi siyasal programları ekseninde dış politikaya ‘yön verme’ hakları elbette ki olacaktır.
Fakat şu halleriyle bile, kendilerini ‘perde arkasından’ yönlendiren ‘küresel’ efendilerinin dışında ‘kimseye yaranamadıkları’ ortada.
Kolay değil, ’Cumhuriyet’ adı verilen mel’anetin komşular arasına ekmiş olduğu ‘fitne-fesat tohumlarını’ temizlemekle meşguller. 
Ol sebepten dolayı, katıldıkları her platformda ‘biraz alttan almaları’ fazla yadırganmamalı. 
Komşularımız, elbette ki ‘kendi milli çıkarlarını’ koruyacaklar; zira onları tarih boyunca ‘mağdur eden’ bizleriz.
‘Gayrimilli’düşünce yapısı, ‘çarpık’bir anlayış, ‘tahrif edilmiş’ bir tarih görüşü ile varılacak nokta bundan daha ilerisi olamaz. 
Ancak ‘diplomatik temas’ adı altında yapılan ‘turistik seyahatlerin’ sayısı artar. ‘Verdiğiniz’ tavizler, ‘yerinde saydırdığınız’ sorunlar da cabası. Fakat durum kontrol altındaki yandaş ve yanaşma medyaya hiç de böyle yansımaz:
- “Çek oğlum oradan bir ’tarihi zirve’de zevahiri kurtaralım. Dişler görünüyor, yüzler gülüyor olsun fotoğraflarda.” 

***

‘Masa başı’ habercilere unutturulan o ‘klişe’ başlığı yeniden hatırlatmakta yarar var.
Ola ki kafalarına dank eder, vicdanlarına kulak verirler de ‘günün anlamına’ binaen bir kez daha kullanmaya kalkışırlar:
- “Dışarıda havanda su dövüyoruz.”

Yazarın Diğer Yazıları