Doğu ve Batının efsane şehri İstanbul (3)

İnsan psikolojisinde mavi ve yeşil rengin rahatlatıcı, mutlu edici bir etkisinden söz edilir. İstanbul da mavi ve yeşilin bir birleşme noktası olarak korunmaya çalışılmış. Zamanla hem mavide hem yeşilde azalma, kirlenmeler olmuş. Günümüzde İstanbul’da yaşayanlar İstanbul’un korunması, kollanması ve bizden sonraki nesillere bir tablo, bir sanat eseri olarak bırakılması gerektiğini anlamaya başladılar biraz geç oldu. Elden pek çok değerler kaçtı yok oldu. Hatta hâlâ kaçmaya devam ediyor. İnsan bazı şeylerin değerini kaybetmeye yaklaştığında daha iyi anlatmaya başlıyor. İstanbul’umuz da biran önce değeri anlaşılan nadide mücevherlerin içinde yer almalıdır. İstanbul için pek çok şarkı bestelenmiştir. Günümüzde pop şarkılarında bile güzel bir sevgili ile İstanbul kıyaslanır ve sevgili için İstanbul kadar güzel sözcükleri kullanılmaktadır. İstanbul’da yaşamak büyük bir mutluluktur. Ama en değerli mutluluk İstanbul gibi bir değeri çocuklarına, torunlarına bırakabilme mutluluğudur.


İstanbullu olmak bir ayrıcalıktır
Osmanlı’da herkesin İstanbul’a yerleşmesine izin verilmezmiş İstanbul’a özellikle bölgelere, semtlere yerleşecek kişilerin kimlikleri, meslekleri belirlenmiş. Mesleklere göre yerleşilecek bölgeler ayrılmış. Özellikle boğaz kıyısında herkesin oturmasına izin verilmezmiş. Bu durum hem şehircilik açısından, hem de yeşil alanı korumak açısından ele alınmıştır. Bu ele alışın için de önemli devlet adamlarının seçilmesi ve onların yaptıkları başarılı çalışmalar sonucunda ödüllendirilmeleri için bazı semtlere yerleşme izinleri verilmesi uygulaması kullanılmıştır. Padişahların ve önemli ailelerin İstanbul’un boğaz kıyısında köşklerinin olması adetten sayılırmış. Bizans Doğu İmparatorluğunun merkezi olarak düşünüldüğünde o dönemde dünyanın en önemli iki merkezinden birini oluşturmaktadır. Tarihte daha önce ki uygarlıkların da özellikle İstanbul Boğazı’na yerleşmesi hep önemli olmuştur. Truva savaşları yine böyle bir güç çatışmasında çıkmıştır. Günümüzde de sayın başbakanımız artık İstanbul’a yerleşmenin sınırlanmasından söz etmektedir. Bütün bunları göz önünde bulundurduğumuzda İstanbul’da yaşamın bir ayrıcalık olduğunu söyleyebiliriz. İstanbul’u korumak için geçtiğimiz yıllarda söylenmiş bir slogan şöyle sesleniyordu. Başka İstanbul yok. Eskiden yakın geçmişte İstanbul beyefendisi, İstanbul hanımefendisi deyimleri kullanılırdı. Güzel konuşan kişilere İstanbul Türkçesi konuşuyor denilirdi.

Yazarın Diğer Yazıları