Diyabetli hasta ve ailesi

Kronik bir hastalık tanısı konması, kişide olduğu kadar ailede de krize neden olabilir. Önceki ilişkilerinde niteliğine bağlı olarak, hasta ile ailesi arasında güçlüklere yol açabilir. Bu diyabetin kontrolü ve tedavi yanıtı üzerinde etkisi bakımından önemlidir.
Ailenin aşırı koruyucu ve kaygılı olması hastanın olumsuz ve riskli ortamlarını aşırı hoşgörü ile karşılayıp boyun eğmesi, fazla denetleyici ya da ilgisiz ve dışlayıcı tutumları hem hasta hem de tedavi ekibi için zorluk yaratır.
İlişkilerin dengeli ve çatışmasız olduğu, duyguların rahatça ifade edilebildiği ve iyi iş birliği yapan ailelerde hastanın uyumu daha iyi olmaktadır. Aile içinde ilgili ancak aşırı kaygılı ve koruyucu olmayan tutum hastanın uyumunu arttırmaktadır. Var olan çatışmaların rahatça konuşulabilmesi, hastalık sonrası duyguların açıkça ifade edilebilmesi olumlu özelliklerdir. Ancak çatışmaların karşılıklı olarak inkar edilmesi, görmezden gelinmesi sorunların çözümünü zorlaştırabilir.

Hastaya yeterli zaman ayırın
Hastanın ve ailesinin hastalığa gerçekçi ve akılcı uyumunda hekimin tutumu da önemlidir. Yeterli zaman ayırma, bilgilendirme, duyguların ifade edilmesine izin verme bu bakımdan yararlıdır. Hastanın kaygılarını arttırmayacak düzeyde doğru bilgilendirme, hastalığın doğru anlaşılmasını kolaylaştırır. Tıbbi duruma ilişkin yetersiz bilgi verilmesi tedavi seçeneklerinin açıkça tartışılmaması, hastalığa ilişkin korkutucu ve yıkıcı algılar geliştirilmesini kolaylaştırabilir. Sorunların tanımlanıp çözüm önerilerinin tartışılması, ilerleyen süreçte hastanın tedavi sürecine aktif katılımını kolaylaştırır. Hekimin doğru tutum ve süreçte ortak katılımı önemlidir.

Grup tedavisi
Hastada aksiyete bozukluğu ya da depresyon saptandıysa psikotrop ilaç kullanmak gerekecektir. Olguya ya da hastanın psişik durumuna göre ilaç tedavisi yanında psikotrapotik yaklaşım, relaksasyon teknikleri, aile ve grup tedavileri yararlı olabilir.

Yazarın Diğer Yazıları