Hep birlikte heceliyoruz; SOY-KI-RIM!

Geçen yıl bugün sormuştum:

Siz hiç diri diri derisi soyulan insan gördünüz mü?

Görmediniz mi?

Yok yok gördünüz.

Gördünüz de, görmezden geldiniz; o yüzden hatırlamıyorsunuz.

Yüzlerce Azerbaycan Türkü, bu işkence yöntemiyle katledildi Hocalı'da!

***

Siz hiç diri diri yakılan insan gördünüz mü?

Diri diri yakılan çocuk?

Hiç öyle ilk defa duyuyormuş pozuna bürünerek bakmayın sağa sola...

Gördünüz...

Onlarca Azerbaycanlı çocuk böyle öldürüldü Hocalı'da.

***

Siz hiç gözleri oyulmuş insan gördünüz mü?

Tecavüz edildikten sonra, öyle fantezi olsun diye gözleri çıkarılmış bir kadın?..

Onu da gördünüz.

Tam da gözlerinizin önünde çığlıklar atıyordu; önce gözlerinizi kapattınız, sonra kulaklarınızı...

***

Siz hiç kafası koparılmış insan gördünüz mü?

Kafası kesilmiş insana tecavüz edebilecek noktaya varmış bir sapkınlık peki? Gördünüz;

Gözlerinizi kaçırınca görmemiş olmuyorsunuz...

Kadın-erkek, yaşlı-çocuk ayırt edilmeksizin yüzlerce soydaşımız bu zulme uğradı Hocalı'da!

Ölmüş bedenleri tekrar tekrar saldırıya uğradı, parçalandı, ormandaki hayvanlara atıldı!

Siz hiç yüzü gözü hayvanlar tarafından yenmiş bir insan gördünüz mü mesela?

Dönemin Hocalı Valisi Elman Memedov, annesinin cesedini bulduğunda buydu gördüğü!

***

Siz hiç hamile bir kadının karnının hançerlendiğini, karnındaki bebeğin çıkarılıp futbol topu olarak kullanıldığını gördünüz mü?

Gördünüz; görmemiş gibi yaptınız.

Görmemiş gibi yaşadınız.

***

Minicik bir kız çocuğu... Yüzünü kapatan kömür rengi saçları kaskatı kesilmiş; kanla yıkalı! Tam karnında bir delik; kurşun yarası... Avuç içi kadar ayaklarında kırmızı çorapları; ya ayakkabı? Belli ki korkuyla kaçmaya çalışırken giymeye fırsat bulamadı...

Bir erkek çocuğu; o da minicik daha... Alnından başlayarak kafa derisi soyulmuş halde; can verdiği dakika "kurtulmuş" sanki, öyle ağır işkenceye uğramış tazecik bedeni...

Hamile bir kadın... Ayakları çorapla bağlanmış. Karnı deşilmiş, göğüsleri kesik. Yanında ıstırapla dudağını ısıran bir adam. Belki karısıydı yanında yatan...

Bir kız çocuğu daha; üç bilemediniz dört yaşında... Belden aşağısı soyulmuş; bacağında kocaman bir yara... Oyuklar açılmış bedeninde acımasızca...

Üst üste, yığınlar halinde insanlar, kömür olmuş suratları, yanmış yakılmışlar.

Bir kundak bebeği... Dizlerini içine çekmiş, iki elini yumruk yapmış sımsıkı... Yüzü paramparça, o acıya kim bilir nasıl dayandı?

Başında kalpağı, beyaz sakallarıyla bir dede; 70-80lerinde... Doğduğu büyüdüğü şehre son kez bakarken mi bilmem, gözü açık vermiş son nefesini.

***

Hocalı 613 ölü, 1275 rehin, 150 kayıp, 487 sakat diye uzayan ve andıktan bir dakika sonra kimsenin hatırlamadığı o sayılar değil -ki zaten Rus subay Yuriy Girçenko'nun dediği gibi "Hocalı'dan sonrasının bilançosunu biliyoruz biz sadece... Hocalı'da kime ne oldu sorusu cevapsız hâlâ-  Hocalı bu işte;

Kafa derisi yüzülmüş Telinan Enveroğlu Orucov...

Tecavüze uğramış gözleri çıkarılmış Fitat Ehedkızı Hasanov...

Gözleri oyulup göğüsleri kesilen Dilara Oruçgızı Nuraliyeva...

Elleri telle bağlanarak kafası kesilen Hafiz Yusufoğlu Nuriyev...

Cinsel uzuvları kesildikten sonra yakılmış İkbal Kuluoğlu Aslanov...

Diri diri yakılan Agyar Salmanoğlu İmam...

***

MHP'nin AKP'yle ittifakı bir işe yarasa da, TBMM bari bu sene Hocalı'yı anarken "kara sayfa", "katliam" diye eveleyip gevelemek yerine "adını" doğru koyabilse ve "soykırım" dese!

İnanın hiç zor değil;

SOY-KI-RIM!

Aksi halde...

Yüz yıl sonra, Karabağ'da topraktan kemikler fışkırmaya ve soykırıma uğrayan Türklerin toplu mezarları gün yüzüne çıkmaya başladığında, bizim adımız emin olun torunlarımızın hiç de gururlanmayacağı sıfatlarla geçecek tarihe.

İyi ki, bizim okurlarımızsınız...

Çağırdık, geldiniz;

Teşekkür ederiz.

Cumartesi günü, her söyleşide, her imza gününde olduğu gibi yine çok özel anlar yaşattınız bana Ankara Kitap Fuarı'nda...

İçi kıpır kıpır, ümitvar üniversite öğrencilerinden, torunu yaşında olduğum "dedelerimiz"e, doğmamış çocuğuna kitap imzalatanlardan, benim yeni doğmuş evladıma ördüğü patikleri, yelekleri armağan edenlere, egosunu katlayıp cebine koymuş deve dişi gibi siyasetçilerden sevgili dostlarımıza, aylar sonra bu yeni başlangıçta yanımda olan herkese sonsuz teşekkürlerimle...

Yazarın Diğer Yazıları