Galatasaray yönetiminin büyük bir cesaretle görücüye çıkarttığı ‘mor’ formalar son günlerde spor kamuoyunu meşgul ederken, ezeli rakip taraftarları da sarı-kırmızılıların olası bir başarısızlıkta nasıl morartılacaklarının şarkılarını hazırlıyorlardı.
“Tobol’dan sonra acaba İsrail’de morarırlar mı?” diye düşünenlerin aksine adım adım ideal 11’ine yaklaşan Galatasaray’ın ‘moraracağını’ şahsen hiç düşünmedim. Ancak Hollandalı hoca maç öncesinde takımından daha dikkatli ve ciddi olmalarını isterken, karşılaşmanın başlarındaki oyun ve kalede görülen ilk golden sonra “morarmayı” da düşünmedim değil.
Galatasaray’da bu dakikaya kadar tek güzel olan şey Leo Franco’nun ortaya koyduğu başarılı performans ve onun iyi bir kaleci olduğu gerçeğiydi. Ancak bu arada kornerden gelen gol, milli takım ikilisi olan Servet-Gökhan düetinin kocaman bir ayıbıydı.
Sarı-kırmızılılar yedikleri golden sonra hiç bozulmadı ve daha iyi oynamaya başladı. Kewell ve Arda gibi iki usta ayağın yönlendirdiği Aslan, daha ilk yarıda maçı da koparabilirdi.
Galatasaray ikinci yarı gümbür gümbür gürledi. Arka arkaya attığı gollerle bu turu da ilk maçta geçti. Aslan’ın golcüsü Baros biraz daha dikkatli olabilse, fark daha da açık olabilirdi.
Sarı-kırmızılılarda dünkü İsrail sıcağında Arda, Leo Franco, Kewell, Servet, Gökhan ve Hakan Balta mükemmeldi. Çok çalışmalarına rağmen, Ayhan ve Mustafa takımın zayıf halkalarıydı. Özellikle rakibe çok boş alan bıraktılar ve pozisyon bulmalarına meydan verdiler.
Mükemmel bir gole imza atan Sabri ise top rakipteyken güven vermedi. Oyuna sonradan giren Keita daha henüz hazır değildi.
Galatasaray dün gece morarmadı. Ama rakibini fena morarttı. Ortaya koyduğu futbol ile ‘rakiplerine morartma sırası size de gelecek’ der gibiydi.