Eğitimde biten bir dönemin ardından

Eğitim-öğretimde bu yıl da dönemin yarısını bitirdik. 18 milyon öğrencisi ve 8 yüz bin öğretmeniyle yoğun bir çalışmanın ardından, on beş günlük dinlenme dönemine girildi. Dinlenme deyince bir kısım etkinliklerin mekan değişikliği ile birlikte yapılması akla gelmektedir. Bunun ise büyük çoğunluk tarafından yapılamayacağı gibi, tahminim o ki öğretmen ve öğrencilerin yorgun bir savaşçı misali yeni döneme de bitap bir şekilde başlayacağıdır. Nedenine bakıldığında görüleceği üzere bu tatil, öğretmenimizin %3’lük bir ücret artışının ardından girdilere gelen büyük zamları karşılama adına ya bir yerde çalışarak veya evden dışarı çıkmayarak vesveselerle geçen günlerinin stresinin yorgunluğu ile çocukların ise mahkûm oldukları ev esareti sonucu tekrar okula dönmesiyle sonuçlanacaktır.
Eğitimdeki bu arayla birlikte bir kısım uzmanların nasihatlerini de bol bol dinleme fırsatını bulacağız. Bu nasihatlerde öğretmenler için dinlenme yolları, çocuklar için velilerin çocuklara karşı yapması gereken davranış şekilleri, çocukların eğlenirken bol bol da kitap okumaları ve diğer sosyal etkinlikler bulunmaları söylenecektir. Bunları yapmaya, öğrenci velilerinin kaçı ve iyi bir dinlenme için öğretmenlerin ne kadarı muktedirdir, dikkate bile alınmayacaktır.  
Bunların dışında, bu eğitim-öğretim yılında eğitimde gelecek için neler yapılmıştır? Bu yapılanlar kimin lehine, kimin aleyhine gelişmelere neden olduğu sorgulanmayacaktır. Sorgulayanlar ise vatan hainliğine varacak derecede ithamlarla karşı karşıya kalacaktır. Ne pahasına olursa olsun yanlışlıklar söylenip doğrular bulunmalıdır. Bulunamazsa geleceğimiz meçhule doğru giderek yok olacaktır.
Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatlarındaki deneyimli kadroların görevden alınıp, havuza atılması veya emekliye sevk edilerek yerlerine yandaş diye liyakatsiz, ehliyetsiz kişilerin getirilmesinin sistemi nasıl felç ettiği görülmüştür. Ayrıca bir makamdan birkaç kişiye birden maaş ödenmesi tüyü bitmemiş yetimin hakkının gaspının da delilidir.
Okullarda derslerin bazıları boş geçerken, yandaş çocuklarını vekil öğretmen, ücretli öğretmen, geçici öğretmen ve usta öğretici olarak atayarak, yüz binlerce yetişmiş öğretmeni atamayıp onlarcasının intihar etmesini seyretmek, eğitime nasıl bir katkı sağlamıştır. Bununla eğitimin ne kadar asra uygun hale getirilip, çağ atlatıldığı iddia edilmektedir?
Yedi bin okul müdürünü, yirmi binin üzerinde müdür yardımcısını görevden alarak, yerlerine mevzuatın ‘M’sini dahi bilmeyen ve hayatında idareciliğin ‘İ’sini duymamış kişileri getirerek okulları işgale kalkmak, ne zamandan beri eğitimde yenilik oldu? Çalışana verilen %3 zamma karşılık, girdilerdeki büyük zamlarla ve öğretmenlerin onurlarıyla oynamak, sürgün ve kıyım sopası sallamakla eğitimde gelişme sağlandı!
Her gün değiştirilen sistemle çoğaltılan sınavlar sonucu çocukların yarış atına döndürülmesi, yapılan TEOG sınavları sonucu çocukların bir kısmını evine yüz kilometre uzaktaki okula yerleştirip, bir kısmını sınavı kazanamadınız diyerek zorunlu olarak imam hatiplere veya açık öğretime gönderirken, önceden yandaşlara haber vermek suretiyle sistemi bir günlüğüne açarak çocuklarını istenilen okullara yerleştirmek, ülkenin geleceği olan beyinleri yetiştirmek midir?
Okullarda disiplin yönetmeliklerini uygulanamaz hale getirerek, mahalle baskısı oluşturup çocukların ilkokulda bile başını kapattırmak, kötü alışkanlıkların hızla yayılmasına ve çeteler oluşmasına seyirci kalmak ve kişisel bilgilerin bir yerlere pazarlanması geleceğe hizmet mi sanılmaktadır? Öğretmeni olmayan seçmeli derslerle, liseden üniversiteye geçişte uygulanan sınav sisteminin programlarda olmamasıyla ve yönlendirme sistemine önem verilmeyerek bir sonuç mu alacağınızı sanıyorsunuz? Okullarda tekli eğitime geçilmeden, laboratuvarlarını, spor salonlarını ve kütüphaneleri kurmadan yurt dışında okullar açarım laflarıyla eğitimi ilerilere taşıdığınızı mı sanıyorsunuz?
Görülen o ki bu yarıyılda yapılanlar da siyasetçilerin yandaşlarına kadro açma ve gelecek seçimlerde oya tahvil olarak düşünülmüştür. Geleceğimiz olan yavrularımızın yetişmesi adına hiç bir adım atılmamıştır. Bu da göstermektedir ki yakın zamanda ışık sönerek karanlıkta kalınacaktır.
Aziz veliler, değerli öğretmenler, sevgili çocuklar, her şey bilindiği halde sorgulanmamaktadır. Ancak her gecenin bir de gündüzü olduğunu düşünerek dimdik durmalısınız.

Yazarın Diğer Yazıları