Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

Dünya beşten büyük İsrail'den küçüktür

İsrail, 30 Mart 1976'da Filistinlilere ait binlerce dönüm araziye el koymuştu. Filistinliler olayı protesto etmek için genel grev yapmış, İsrail güçlerinin Deir Hana beldesinde göstericilere ateş açması sonucu 6 kişi ölmüş, yüzlerce kişi yaralanmıştı. Bu nedenle Filistinliler her yıl 30 Mart'ta işgale karşı etkinlikler düzenliyor.

Toprak Günü olarak anılan bu olay, İsrail'le Filistin arasındaki çatışmanın kaynağı olan toprak konusunda Filistin direnişinin simgesi olarak görülüyor.

Filistinliler, her yıl olduğu gibi 30 Mart Toprak Günü'nde Gazze'de İsrail sınırında "Büyük Dönüş ve Ablukayı Kırma Yürüyüşü" düzenledi. Yürüyüş başladığı sırada Gazze sınırı İsrail tarafından "kapalı askeri bölge" ilan edildi.

Ey Vatan Dönüyoruz!

Filistinlilerin "Buraya gelişimiz 'Ey Vatan, Dönüyoruz' sözümüzü pekiştirmek için." iradesi İsrail'in paniklemesi için yeterli olmuştur. İsrail askerleri gerçek mermilerle barışçıl gösterilere müdahale etmiş ve 15 Filistinlinin yaşamını yitirmesine ve yüzlerce Filistinlinin de yaralanmasına neden olmuşlardır.

"Büyük Dönüş Yürüyüşü" Filistinlilerin 1948'de İsrail tarafından çıkarıldıkları topraklara dönmekte ne denli ısrarcı olduklarını ortaya koymuştur. Bu durum Filistinlilerin topraklarına dönmek için her bedeli ödemeye hazır olduklarını göstermektedir. İsrail'in Filistinlilerin direniş iradesinden büyük bir tedirginlik duyduğu kullandıkları orantısız güç ve yaptığı katliamla ortaya konmuştur.

Filistinlilerin topraklarından çıkarıldıkları 1948 ve 1967 yıllarında işgal edilen yerlere dönmeye kararlı olduklarını göstermişlerdir. Filistinliler topraklarına dönüş haklarının öz hakları olduğunu dile getirmiştir.

Filistinliler, uluslararası hukukun gereği olan Birleşmiş Milletler'in 194 sayılı Filistinlilerin topraklarına dönüş kararının uygulanmasını istemişlerdir.

İsrail'e göstermelik tepkiler!

Filistinlilerin ölümüne topraklarına dönüş iradesini kırmak için İsrail'in uyguladığı şiddet, Türkiye hariç İslam ve Arap dünyasından göstermelik bir tepkiye muhatap olmuştur.

İsrail'in katliamına kâğıttan kaplan hüviyetinde olan Arap ve İslam dünyasının tepkisi oldukça cılız olmuştur.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise "Gazze'de gerçekleştirilen barışçıl gösterilere katılan sivil ve savunmasız Filistinlilere yönelik İsrail saldırısını en sert biçimde kınıyoruz" demiştir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump ile yaptığı görüşmede Trump'a 'Bunlara müdahale etmeyecek misiniz?' diye cevabı önceden belli bir soru sormuştur.

İsrail'in müdahalesi sonucu 15 Filistinlinin ölmesi üzerine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Gazze gündemiyle toplanarak bugün itibarıyla suya sabuna tirit açıklamalarda bulunacaktır. ABD, çıkması muhtemel İsrail aleyhtarı her hangi bir kararı ya veto edecek ya da işlevsel olmasını engelleyecektir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sıkça kullandığı "Dünya beşten büyüktür" sözünü dünyevi gerçekler dikkate alındığında İsrail bağlamında "Dünya beşten büyük İsrail'den küçüktür" şeklinde revize etmek gerekecektir.

Türkiye söz konusu olduğunda!

İsrail'in döktüğü İslam kanını ve işgal ettiği toprakları görmezlikten gelen bazı Arap ülkeleri, Türkiye söz konusu olduğunda şahin açıklamaların altına imza atmaktadır!

Yalnız devlet yetkilileri değil Arap medyası da Türkiye ve İran aleyhtarı kampanyaya alet olmaktadır. Kudüs'ün işgali ya da İsrail'in katliamları gerçekleştiğinde kulağının üzerine yatan Arap dünyası Türkiye söz konusu olduğunda şahin kesilmektedir. Örneğin; Türkiye'nin Afrin'e müdahalesine İsrail ve Batı'dan gelen açıklamalarla birebir örtüşen yorumlar Suudi Arabistan medyasında görülebilmektedir.

Suudi Arabistan'da yayın yapan El-Avsat gazetesinde Lübnanlı yazar İlyas Harfus'un imzasıyla çıkan bir yazıda Afrin Harekâtı işgal olarak nitelendirilmiştir. Söz konusu yazıda Türkiye'nin Afrin operasyonuyla birlikte Osmanlı hayallerini güçlendiği ifade edilmiş ve tarihte Arapların Osmanlı'ya derin dersler verdiği iddia edilmiştir.

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ise bütün mesaisini İran ile ne zaman savaşacaklarını hesaplamakla geçirmektedir. Bu durum İsrail'in pervasızlığını yeterince açıklamıyor mu?

Yazarın Diğer Yazıları