Erdoğan'ın emrini tanımayanlar

Cumhurbaşkanı'nın "Yardımcı doçentliği kaldırın" talimatı halının altına süpürüldü. Bu konuda verdiği emrin işleme konulduğunu duyan var mı? Bugün Yrd. Doç Dr. bir arkadaşımın gözlemlerine yer vereceğim. Konu önemli. Tüm üniversiteleri ilgilendiriyor. Amacım Erdoğan öncelikli, kamuoyuna doğru bilgi vermek. Cumhurbaşkanı 12 Aralık günü TÜBA'da -Türkiye Bilimler Akademisi- yaptığı konuşmasında da ilkine benzer ifadelerde bulundu. "Üreten, çalışan, emek veren, ter döken herkesin yanında olmaya devam edeceğiz" dedi. Oysa yardımcı doçentliğin kalkması talimatına rağmen yerinde sayıyor. Olay, YÖK'ün bu konuda yönetmelik hazırladığını duyurmasıyla durdu kaldı. Ya devamı?

Engelleyenler

Bazı profesörlerin yardımcı doçentliğin kalkmaması için kampanya yürüttükleri, hatta Cumhurbaşkanı'nı ikna ettikleri iddiası yaygınlaştı. Erdoğan'ın suskunluğu bundan dolayı mı? diye merak ediliyor.

Bir kısım akademisyen; "Yardımcı doçentlik kaldırılmalı, yazık oluyor gençlere. Cumhurbaşkanı inşallah çözecek" demekte. Ancak televizyonlara sürekli çıkan ve konuşmacı olarak gözüken Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi eski Dekanı Prof. Dr. Ergün Yıldırım'ın sözleri ortalığı karıştırdı. "Cumhurbaşkanı ile görüştük, anlattık, inandırdık, vazgeçirdik. Yardımcı doçentlik kaldırılmayacak" şeklindeki konuşması sinirleri gerdi.

Bir çok profesörün Cumhurbaşkanı'nın talimatına rağmen buna karşı çıktıkları zaten biliniyordu. Üniversitelerde Prof'lar Doç. Dr'leri istemez, Doç. Dr'ler Yrd. Doç.Dr'leri istemez. Şimdi yönelteceğim sorulara öncelikle muhalif hocaların cevap vermelerini istiyorum:

*2007'den sonra üniversitelerde doçentlik sınavlarının dürüst bir şekilde yapıldığına inanıyor musunuz?

*Doçentlik jürilerinin bazı örgütlerce/cemaatlerce ayarlanmadığını söyleyebiliyor musunuz?

*İki kelime dahi yabancı dili zor konuşan doçentliğe ve profesörlüğe yükseltilirken neden sesiniz çıkmadı?

*Kurumunuzda sınavları başka yollarla aşanları bilmiyor musunuz?

*Neden mücadele etmiyorsunuz da sıra yardımcı doçentlere gelince karşılarına dikiliyorsunuz?

*Dekanlıkları/Bölüm başkanlıklarını üstünüze alarak sadece idareci olarak kullandığınız yardımcı doçentleri üzmekte kararlı mısınız?

Yardımcı doçentliğin kalkması halinde birilerinin fazla çalışması gerektiği ortada. Çünkü tüm angaryalar onlara kalacak!

Devamı var

Sayın profesörler;

Yardımcı doçent doktorlar, doçent veya profesör olunca ekmeğinizi elinizden mi alacaklar?

Sizin makamlarınızı mı kapacaklar?

Aldığınız ders ücretlerine ortak mı olacaklar?

Size yakışmıyor. Mağduriyetlerinin önüne geçin. Biz zamanında çektik, onlar da çeksin demeyin. Sayıları binleri bulan çalışmalarıyla bir çok doçent ve profesörü geride bırakan yardımcı doçentlerin bir defaya mahsus yabancı dilden muaf tutulup hakettikleri unvanlara yükseltilmesi akademik barış ve öğretim için çok önemlidir. Dr. unvanı tekrar öğretim üyesi sınıfına alınmalı. Yardımcı doçentlik tamamen kaldırılmalıdır.

Bu nedenle ÖSYM'nin süratle konuyu halletmesini gerekli görüyoruz. Üniversitelerde yanlış yapanın yanına kaldığı bir sistem olmamalıdır. Kaldı ki yardımcı doçentler bedava unvan istemiyorlar; çalışmalarının, hayatlarının, üretimlerinin özlük haklarının birileri tarafından değerlendirilmemesinden muzdaripler. Türkiye bir müstemleke değildir, ya da kimi profesörlerin çiftliği!

Bilgilendirme

Halen üniversitelerimizde 158 bin 886 akademisyen var. Bunun 2 bin 216'sı Profesör,14 bin 595'i Doçent, 33 bin 956'sı Yardımcı Doçent. Ayrıca 21 bin 216 öğretim görevlisi, 10 bin 274 okutman, 45 bin 14 araştırma görevlisi, 21 çevirmen ve 19 eğitim öğretim planlamacısını da listeye ekleyebilirsiniz. Bu durumda YÖK'e önemli görevler düştüğü inancındayım. Sadece yardımcı doçentlerin değil, hepsinin iyileştirmeye ihtiyacı olduğu gerçek.

Cevaplar

Türkü Baba Fatih Kısaparmak ve TRT şeflerinden Ömer Hayri Uzun'un övgü dolu telefonlarına minnettarım. Bülent Özdemir, Mustafa Sakarya, Ersen İbiş'in e-postaları aynı konuda. Kendilerine öncelikle bana verdikleri değer için saygılarımı yolluyorum. Benim yazdıklarım Fuzuli'nin orjinal sözleridir. Uzun yıllar içinde değiştirilen şekliyle kullanılmaya başlandı. Yani bugün yazılan "galat"tır.

Yazarın Diğer Yazıları