Göktürkler'de nasıl bir hükümet sistemi vardı?

Referandumun 16 Nisan için resmiyet kazanmasıyla beraber "evet" ya da "hayır" konusunda propaganda süreci başladı. Evet ve hayırların vatandaş iradesinin tecellisi yerine partilerin bloklaştırıldığı bir tercihe zorlanması kaygı verici. Ayrıca konuyu parti içlerine sıkıştırmak, şova dönüştürmek ve buradan siyasi öykü üretme çabaları ihtiyaç duyulan şeyler değildir. Kimsenin oyu, eveti ya da hayırı kimsenin tekelinde görülmemelidir. Bununla birlikte Referandum sürecinde kamuoyunda tartışılan başlıklardan birisi, zaman zaman propaganda aracı olarak kullanılan "Türklerdeki sistemin ne olduğu?" sorusudur. Bu tartışmaya katkı amacıyla tarihte Türk adını ilk kullanan devletimizin, Göktürklerin hükümet etme yöntemine ilişkin bazı gerçekleri paylaşmak istiyorum. Ancak daha önce de vurguladığım gibi 1300 yıl öncesinde uygulanan bir sistemi bugün mutlak doğru kabul etmek ve "o zaman öyleydi şimdi de böyle olmalı demek" yanıltıcı olur. Buna rağmen Göktürklerde o günün koşullarında var olduğu anlaşılan denge/denetim mekanizmasına bakınca bazı ipuçları elde ediliyor. 

Kağan, Başbakan ve Bakanlar

Konuyla ilgili Saadettin Gömeç'in "Köktürk Tarihi" adlı çalışmasında şöyle yazmaktadır: "Türklerde Kağan karizmatik bir yapıya sahip olmakla birlikte devletin ve milletin geleceğinde tek başına karar verme yetkisine sahip değildir. Kağanı da denetleyen bir hükümetin varlığı kabul edilmektedir." Buna göre Kağan hükümetin doğal bir üyesi olup toplantılarına başkanlık ederdi. Ayrıca hükümette 9 bakan vardı. Uygur dönemindeki Terhin yazıtlarında "ulug buyruk (bakan/buyurmak) tokuz bolmış" şeklinde yazmaktadır. Bakanlardan üçü iç işlerinden altısı da dışişlerinden sorumluydu. Dokuzun içinde maliye, savunma ve adalet bakanları (buyrukları) vardı. Aynı yazıtlarda "İç Buyruk Başı"ndan söz edilmektedir. Adı Baga Tarkan'dır. Suci yazıtlarında "Kutlug Baga Tarkan'ın öğe buyruğuyum" yazmaktadır. "Öğe Buyruk" Başbakan demektir. Göktürklerde güçlü yetkilerle donatılmış bir kağan (devlet başkanı), onun başkanlığında toplanan bir Başbakan ve kabine bulunuyordu. Elçileri yurt dışına Kağan gönderiyordu. Emrinde çalışacak görevlileri de o belirliyordu. Kağanın en önemli görevi refah getirmek, savaş öncesi ve sonrası iskan ve sosyal teşkilatlanma sağlamasıydı.

Kurultayın Kağanı belirlemesi

Kağan'ın belirlenmesinde hükümet üyeleri ile halkın ya da onun temsilcilerinden oluşanların etkisi vardı. Hatta milletin, devletin istek ve hassasiyetlerine karşı gelen kağanlar tahttan indirilebiliyordu. 748 senesinde Atalar Mezarlığında yapılan ve bakanlar kurulu, ordu mensupları, halktan temsilcilerin yer aldığı toplantıda Köl Bilge Kağan şu şekilde tayin ediliyor.

Tokuz Buyruk, bin komutan, halk ayağa kalkarak, babam kağana maruzatta bulundular. "Atalarımızın adı var" dediler. Ötüken ülkesinin yönetimi sizde dediler. Tay bilge Tutuk'u orada yabgu atadı. Ondan sonra, 748 yılında, Atalar Mezarlığında "güç halktır" demiş. "Atalar mezarı sizde". Halk ayağa kalkarak Kağan atadılar.

Göktürklerde o dönemin koşullarında uygulanan bu istişare anlayışı Kurultaylarda (meclis) taçlandırılmıştır. Öyle ki bu kurultaylardan birisinde Bilge Kağan'ın Budizme karşı Çin Seddi'ne benzer duvarlar örülmesi teklifi reddedilmiştir.

Bilge hükümdar zorunluluğu

Göktürklerde kağan ya da devlet başkanı ile ilişkilendirilen kavramlar vardı. Bunların başında bilgelik, cesaret, yiğitlik, erdem ve nam salmak geliyordu. Belirtilen özelliklere göre kağanlar arasındaki farklılıklar devletin başarısını belirliyordu. Yani yetkileri kullanacak devlet başkanının kim olacağı sorusu son derece önemliydi. Yazıtlarda şöyle yazılıyordu:

"Küçük kardeşi büyük kardeşi gibi, oğlu babası gibi yaratılmamış olduğundan, bilgisiz kağanlar, kötü kağanlar tahta oturmuş olduğundan, bakanlar kötü imiş... Türk milletinin ülkesi elinden çıkmış."

Tarihten de anlaşılacağı üzere güçlü ve aşırı merkezi yetkileri alan kişinin doğru kişi olması durumunda devletler yükselmiş; yanlış kişilerin eline geçmesi durumunda devlet geriye gitmiş hatta elden çıkmıştır. Olsun... Günümüz demokrasilerinde bu seçimi halk yapmayacak mı? Genel olarak bu doğrudur. Ancak yapılan her seçimde mutlak doğru ve başarının elde edildiği söylenemez. Üstelik medya enformasyonu/propagandası ile hedeflenen kişiler Türk siyasetinde kolaylıkla öne çıkarılabilir. İşte Göktürklerdeki hükümet sisteminin bazı özellikleri bunlardı.

Yazarın Diğer Yazıları