Feryatlar “iki kişi” için

Son dalgada “onlar” olmasaydı bu egemen matbuatın çıkardığı ses gene “Oh olsun, kim bilir hangi darbe organizasyonu içindeydiler!” temelinde olacaktı..
Nedim Şener için bile döktükleri “timsah gözyaşı”dır!..
İsyanları, koldaşları, omuzdaşları için!..
Feryatları da, “Siz ne cüretle Ahmet’i de, Nedim’i de alabilirsiniz!!?” diye!..
OdaTv’nin “dışarıda kalanları” Yalçın Küçük’le derdest edilseydi, ne içleri acıyacaktı ne de “Ulan n’oooluyor, ibre bize mi dönüyooo!!?” diye panik ortaya çıkmayacaktı..
Sözün özü şu...
Matbuatın içerisinde önemli bir yapı var.. ABD liderliğindeki emperyalizmin devşirdiği, Türk devletine karşı husumet içerisinde donatılmış bir “gazeteci!!” güruhu!.. Bu ekip, hem iktidarın medyasına, hem TÜSİAD ayaklı medyaya, hem de cemaat medyasına dağılmış haldeler...
Görevleri net.. Cumhuriyetin temel ilkelerinin tahribi, Atatürkçü sistemin lağvı ve Türkiye’nin federe bir dağılmışlığa götürülmesi için kamuoyu oluşturmak!..
Mesela, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, ulusal duruşa karşı, bulundukları mekanları ortak cephe haline getirip tek sesle saldırmak en önemli görevleri..
Şimdiye kadar, bu “Ergenekon” organizasyonuna büyük destek veriyorlardı ve de “Bu milliyetçiler topyekun imha edilmeli!!” sloganları ile cezaevine her gönderilenin ardından teneke çalıyorlardı..
Gelgelelim bir zaman öncesinde, bu “Ergenekon” konusunda bir garip sinyaller gelmeye başladı!.. Ne zaman?.. Polis Müdürü Emin Aslan’ın “içeri” alınması ile... Ne oldu o zaman?!! Bazı “kalemlerde” bir telaş (!) hissedilir oldu.. (Bostancı’da öldürülen gazeteci(!) Orhan Yılmazkaya’nın örgütü Devrimci Karargah mensubu kadın gazetecinin(!) gözaltına alınması, ilişkileri işaret eden bir sonuç!!)
Ardından Polis Müdürü Hanefi Avcı’nın “garip” çıkışı, kafaları karıştırdı.. Hanefi Avcı, birdenbire sırtını içinde bulunduğu siyasi cemaate dönüvermişti ve bir kitap yazmıştı.. (Bir anda ulusalcıların sevgilisi olması da milli şuurun, şuursuz bir tercihidir aslında. Hanefi’nin milliyetçiliğe saldıran satırları bulunan kitabı, milliyetçi-ulusalcı cemaat tarafından kapışıldı!!) Ama asıl önemlisi bu polis müdürü ile “Devrimci Karargah” adlı örgütün yoğun ilişkileriydi!! Hanefi Avcı tutuklanınca, matbuatın bir kesimindeki panik havası daha da yoğunlaşıverdi!..
İşte o sırada sezilen şudur...
Ellerine bir takım dosyalar verilerek piyasaya “gazeteci” diye sürülen elemanlarla, devletin istihbarat birimlerinin üst katmanlarına kadar tırmanmış görevlilerin de içlerinde bulundukları bir oluşum mevcut!..
Dahası, bu “birlikteliğe” destek ötesi liderlik eden, ABD merkezli bir Yahudi lobisinin parmak izlerine de rastlanılıyor!.. Bunun da yalın tanımı “Neocon desteği” diye yapılabilir!..
Kafa karıştıran, inanılması zor bir halka!..
Biraz daha açalım...
Neocon yapının önemli elemanlarından biri, Balyoz tutuklusu Çetin Doğan’ın damadı Dani Rodrik!.. Ulusalcı (!)Çetin Doğan (O kendisini solcu diye tanımlıyor), hapse girince kızı ve damadı babalarının haksızlığa uğradığı gerekçesi ile hangi köşe yazarlarından yardım istedi?!. İkinci cumhuriyetçi ve liberallerden!.. Dani Rodrik’in amiri kim?.. Eric Edelman!!. Edelman’ın hedefi ne?.. Ak Parti!.. AKP, bu çerçevede kimden rahatsız, bir süredir?.. Uzun süre kendisine destek veren ama bir süredir ABD’den gelen rüzgarla kendisine muhalefet eden yazarlardan!..
Mesela, son gözaltındaki Ahmet Şık kimdir?.. Eline tutuşturulan dosyalarla askerin beline kazmayı indiren “seçilmiş” yazar.. O zaman iktidarın “muteberi” olan bu kişi, şimdi ne yapıyordu?. İktidarın en büyük destek kaynağına dalış yapacak kitabı hazırlıyordu!.. Nerede?.. ABD-Neocon muhibbi vakıf üniversitesinde, kendisine tahsis edilen ofiste!!!
Türkiye’de olan biteni anlamak zor iştir!
Bu operasyonun ardından dökülen gözyaşı sadece bir kişi için!..

Yazarın Diğer Yazıları