Dokunulmazlıkların gündeme gelmesinin nedeni terörün ulaştığı boyutla ilgilidir. İşleme konulacak TBMM'deki dosyaların 216'sı terör suçlarıyla ilgilidir.

Güvenlik güçleri, açılan hendeklerle, kurulan barikatlarla, patlatılan canlı bombalarla ve bombalı araçlarla canları pahasına mücadele ederken teröristleri öven, destek veren ve onlara yardım-yataklık eden kim olursa olsun onlara dokunulabilecek.

"Kaleşleri" Türk milletine çevirenler, canlı bomba evlerine "taziyeye" gidenler, 'sokakları Kobaniye çevirin' talimatı verenler, yollarda PKK'lılarla "kucaklaşmış" olanlar, araçlarıyla PKK'lılara "silah taşıyanlar", sırtlarını terör örgütüne "dayayanlar" ve "PKK'nın tükürüğüyle siyaset yapanlar" sonunda dokunulmaz olmaktan çıktı.

Terör bu denli gemiyi azıya almasaydı, teröre bunca şehit verilmiş olmasaydı, HDP'li vekiller açıktan terör örgütünün destekçisi ve mensubu olduklarını ortaya koymuş olmasalardı dokunulmazlık konusu bu şekilde gündeme gelmezdi.

Teröristlerin TBMM'de milletvekili sıfatı kazanmış kişiler tarafından savunulup korunması, şehitlerin ruhunu rencide etmiş, halkta büyük bir infiale neden olmuştu. Terör ve onun hami ve destekçilerinin halkta meydana getirdiği infiali siyasetin görmezden gelmesi söz konusu olmazdı.

AB, ABD'ye ve Cumhuriyet Gazetesine dokunan nedir?

Teröre destek veren, terörist gibi hareket eden milletvekillerine dokunacak yasa değişikliği TBMM'den geçer geçmez tepkiler birbirinin ardı sıra gelmeye başladı.

Cumhuriyet Gazetesi TBMM'nin dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin kararını "Meclis 'kaos' dedi" manşetiyle verdi.

TBMM çatısı altında PKK marşı söyleyenler, ayrı meclisten söz edenlere dokunulacak olmasına beklendiği gibi AB ve ABD en sert tepkiyi gösterdi. AB Yüksek Temsilcisi Mogherini, "Siyasilerin ifade özgürlüğü risk altında", AP Başkanı Schulz "Türk demokrasisine yeni darbe. Avrupa değerleri ile aradaki uçurum açılıyor" diye açıklama yaptı.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Mark Toner: "ABD dokunulmazlığı kaldıracak anayasa değişikliğinin, Türkiye genelinde ifade özgürlüğü üzerinde dondurucu bir etkisi olmasından endişe duymaktadır."

Anlaşılan o ki TBMM'de dokunulmazlıkların kaldırılması HDP'nin terörle özdeşleşmiş vekillerinden önce Cumhuriyet Gazetesine, AB'ye ve ABD'ye dokunmuş. 

Dokunulmazlık teröre desteğin aracı haline getirilemez!

Bir yazar "Barış yolunu seçmiş, oyunu kuralına göre oynayan 59 HDP'liyi linç ederek hangi sonucu alabilirsiniz?" diye soruyor. Bu ülkede olana bitene bu kadar, kör ve sığ bakanlar da çıkabiliyor.

Ortada linç falan yoktur. Şehitlerin verildiği bir dönemde şehit vermeye neden olan teröristlerle birlik olanların işledikleri suçlarla ilgili yargı önüne çıkarılması vardır.

HDP'den bazı vekillerin dağa değil meclise gelmiş olmaları barış yolunu seçtikleri anlamına gelmez. Aksine milletvekilliği dokunulmazlığı zırhına bürünerek daha fazla PKK'ya destek sunmak ve örgüt propagandası yapmak için meclise geldiklerini her konuşma ve davranışla ortaya koymuşlardır.

Barış yolunu seçenler öncelikle terörle aralarına açık ve net bir mesafe koyarlar. HDP'liler terörle aralarına mesafe koymamış, milletvekillik dokunulmazlığını teröre destek için kullanmış, terör örgütüne silah taşımış, terör örgütünün silahlı eylemlerini övmüş hatta TBMM'de PKK marşı söylemişlerdir. Bu mudur siyaset oyununu kuralına göre oynamak? Bu mudur barış yolunu seçmek?

Eline silah alarak devlete ve millete karşı hendek kazıp, barikat kuranlara "On milyonlarca kahraman yiğit" ya da "darbeye karşı direnen insan" diyen HDP'nin eş genel başkanıdır. Teröristlerin "özerklik" adı altında yapmaya çalıştığını aynı zat "gelecek yüzyılda bir Kürdistan gerçeği" kurma olarak ilan edip destekliyor. İnsanları sokağa çıkaran ve elliyi aşkın insanın ölmesine neden olan da odur.

Sonuçta bazı vekiller için dokunulmazlık teröre desteğin aracı haline gelmiştir. Dokunulmazlıklarla ilgili düzenleme bunu önlemeyi amaçlamıştır. Bunun dışında yapılan değerlendirmeler kuru gürültüden ibarettir!