İktidar çok şey yitirdi...

     Sadece Ankara'da Gökçek'ten kalan bürokratlar değiştirilmiyor... İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde deTopbaş ile birlikte çalışmış olanların işlerine son veriliyor. Herhalde Bursa ve Balıkesir belediyelerine de kıran girmiş olmalı. Bugün değilse yarın eski başkanlarla çalışanlar görevlerinden uzaklaştırılabilir...

      AKP'nin tepesinden aşağıya doğru başlatılan tensikat, diğer belediyelerde, hatta bürokrasinin tamamında yerini tenkisata

bırakabilir. Yani kadro düzenlenmesi, kadro eksiltmeye dönüşebilir...

      * * *

      Erdoğan 2019'a hazırlanma telâşında. Her konuşmasında hedefinin bu olduğunu belli eden ifadelere yer veriyor. Yeni AKM'nin bitiriliş tarihini bile 2019 olarak açıkladı; belli ki seçime her konuda yenilenmiş olarak gitmek istiyor. 

      Parasızlık çekilmeseydi Gezi Parkı'nda yapımını düşündüğü tarihi kışlanın inşaatını başlatır, 2019'u garantiye almak isterdi...

      * * *

      Geçen akşam İstanbul AKP teşkilatında kayıtlı bir dostumla yemekteydik. Adımı yazma dediği için es geçiyorum; onun dediğine göre Erdoğan'ın ve AKP'lilerin en büyük korkusu, başkanlık seçiminin ilk turunda 50+1 oranında oy alamamak. İş ikinci tura kalırsa seçilememe tehlikesinin söz konusu olması hepsini endişelendiriyormuş...

      Olacağına varır...

      Dostum, 2018'de AKP oylarının İYİ Parti'ye kaymasını engellemek için yeni projeleri olduğunu ve çalışmalar yapılmaya başlandığını da anlattı. Daha  şimdiden seçmeni muhafaza etmenin yollarına düşmüşler...

      Ağzından kaçırdı ve "Erdoğan'ın yüzü ve söylemleri eskidi, halka artık sempatik gelmiyor, kopmaların bir nedeni de bu, seçmen Erdoğan'dan umudunu kesti"dedi...

Önemli bir faktör...

Ancak görüyorsunuz, Tayyip Bey hemen her gün sahneye çıkma alışkanlığının dozunu düşürmeyi hiç düşünmüyor...

* * *

2019 sadece iktidar açısından değil ülke açısından önemli bir yıl olacağının işaretlerini vermeye başladı.

Bu işaretlerin farkına varan siyasetçiler kısbetini ayağına çekecek, yağlanıp meydana çıkacak!

Yakıştırmaya da bakın

       Yasin Aktay, AKP'nin rahle-i tedrisinden geçtikten bir süre sonra parti yönetimine seçildi, Genel Başkan Yardımcısı oldu...

       Profesör, doktor, sosyolog ve Siirt Milletvekili...

       Aynı zamanda, iktidarın organı Yeni Şafak gazetesinde köşe yazarı... 

       Ekim ayındaki bir yazısında, Suudi Arabistan'a yaptığı ziyaretin ardından "Suudi Arabistan halkıyla adeta, Azerbeycan'la olduğumuz gibi, iki devlet tek millet olmuşuz" dedi. Ayrıca Suudi hukukunu Türkiye'ye örnek hukuk olarak gösteren ve tartışma yaratan bir de yazı yazdı...

       Herhalde sipariş üzerine...

       Siyasete bulaşmış, sosyolog bir bilim adamına böyle bir yanlış tespit, hiç yakışmadı...

       Lâfa bakın, Vehhabi Arapla tek devletmişiz...

       Safsata!

       Aktay'ın bu değerlendirmeyi kimin adına yaptığı ise elbet bir gün ortaya çıkacak...

Nerede şu sosyal yardımlaşma...

      Çorlu hayli gelişmiş kent düzeyinde ilçelerimizden biri, Tekirdağ'a bağlı. Bu ilçede yaşayan yurttaşımız Mahmut Fuçucuoğlu ile eşi günlerdir devlet hastanesi acil servisine sığınmış durumda, orada yaşıyorlar...

      Aç karnına iki gün sokakta sabahladıktan sonra acil servise gelmişler, günü orada geçiriyor, gece de iskemle üzerine uyuyorlar...

      Mahmut Fuçucuoğlu kanser hastası; evini sel almış, bunun üzerine eşiyle el ele evli kızına sığınmış....

      İki gün sonra kızıyla damadı, çifti kapının önüne koymuş...

      O gün bugün bu çifte el uzatan olmamış; ne devlet, ne belediye, ne bir kuruluş, ne bir kişi... Mahmut Fuçucuoğlu ve eşi o nedenle devlet hastanesi acil servisini mekân bellemiş... Paraları yok, gidecek yerleri yok, neredeyse bir haftadır boğazlarından bir kap sıcak yemek geçmemiş...

      Fuçucuoğlu çiftine bakalım kim, hangi sosyal yardımlaşma anlayışına sahip el uzanacak ve insanlığın ölmediği gösterecek!

Mesajım

     Hoşgeldin Gökmen Ulu, darısı Enis Berberoğlu ile diğer tutuklu gazetecilerin Ahmet'in, Murat'ın, Akın'ın,Emre'nin kısacası, Cumhuriyet gazetesi mensuplarının başına...

Yazarın Diğer Yazıları