Hem ayıp, hem günah

     Siyasal mücadeleyi çirkin hale sokmanın ne iktidara yararı var, ne muhalefete... İkisi arasında sürüp giden didişme yüzünden insanlar gergin, ahalinin ne siyasete, ne siyasetçiye güveni kaldı.

      Bu yaygın anlayışı ortadan kaldırmak lâzım.

      Siyasetteki iğrençliği sağa sola sapmadan silip atacak bir siyasal anlayışın eli kulağında. Ülkeyi ve milleti sahiplenerek gelme hazırlığındaki yeni parti, bu anlayışın temsilcisi olacak gibi... Meral Akşener ve etrafının hayat vermeye hazırlandıkları yeni hareket o nedenle daha şimdiden umut oldu.

      * * *

      Ülkeye yararı olacak bir siyasal anlayışa ihtiyacımız olduğu kesin. Bundan sonra tarafların birbirinin cemaziyelevveline (*) sövmemesi lâzım. İktidarın ağzı ikide bir muhalefetin geçmişini yalanla bezeyerek halka yutturmaya kalkmamalı. Kezalik muhalefet de iktidarın yalan vaatlerini ve pazarlıkçı yapısını şamar gibi suratına vurmaktan vazgeçmeli...

      Taraflar, halkın bu kayıkçı kavgasından bıktığını görsün artık!

      ***

      Şu çirkinliğe bakınız; sözde CHP döneminde camiler ahıra çevrilmiş...

      Yalan...

      Ne Atatürk döneminde, ne sonraki yıllarda böyle densizlik yapıldı...

      Aksine Atatürk, İstanbul'da iki caminin onarılması için talimat vermiş, camilerimizin iyi muhafaza edilmesi gerektiğini öğütlemişti.

      İsmet Paşa da 2. Dünya Savaşı sırasında silahlı kuvvetlerin ihtiyaçlarını karşılayacak olan halkın yardımlarının cami avlularında toplanmasını, hepsinin cemaatin gözetimi altında tutulmasını ve oralardan ordunun levazım yetkililerine aktarılmasını istemişti...

      Sen bu gerçekleri görmezden gel, yalana dayan, iftira et...

      Siyaset böyle yapılmamalı...

    ***

      Bu tür siyaset hem ayıp, hem günah yahu!

      ***

      Akşener'in kurma hazırlığında olduğu parti herhalde, yalana, iftiraya ve pespayeliğe dayalı bu siyasal anlayışın kökten silinmesini sağlayacaktır.

---------

(*) Cemaziyelevvel geçmiş demektir. Aynı zamanda hicri takvimin 5. ayıdır ve büyük tövbe ayı olarak kabul edilir.

 

En büyük kim   

      Genelkurmay Başkanımız, Süleyman Şah türbesini bekleyen birliğimizi ziyaret etmiş. Yanında da kuvvet komutanları varmış, bir de en güleç yüzlü bakan olarak namlanan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba...

      Bayram tebriği yapmışlar...

      Genelkurmay Başkanı nöbetteki bir ere, yanağını okşadıktan sonra sormuş:

      -Nerelisin..

      -Malatyalım komutanım...

      -Malatya'da en büyük Türk kim?

      -İsmet İnönü komutanım...

      -İkinci büyük...

      -Turgut Özal komutanım...   

      Asker, ayaküstü böyle sınanmamalıydı...

      Orgeneral Akar askere "En büyük Türk kim" diye sormalı ve "Atatürk" cevabı almalıydı...

      ***

      Bazılarının En Büyük Türk Atatürk gerçeğini kabul etmeyip başka bir ismi dillendirdikleri günümüzde Akar "Atatürk" cevabını alamamak ihtimalinden korkmuş olabilir mi...

      Sanmıyorum efendim...

      Korkmuş olamaz da, üzülmek ve hayal kırıklığına uğramak istememiştir!

 

Herkes kendi işine baksın

      Hem "Güçlü ordu, güçlü devlet" diyoruz, hem de devleti güçlü kılacak orduya neşter vurmaktan vazgeçmiyoruz...

      O generaller neden emekli olmak istediler merak ediyorum...

      Silahlı Kuvvetlerin atama ve terfi işlerini siyasal iradenin düzenlemesi yanlış işlerden biri..

      Sonucu gördük...

      Komutansızlık yüzünden Deniz Kuvvetleri'mizi oramiral yerine koramiral rütbesine teslim ettik...

      Kısacası, dam üstünde saksağan...

      ***

      Güçlü ordu, güçlü devlet hedefini, askerin işine karışarak tehlikeye atmaktan uzak durmalıyız diyorum...

      Yanlış mı söylüyorum!    

 BİR SORU

      "Ben cumhurbaşkanıyım, sıradan biri değilim, her şeyi bilirim..."

      Sahi öyle midir..

      O koltuğa oturan allâme-i cihan mı oluyor...

ANLAMLI SÖZLER

        Affetmek ve unutmak iyi insanların intikamıdır. (Tuncel KURTİZ)

Yazarın Diğer Yazıları