Gençler o dilden anlamıyorlar bayım

Başbakan,  “...yoksa onların anladığı dilden konuşurum”  diye tehdit etti gençleri. Onların anladığı dil neydi pek çıkaramadık ama sonuç değişmedi.
Evet  “Ümüğünü sıkarım”,  “Üç beş çapulcu”,  “%50’yi üzerinize salarım” falan dedi ama, bunların hiçbir faydası olmadı çünkü direniş aynen, hatta genişleyerek ve bilenerek devam etti.
Bu dilin zararı direnişçilere değil Başbakana oldu.Yandaşlarını birer birer kaybetmeye başladı. Batı dünyasında şiddetle azarlanmaya başlandı. Hatta sessiz halk kesimleri bile  “Artık yeter” cilere katıldı. Her şeyin “vakt-i merhunu” var deriz ya işte o geldi. Sandıkla bile gelmedi hayırla geldi.

 


***

 


Yıllardır Türk halkı bıçağın kemiğe dayandığını hissediyor ama bu duygusunu pek de belli etmiyor içine atıyordu. Ne zamanki  “90”ların çocukları büyüdüler, küresel denen naneyi kavramaya başladılar, dönen dolapları, sömürgecileri, vahşi kapitalizmden vahşi liberalizme geçişin acılarını yaşamaya başladılar işte o zaman:
“Kim bana zincir vuracakmış şaşarım”  aşamasına geldiler.
Atatürk’ün nutuklarını, bayrağımızın anlamını çözmeye başladılar. Hepsi tıp, mimari, işletme ve hukuk okuyor. Röportajlardan tanıdıklarım bunlardı. Yabancı dil biliyorlar. Çoğu bilimin yanında edebiyatla besleniyor. Bilgisayarla içli dışlılar. Daha biraz yaşlıları siyaset bilimi okumuşlar. “Yazar”lar, müzisyenler, ressam ve dansçılar.
Öyle bir yerde toplandılar ki, aynı amaca yönelmiş olanların dostluğu ve kardeşliği kuşattı onları, iyi bir iş yapmanın sevinci sardı. Bütün tıbbi ve hukuki yardımlar parasız idi. Annelerin yiyecek yardımı zaten parasız idi. Varoş çocuklarıyla pahalı okulda okuyanlar omuz omuza yürüdüler. Bu heyecan spor takımlarını da kuşattı ve çok geçmeden bunlar üzerinde de derhal FİFA operasyonları falan başladı. Tencere tavalar devreye girdi.
Rahat evlerine, sıcak yataklarına alışmış olanlar gerçekten de askerler gibi soğuğa yorgunluğa alıştılar. Gaz bombasına bile alıştılar. Yaralandılar öldüler.
Operasyonlar bitmedi. Yaralıları tedavi eden doktorlar, haksız yere göz altına alınanları kurtarmaya çalışan avukatlar bile göz altına alındılar. 6 polis intihar etti, polisin içinde neler olduğunu bilmiyoruz.
Siz bu yüksek ve karmaşık dilden anlamazsınız Sayın Başbakan. Bu yüzden onların dili ile konuşabileceğinizi iddia etmeyin.

Yazarın Diğer Yazıları