Gazeteciliğe açık mektup...

Sevgili meslektaşım;

Biliyorum, darbe dönemleri dahil, meslek hayatının en baskıcı günlerini yaşıyorsun..

Sen şak yazıyorsun, onlar tak patron arıyor.. Ekmeğin pamuk ipliğine bağlı.. Siyasetten patronuna, patronundan sana yönelen baskıları, ikazları, tehditleri geçtim, artık meslek kendi içinde 'Öğrenilmiş çaresizliğe' saplı..

Köşende yazmıyor, ekranına yansıtmıyorsun ama sohbetlerimizin konusunun ne olduğunu sen de biliyorsun ben de..

***

Gazetecilik mesleği hayatının en ağır, en acımasız, en baskıcı uygulamalarıyla karşı karşıya..

Baskı kâr etmezse, artık veriyorlar devletin bankasından parasını, aldırıyorlar, koca koca görünüp, küçük küçük olan insanlara..

Ve onlar da geldiklerinin akşamı veriyor talimatı, genel yayın yönetmenlerine, editörlere..

Dikkat buyrun, 'Genel Yayın Yönetmeni' derken baş harfleri küçük yazdım..

Birkaç mesleğine ve fikrine namuslu meslektaşım dışında hiçbiri haketmiyor o unvanı ve hakkınca yazılmasını..

***

Sevgili meslektaşım, eeeeey gazeteci;

Şartlar ne olursa olsun, senden önce de vardı, senden sonra da olacak, mesleğin namusu için bedel ödeyen GAZETECİLER, GENEL YAYIN YÖNETMENLERİ, EDİTÖRLER..

Senden önce de vardı, senden sonra da olacak, maaşını, kirasını kutsal ilan edip, bu gerekçenin ardına sığınıp, taklalar atan gazeteciler, genel yayın yönetmenleri, editörler..

Mesleğini ve meslek namusunu, bedel ödemekten çekinmeyecek kadar sevebilen insandır GAZETECİ..

Taklalar atanlara.. Gerçekten kaçanlara.. Memleket yanarken, üç kuruşun hatırına saçını tarayanlara gazeteci denmez..

Tercih senin.. Ya bugün taklalar atacak ama yarın devran döndüğünde taklaya geleceksin..

Ya da bugün dik durup, yarın çocuğuna torununa, hayat dersi, adap dersi verecek yüzün olacak..

***

Türkiye'de bir şeyler oluyor.. Türkiye'de yeni bir şeyler oluyor..

Bunu gören mesleğinin namusuna sahip çıkmış olacak..

Gördüğü halde susan, perdeleyen, görmezden gelense, yarın insan içine çıkacak yüz bulamayacak..

***

Yok yok.. Son cümleyi düzeltiyorum.. Çünkü tecrübeyle sabit ki, bu taklacılık her dönem bir köşe kapar..

Önemsemesen de, meslek namusunu hiçe sayan adam, ne takla atarsa atsın, ne köşe kaparsa kapsın, meslek tarihine, "Adam" diye yazılmayacak..

Bak, nerde Sedat Simavi nerde Ali Kemal..

***

Sevgili meslektaşım, biliyorum dardasın.. Ama hiçbir gerekçe, mesleğimizin şanını, namusunu ayaklar altına alacak bir duruşa gerekçe olamaz..

Mesleğin namusuna sahip çık ve gerçeği gör ki, büyüyesin..

Değilse, küçük adamlar mezarlığında yer çok.. Kıvrılır yatarsın..

***

Telaş anketleri...

Öyle bir anlatıyor ki anket raporunun girişinde, şaşırsın.. Anket sonucu diye açıkladığı rakamlara muhtemelen kendi de gülüyor.. Ama önemli değil, AKP'yi zirvede, muhalefeti aşağıda gösteren raporlarla mevcut iktidarın gözüne gireceğini hesaplıyor hâlâ..

Girer mi girer.. Zaten Sayın Cumhurbaşkanı'nın etrafında ona yalan söyleyen ne kadar insan varsa anlıyoruz ki muteber bu aralar.. Gözünü iktidar hırsı bürümüş liderlerin, olanı, gerçeği değil, duymak istediğini söyleyenlere aşık olduğu, siyaset tarihinin bir gerçeği..

"Bu aşkı, taraflarıyla baş başa bırakın" diyor doktorlar..

Bu anketçiler gemi öyle azıya aldı ki, son örnek geçen hafta sonu gelen rakamlar..

Önünü ardını, künyesini münyesini aktarmam gerektiği için anketle uğraşacak dermanım yok..

Sadece şununla yetineyim;

Hani biraz zorlasa iktidar yüzde 120'leri bulacak.. Bir nevi 'mezardaki ölüler' dahil edilmiş çalışmaya..

Öylesine güvenilir bir anket ki, 2015 Kasım'ında partilerin aldıkları oy oranları bölümünde, bugün Mecliste olan bir parti için 'Yüzde 9.2' diyecek kadar gayriciddi yapmış işini.. Yüzde 10 barajının altında kalıp Meclise girebilecek kadar yetenekli partilerin olduğu ülkede, aynı yetenek ve kalibrede anketçiler olması da doğal..

Ama dedim ya, yalakalık yapayım derken, yalakalığa odaklanınca böylesi majör hatalar yapabilen ve bunu hiç önemsemeyen kafaların anketlerine bakarsak, seçime gitmemize gerek bile yok..

O yüzden bence ankete de gerek yok.. Bak, bu iktidar kessin anketçilerin mamasını, gör neler oluyor..

Mama kesilirse, AKP barajı aşamıyor demezlerse adım Murat değil..

Yazarın Diğer Yazıları