Dökülüyorlar!

Bakmayın siz, Başbakan’ın her gün televizyondan veya kürsülerden canhıraş seslerle atıp tuttuğuna. Dökülüyorlar. En son dökülme hadisesi Birleşmiş Milletler’den geldi. Birleşmiş Milletler Suriye’ye giden kimyasal silahların muhalefete gittiğini açıkladı. Tayyip Bey; MHP’ye, CHP’ye, İşçi Partisi’ne ve Esad’a bağırıp durdu. Korkunç hakaretler haykırdı, yeminler etti, vebalden ve Allah’ın intikamından bahsetti. Ağzı emzikli bebeklerden de. O saatlerde Birleşmiş Milletler bu kimyasal silahların muhaliflere gittiğini haber veriyordu.

 


***

 


Türkiye’nin her yanı akillere yapılan protestolarla çınlıyor. Başörtülü teyzeler inanılmaz bir konuşma düzgünlüğüyle  “Onlar sömürücüler, onlar Amerikalarla işbirliği yapıyorlar, vatanımıza göz diktiler, bizim bölünecek vatanımız yok!”  diye bağırıyorlar. Öyleleri var ki sokakta görsek AKP’ye oy vermiş bir esnaf sanırız. Oysa adam,  “Bağımsız Türkiye!”  yahut  “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye bağırıyor.

 


***

 


Antalyalı Yörükler 250 bin kişi halinde, bir nevi kurultay yaptılar:  “T.C.’yi kaldırmaya kalkanlar aklını başına toplasın, vallahi bu tarihi yeniden yazarız, bir gecede Ankara’da oluruz!”  diye yemin ediyorlar. Polisler, akillerin konuşacağı yerlerde duvarla yetinmiyor, barikatla yetinmiyor, bir de üstelik 500 kişilik canlı barikat yapıyorlar. Diğer yerlerde içeri girenler ayrı bağırıyor dışarıda bekleyenler ayrı bağırıyor, Orhan Gencebay da oraya oturmuş barışı öven tasavvuf şiirleri okuyor. Siz;  “barış, barış, barış” demek için mi bunca yol tepiyorsunuz, devlet bunca masraf ediyor?
Bununla beraber ben çok memnunum, çok eğleniyorum ve halkla iftihar ediyorum. Heyecan bulaşıcıdır ama gerçekten ve içten hissedilirse... Şimdiye kadar ağzı mühürlenenler, söylemek isteyip de söyleyemediklerini artık avaz avaz haykırıyorlar. Başörtülü şehit anneleri haklarını helal etmiyor. Başörtüsüz kadınlar usta hatipler gibi bu konuda fikir beyan ediyor.

 


***

 


Prof. Oğuz Oyan da “finansal balon patlayabilir” diyor. 2012 ekonomik büyüme hedefi fiyaskoyla yarıda kalmıştı. Ali Babacan da,  “borçlanarak ve harcayarak büyüme bizim cari açığımızı arttırıyor” demiş. Biz bu cari açıkla ve tabii borçlanarak kendi üreticimize kredi vermiyor ama Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya 2,5 milyar dolar hibe ediyoruz... İşçiler birleşerek genel greve hazırlanıyor. Emeklilerin ve memurların hali harap... Bakanın biri  “asgari ücretle de pekala geçinilebilir” demişti. Ya peki siz, milletvekillerine son yapılan değişikliklerle sağlanan avantajları biliyor musunuz? Aile boyu ve ömür boyu!

 


***

 


PKK’ya gelince mübarekler akşam gezintisine çıkmış rahatlığında. Onlar uğruna mayınlar temizleniyor, onların cephesinden biri mücadele kanatlanacak diye yazıyor. Mücadele ayrıca meşruiyet kazanacakmış, gerilla varlığını ve aktifliğini koruyacakmış. Başka birisi de  “MHP’ye ve CHP’ye gerek yok. AKP ve BDP birlikte anayasa yapabilirler” diyor.Allah’ın işine bakın, Başbakan MHP’ye üçlü koalisyonu itham edercesine sorarken, kendisi BDP ile koalisyon yapıyor. MHP de bunu sorar bir gün. PKK’yı çekilirken kimse görmemiş. Üç tane artistik resim, bize gösterdikleri.Özel eğitimli PKK’lıları üniversitelere sokup, TGB’lilere saldırttıklarını da biliyorsunuz. Buna ek olarak söyleyeceğimiz en son şey yeni anayasanın  “yattığı ve sürecin tıkandığı”.
ABD plan değiştirdi herhalde. Petrolü kimseyle paylaşmak istemiyor.

 


***

 


Akçakale’deki şehit ve yaralılarımızdan sonra başlayan ayaklanma Reyhanlı’ya sıçradı. Ö.S.O.’cular yedikleri yemeğin parasını bile vermiyorlarmış. Şimdiye kadar suskun kalan halk, şimdi hakkını arıyor...

Ne dersiniz, acaba bu seferki kurtuluş hadisesi de Hatay’dan mı başlıyor?

Yazarın Diğer Yazıları