Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

Erdoğan’ın yasal koruma sağlama telaşı!

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonucunda istifa etmek zorunda kalan bakanlar, göz önüne serilen kasalar, kutu kutu dolarlar, oluşturulan havuzlar, fezlekeler, ‘Alo Fatih’ hatları AKP’yi panikletmiştir. 
AKP, ilk kez tek başına iktidarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya geldiğini fark etmiştir. TBMM’de yaptıkları yemini yapılmamış sayanlar, Oslo’da terörist unsurlarla, İmralı’da terörist başıyla görüşürken anayasayı yok sayanların nihayet ayakları yere basmıştır.
Ayakları yere basmış olmalıdır ki on iki yıldır pervasızca çiğnedikleri yasa ve anayasaya karşı pozisyonlarını yeniden gözden geçirmek lüzumunu duymuşlardır. 
İktidar, siyasi iklimin gittikçe aleyhine döndüğünü görmüş ve mevcut yasalara göre suç olan icraatlarını canhıraş bir biçimde yasallaştırma gayreti içine girmiştir. İktidar sürecinde yasalara karşı fiili durum yaratan AKP, sonuçta bu suçların fiilleri için yasal bir zemin yaratmak gereğiyle karşı karşıya kalmıştır. 
HSYK, İnternet, MİT, Adli Kolluk, Dershaneler ve diğer torba yasalar bunun için alelacele TBMM’ye sunulmuş ve formaliteler tamamlanarak uygulamaya konulmuştur ya da konulacaktır.
HSYK’da yapılan yasal değişikliklerle yargının, iktidar mensuplarına karşı yolsuzluk, rüşvet, görevi kötüye kullanmak, ihaleye fesat karıştırmak vb.. suçlamalarla yapacağı operasyonlar ve açacakları davaların önü kesilmeye çalışılmaktadır. 
Bu düzenlemelerle AKP iktidarı, yargı üzerinde tam hâkimiyet kurmuş ve tek karar verici bir konuma gelmiştir. Böylece yasama üzerinde etkin olan yürütmenin, yargı üzerinde de etkili hale gelmesi sağlanmış, kuvvetler ayrılığı da fiilen ortadan kaldırılmıştır.
İnternet Yasasıyla oluşturulan sansür yoluyla iktidar mensuplarının sosyal medyaya düşen ve konusu suç olan görüntü ve ses kayıtları engellenmeye çalışılmaktadır.
İnternet’e yönelik kısıtlama ve TİB Başkanı’na verilen yetki açık bir sansür anlamına gelmesine rağmen Cumhurbaşkanı tarafından jet hızıyla onaylanmıştır. 
MİT’e yeni bir misyon ve koruma yükleyen yasanın nedeni de MİT’in İmralı, Oslo, KCK ve Suriye/Irak/İran ile olan ilişkilerden kaynaklanan yasal açıklığını kapatmak içindir. Daha önce de Başbakan Erdoğan, “Benim Müsteşarım” dediği Hakan Fidan’ı yargıçların elinden almak için şahsa özgü yasa çıkartmıştı. Hakan Fidan’ın sorguya gitmemesini, hem Erdoğan’ın hem de Gül’ün istediği daha yeni basına düştü.
MİT Kanunu’nda yapılan değişiklikle ‘devletin ülkesi ve milletiyle birliği ve bütünlüğü’ aleyhine yasal olmayan görüşme ve buluşma yapmak yargılanır olmaktan çıkarılıyor.
İmralı, KCK, Oslo ve açılım bağlamında işlenmiş olan suçlar da yasalar değiştirilerek suç olmaktan çıkarılıp görev alanı içine çekilmiş olacaktır. 
Terörist başı Öcalan, kendisini ziyaret eden heyete şunları söylemişti: “Burada yaptığımız toplantı bile korsan bir yöntemde yapılıyor; çünkü ne kadrosu, ne belgesi var. Şimdi siz de, biz de, heyet de suç işliyoruz. Yasal zemine oturtulması gerekiyor.” 
MİT yasasında yapılan değişiklik Öcalan endekslidir ve amacı terörist unsurlarla yapılan görüşmeleri yasal bir zemine oturtmaktır.
Buna göre; “MİT mensupları görevlerini yerine getirirken, ceza ve infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülerle önceden bilgi vermek suretiyle görüşebilir, görevinin gereği terör örgütleri dahil olmak üzere, milli güvenliği tehdit eden bütün yapılarla irtibat kurabilir”.
Henüz MİT yasası çıkmadı. Ama MİT yetkilileri, Başbakan Erdoğan’ın verdiği yasa ve anayasa dışı emirlerle Öcalan’a kuryelik yapıyor, terörist başıyla görüşüyor. 
Başbakan Erdoğan yasaların kendisine vermediği yetkiyi kullanarak terörist başıyla devleti bir masaya oturtuyor. Anayasada ve yasalarda yeri olmayan bu görüşmeler suçtur. MİT yasasıyla işlenmiş olan eylemler suç olmaktan çıkarılıyor.
Böylece işlediği suçlara karşı iktidar yetkilileri kendilerine yasal dayanak sağlamış oluyor. Çıkarılan bu ayarlı yasalar, AKP’nin hem gidişinin hem de telaşının ayak sesleridir.

Yazarın Diğer Yazıları