Hedefleriyle büyüyen lider

Dost ve kardeş Kazakistan’ın Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev 75 yaşına giriyor. Başkent Astana’nın kuruluş yıldönümü etkinlikleri ile aynı tarihe gelen bu anlamlı gün (6 Temmuz) ülkenin dört bir yanında coşkulu bir şekilde kutlanıyor. Nazarbayev siyaset sahnesine çıkışı ve tarihi kararları ile sadece Kazakistan değil Avrasya coğrafyasının geleceğine yön verebilmeyi başarmış bir lider. Nazarbayev’i önemli ve farklı kılan unsurlar nedir?
Bunu açık bir şekilde ortaya koyabilmek için Kazakistan’daki değişimin ve geçmişteki koşulların dikkatlice irdelenmesi gerekir. Bağımsızlığın ilk yıllarında ülkenin koşulları karşısında geleceğe umutla bakmak kolay değildi. Ekonomideki yaklaşık %50’lik daralma, sermaye yetersizliği, hiper enflasyon ve yüksek orandaki işsizlik, belirsizlik ve gelecek kaygısını derinleştirirken, yetersiz alt yapı ve geri kalmış teknolojik miras kısa vadede çözüm üretilmesini zorlaştırıyordu. Bununla birlikte iç çatışma ve sınır problemlerinin varlığı ülkedeki sosyal kaosu belirginleştiriyor ve her konuda varlığını hissettiren yaygın bir ideolojik boşluk görülüyordu. Bu zor koşullar altında uzmanların pek çoğu Kazakistan’ın bir devlet olarak yaşamını sürdüremeyeceğini ileri sürüyordu. Açıkçası Kazakistan, bütünsel anlamda kapitalist sistemin acımasız yüzüyle baş başa kalmıştı.
İşte böyle bir ortamda gerçek ve karizmatik bir lidere ihtiyaç vardı. O lider Karaganda bölgesindeki bir fabrikada Metalürji mühendisi olarak çalışma hayatına atılan ve giriştiği siyaset sahnesinde kısa zamanda en tepeye yükselen Nursultan Nazarbayev’den başkası değildi. Nazarbayev henüz bağımsızlığın resmen ilan edilmediği bir dönemde 1989’da yapılan SSCB Milletvekillerinin 1. Kongresinde şu sözleri aktarıyordu: “Ülkeyi demokratikleşme yönündeki güzel sözlerin tatlı şerbetine boğulduğu ve ekmek için zengin Avrupa sofralarına dilenmeye itildiği bir politikayı kabul edemem. Kazakistan kimseye küçük kardeş, kimsenin yumuşak karnı olmayacak, kendi yolunda gidecektir.” 
Nazarbayev tüm koşullar oluştuğu halde halkının bir katliama maruz kalmaması adına bağımsızlık ilanı için en uygun zamanı kolluyordu. Aynı zamanda öğrenen bir lider olan Nazarbayev, ülkenin geleceğine yön vermek için Singapur, G.Kore, Malezya ve Türkiye örneğinden esinleniyordu. Ekonomi, tarih, siyaset ve farklı bilimlerdeki bilgisini derinleştirerek ülkenin 2030 yılındaki portresini çizmeye hazırlanıyordu. Bu kapsamda ülkenin dış politika zeminini iş birliği, istikrar ve barış üzerine oturtuyordu. Nitekim Soğuk Savaş döneminde dünyanın 4. nükleer gücü olan Kazakistan, Semipalatinsk üssünü Nazarbayev’in ani kararı ile kapatmak kararı alıyordu. Proaktif bir liderlik örneği sergileyen Nazarbayev, ekonomi ve sosyal yaşamda görülmesi muhtemel pek çok sorunu meydana gelmeden önleyebilme becerisini ortaya koyuyordu. Kazakistan’ın istikrarlı ve iç çatışma yaşanmadan ilerlemesinde Nazarbayev’in bu yönü son derece etkili oluyordu. Nursultan Nazarbayev aynı zamanda canlı organizmaların uyumunu simgeleyen bir kavram olarak yönetsel yaşama uyarlanan simbiyotik liderlik örneği sergiliyordu. Neredeyse dünyanın bütün din ve milletlerini ülke topraklarında barış ve huzur içerisinde yaşatmayı başarıyor ve dünyanın süper güçlerinin dikkatini çekiyordu. Bu süreç çok açık biçimde Nazarbayev’in vizyoner bir lider olarak dünya siyaset arenasındaki yerini pekiştiriyordu. 

 

Yazarın Diğer Yazıları