Duran Adam

Cumhuriyetin kazanımları der dururuz ya. Bunların ne olduğunu pek de açıkça bilemeyiz. İşte aklımıza fabrikalar, barajlar, demiryolları tarımda ve sanayideki kalkınma gelir, milli ekonomi gelir. Eğitim hamleleri gelir.
Ama bu kadar somutunu ilk defa görüyoruz. Kapatmaya çalıştıkları tiyatrolardan konservatuarlardan yetişen adamlardan biri pazar gecesi 6 saat aynı pozisyonda -çok da hoş bir pozisyondu- 6 saat Atatürk’e ve bayrağa bakarak ayakta durdu.
Herkes bu hareket sırasında gelişen genç zekaya hayran kaldı. Nasıl protesto biçimleri buldular. Yürüyerek ve mizahla devrim yapıyorlar. Ayıp dedikleri dans eğitiminden çıkan bir adam 6 saat bir derviş gibi yoğunlaşabilip kıpırdamadan ayakta kalabiliyor. Hem zeka hem beceri hem yürek...

***

Birkaç gün önce Beyoğlu’nda galiba bir takım çocukcağızlar ortaya çıktılar mahcup mahcup el çırparak: Tayyibin askerleriyiz, diye bağırdılar. Şunu düşündüm, orijinal bir slogan bile bulamıyorlar. Direnişçilerin sloganını alıp kullanıyorlar sonra da gene aynı mahcup gülümsemelerle yok oldular. Bir yerlere girdiler. Duyduğuma göre ellerinde bıçak filan varmış.
Ya MHP’ye sığınmalara ne dersiniz? Ayaklarının altlarına aldıkları milliyetçiliği temsil eden bir siyasi partinin bayrağına sığınıyorlar. Bu kadar zavallılık insanı üzüyor. En başarılı oldukları şey, en yasak olan gayriinsani olan şey; tutuklama, gözaltına alma, dövme, suyla ve gazla canından bezdirme. Ama bezmiyorlar. Bu süreç içerisinde yapılan şarkılara bakar mısınız? Hepsi yeni şarkıların yerine geçti. Halk onları söylüyor. “Haydi barikata”  ile başladılar, harika şeyler yapıyorlar. Ben en çok “Biberine gazına” yı seviyorum.
Cumhuriyet, senin kazanımlarını seviyorum. Bilmediğimiz ve böylesi günlerde ortaya çıkan başarılarını, zekasını, eğitimini hepsini seviyorum. Seni duran ve yürüyen adamlarınla alnından öpüyorum.

Yazarın Diğer Yazıları