Hükümetin kontrolü altında çekileceklermiş!

Böyle vaatleri çok gördük. Rasmussen’in NATO Genel Sekreteri olmasına müsaade etmeyeceklerdi. Rasmussen Peygamberimizi karikatürize eden bir İsveçliyi fikir hürriyeti diye savunmuştu. Rasmussen bu hadiseden sonra birçok defa Türkiye’ye gelip gitti. En ufak bir hatırlatma yapmadılar.
Patriotların idaresi bizde olacaktı. Patriotların bulunduğu üsse ABD bayrakları çekildi. “NATO’nun Libya’da ne işi var”  dendi. Sonra İzmir’den kalkan NATO uçakları Libya’yı yerle bir etti.
Suriye’yle ortak bakanlar kurulu kurulacaktı. Sınırlar açılacaktı. Evet açıldı sınırlar açılmasına ama, Suriye’den gelen çapulcular için ve Türkiye’den çapulculara giden yardımlar için.
“PKK ile görüşen namussuzdur, şerefsizdir”  denildi. PKK şimdi, onların yüksek müsaadeleriyle neredeyse Türkiye’yi idare ediyor!
Yani demem o ki; şu geri çekilme hadisatındaki hükümetin kontrolü işini unutun gitsin. Bakanın biri, “nasıl girdilerse öyle çıkarlar”  diyor, Atatürk’ün  “geldikleri gibi giderler”  sözüne gönderme yaparak, nasıl girdiklerini biz bilmiyoruz ama girince neler yaptıklarını biliyoruz. Bu gidişle gene öyle yapacaklar herhalde.
ABD, Karayılan’ın açıklamalarını ayakta alkışlamış, AB de bu işten  “memnuniyet duyduğunu” belirtmiş. Biliyorsunuz, meseleyi uluslararasına taşımaya çalışıyorlar. Çünkü sonuçta, Helsinki Nihai Senedi’ne göre (AGİK), PKK’ya şimdiden kazandırılmaya çalışılan devlet statüsü, karşımıza “savaşan taraf” olarak çıkacak.
PKK’ya terörist denmeyecek, çünkü o bir aktivist yani  “eylemci” . PKK bizimle hiçbir şey yapmıyor, sadece mücadele ediyormuş. Üstelik Time dergisi Öcalan’ı yılın liderlerinden seçmiş. Böyle zillet olur mu?!.

 


***

 


PKK kimlik kontrolü işini Güneydoğu Anadolu’dan ODTÜ’ye kadar taşıdı.
ODTÜ’de bir bilim töreni sırasında PKK camları kırarak salonu basıyor, bir öğretmen hanımı ve 15 talebeyi yaralıyor. Televizyonların  “karşıt görüşlü talebe”  dediğine bakmayın, bunlar PKK’lı. TGB’liler işe koyuluyor ve sürüyü püskürtüyor. 15 yaralı da onlardan. Polis ise 4 saat boyunca hadiseleri seyrediyor, müdahale etmiyor.
Ayrıca Bursa’da bir akil/akile toplantısına girmek isteyen gaziler, bin bir eziyetle içeri girdikten sonra, konuşulanlara itiraz edince onları susturmaya çalışıyorlar, susmayan gazilerden biri protez bacağını çıkartıp kürsüye fırlatıyor. Girerken de gazilere biber gazı sıkılmış. Yani özetle durum şu; gaziye gaz, PKK’ya ODTÜ’de kimlik kontrolü yapma imkânı. Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete...
Statü alınca kim bilir işi daha ne kadar ileri götürecekler, belki de İstanbul’un girişlerinde de kimlik kontrolü yapmayı deneyecekler.
Son dakikaya kadar otobüs yakıyorlar, bomba atıyorlar. AKP milletvekili Profesör İdris Bal’ı tebrik ediyorum. Ona bu açılım konusunda sorulan sorulara çok güzel cevaplar veriyor, bir tanesinde de;  “Akıllı insanlar aynı delikten çıkan yılan tarafından iki kere ısırılmaz” diyor. Bu takdir edilecek tavır konusunda da ayrıca bir yazı yazmak isterim.

Yazarın Diğer Yazıları