Fatih Terim'in bıyık fetişizmi

Yetiştiğim semtte bir terzi vardı. Soyadını kimse bilmez lakabı ile anılırdı; "Koltukçu Suat". Yanlış anlaşılmasın bu esprili, yaşamayı seven kişi erkek terzisi idi. Bu şekilde hitap edilmesinin sebebi "güzel kollara tutkusu" idi. Ne zaman kafasındaki görüntüyü veren birini fark etse, hayranlıkla izlerdi. Mahallemizin erkek terzisi, yine mahallemizin bir bayan terzisine aşık oldu. Nedeni belli; "Koltuk meselesi". Sonuç mu, hüsran. Herhalde mahşerde buluşmuşlardır.

Cenk Koray ağabeyimi ne kadar sevip saydığımı bilmeyen yoktur. Oğlunu kaybetmesi ve sonrasında yaşadığı şokla hayata fazla tutunamadı. Ancak Cenk ağabeyi üzüntüyle değil, esprileriyle hatırlarım. Onun da değişik fetişizmi vardı. En başta da "ayak bileği"ne takılırdı. Bayanları yukarıdan aşağıya değil, aşağıdan yukarıya süzerdi. "Vay be, tay bileği" benzetmesini ilk defa onun ağzından duydum. Örneğin Ayşegül Aldinç için kullandığını çok iyi anımsarım. Koray'ın en çok takıldığı ise magazinci bir bayan arkadaşımızdı. Bu zeytin yeşili gözlü, gerçekten hoş gazeteciyi ne zaman görse laf atardı. Elindeki 100 lirayı uzatır "göster kız şu bileğini" derdi. O da kahkahalar arasında istenileni yapar, parayı kapardı. Hatta arada ona uğrar "Cenk, param kalmadı diyerek" ayağını gösterirdi.

İlle de eller

Benimkine "beğeni" demek kâfi. Güzel ellere hayranlık duyarım yani parmaklara. İncecik, düzgün "kalem gibi" olanları severim. Ancak bu para ödeyecek seviyede değildir. Bu konuda favorim yıllar yılı değişmedi; Emel Sayın. Hele adına yazılan şarkıyı söylüyorsa; "Eller, eller".

Gelelim zurnanın zırt deliğine. Yani futbolumuzun imparatoruna. Onun fetişizmini pek çok kişi unuttu. Hatırlatma yapmanın da tam zamanı. Fatih Terim'in Osman Tanburacı'ya yüklenmesini unutmadım. Sırf eleştirdi diye bu spor yazarına ağır saldırıda bulundu. "Bıyığını sinkafladığım" lafını yargı önünde bile inkâr etmedi. Bana göre Tanburacı'nın alameti farikası, bir başka gazeteci Rıfat Ababay'ınki kadar şık ve bakımlı. Agatha Christie'nin kahramanı Hercule Poirot'dan daha hoş durmakta. Bu durumda Terim'e gelin de "bıyık fetişisti" demeyin!

Öğrencileri

İmparatorun -kim ilan ettiyse- bazı öğrencileri bire bir kopyası. Sıralama yapsan önceliği Emre Belözoğlu alır. Önceki akşam beIN Sport'un ekrana getirdikleri, adeta belgeseliydi. Emre saldırıyor, teknik direktörü Abdullah Avcı başta 8 kişi tutamıyor. Türkiye'de her şehir ve statta protesto edilen futbolcular arasında. Diğer vukuatları ise arşivlere sığmıyor.

Arda Turan da aynı yola girenlerden. Bu çocuk en tehlikeli fetişizmi seçti. Dedesi yaşında adama yumruk atabiliyor. Gırtlağını sıkıyor. Hem de 15 kişinin gözleri önünde. Sırtında ay-yıldızlı tişörtle basın toplantısına kalkışıyor. "Gerekirse yine yaparım" diyecek kadar fütursuz. Anlayamadığım tek nokta "Millî takımı" kendi mi bıraktı, yoksa gerçekten kovuldu mu? Buna cevap vermesi gereken iki isim var; Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören ve imparatorluğunun yanına "Türkiye'nin Futbol Direktörü" unvanını ekleyen Fatih Terim.

Bu arada asırlardır "En iyi dayılar bizden çıkar" rekabetinde bulunan Balat ve Kasımpaşa'ya yeni rakip çıktı Bayrampaşa. Bunlardan biri Erdi adlıyı Survivor'da izledik. Bereket finale kadar gidemedi. Diğeri de ortalarda Arda Turan. Futbolu bıraktığında yeni mesleği hazır. Hayırlı olsun. Burada Acun Ilıcalı'ya da görev düşmekte. Arda'yı ilerideki yılların Dominik listesine şimdiden kaydedebilir.

***

Bir mucizeye doğru

Beşiktaş basketbol takımı yeni kadrosu ve yeni Koç'u Ufuk Sarıca ile başladı. İlk haftalar kötüydü "aman ilk 8'e girsin yeter" diyorduk. Yarı finale çıktı yetmedi Anadolu Efes gibi güçlü bir ekibi 3-1'le eledi. Finalde. Kartal'ın Çilek oyuncularından Strawberry'nin şu sözlerine kulak vermeli; "Kimse bize inanmadı. Sadece kendimiz için oynadık." İşte başarı burada yatmakta.

Öte yandan basketbol yorumcusu Şükran Albayrak, A. Efes'in elendiği gece neredeyse ağlayacaktı. Kendisine bunu hiç yakıştıramadım.

Son sözlerim ise Başkan Fikret Orman'a. Euroleague için söylemedik laf bırakmadı. "Takımı göndermem" bile dedi. Peki şimdi ne olacak. Herhalde çözüm WildCard kullanmakta. Yani aşağılardan birini yollamak!

...

TEŞEKKÜR: Meslek büyüğüm Hıncal Uluç dün yine beni uçurdu. Onun önerisine anında cevap verdim. Bugünkü yazım ona ithaf edilmiştir. Ellerinden öperim.

...

ÖZEL NOT: Rıdvan Dilmen yine şeytanlık peşinde. "İzmir Marşı"nı dillendirmeyle karışık Ak Parti karşıtlarını kınadı. Bence Dilmen "örtülü siyaset" yapanların lideri. Kimi kandırdığını sanıyor.

Yazarın Diğer Yazıları