İktidar suçlarsa yandaşlar işin gübresini çıkarır!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Adalet Yürüyüşü"nün 13'üncü gecesini geçirdiği Düzce Kalıcı Konutları yolu üzerine kamp alanının önüne damperli bir kamyondan hayvan gübresi döküldü. Kamyon şoförü ve iki kişi, olaydan sonra gözaltına alındı! Gübre Düzce Belediyesi ekipleri tarafından kaldırılıp yol temizlendi.

Sürücü S.A.'nın, gübreyi dökerken çekilen görüntüyü sosyal medya hesabında, "Bizde misafire ikramda bulunmamak ayıptır" notuyla paylaştığı da ortaya çıktı!

Misafire ikramda bulunduğuna göre tadına bakmış!

***

Bir ülkenin başbakanı, ana muhalefet genel başkanının yürüyüşünü terör örgütleriyle bağdaştırır ve gayrimillî ilan ederse, olacağı budur. Üstelik yürüyenlerin arasına bir arabadan da mermi atıldığı bildiriliyor.

Korku, insanı insanlıktan çıkarır. Korkan insan, her türlü saçmalığı yapabilir. Korkan insan işte böyle işin gübresini çıkarabilir!

Bu deyimin nereden çıktığına dair çeşitli rivayetler var. Birini paylaşayım...

Ali Seydi Sevim, Fethiye ile ilgili sayfasında, 85 yaşındaki Kazım Aydoğan'dan dinlediklerini naklediyor:

"Adamın biri pazarda satmak için bir sitil (bakraç) yoğurt yapar... Sitilin tabanına belli koyulukta hayvan gübresi koyar. Üzerine ise kaynatılıp belli bir sıcaklığa kadar soğutulmuş, sütü aktarır ve mayalar. Gübrenin sarımtırak rengi süte karışır ve sapsarı kaymaklı bir yoğurt meydana gelir. Adam yoğurdunu pazara götürür.

İlk gelen müşteri yoğurdun sapsarı kaymağından etkilenir ve sitilin başına geçer. 'Sufatı güzel ama müsaade edersen bir de tadına bakalım,' der; parmağını yoğurda banar ve tadar! Bir farklılık sezer... Emin olmak için parmağını bir daha banar ve tadar, yine kesin bir yargıya varamaz... Bunun ardından iyice emin olabilmek için 'Üstü güzel görülüyor, fakat pek bir şey anlamadım bir kaşık getirin de söyle bir karıştırıp altına da bakayım, aynı mı?' der.

Foyasının meydana çıkacağını anlayan satıcı, 'Az daha karıştırırsan bokunu çıkaracaksın' der, müdahale eder..."

***

Kemal Kılıçdaroğlu, gecikmiş de olsa doğru mesajla ve yerden göğe kadar haklı bir eylem başlattı ve iktidarın foyasını ortaya çıkarmaya başladı. İktidar yürüyüşe kara çalmaya başlayınca yandaşlar da yola gübre dökerek işin bokunu çıkardı!

Gerçi bazı CHP milletvekilleri de Kemal Bey'in yürüyüşünü HDP yürüyüşüne çevirmek için gayret sarf ediyor. Elbette HDP'liler için de adalet istenebilir ama kendi ağızları, dilleri yok mu?

Esasen ülkedeki adaletsizlik, sadece muhalefetin bir iddiası değildir. Meselâ Hükümeti destekleyen Abdurrahman Dilipak, "Allah'ın ipini bıraktık, Allah da bizim ipimizi bıraktı. Bugün iktidar ve servet bizi şımarttı. Gücümüz ve servetimiz aklımız ve imanımızın önüne geçti. Dünya malı, makamı için birbirimizle didişmeye başladık." diye yazdı ve özetle şu mesajları verdi:

*Devletinizi kaybederseniz ne millet, ne memleket kalır, ne de bir düzen.. Sadece öbür dünyada Cehenneme gitmezsiniz, bu dünyanız da Cehenneme döner..

*Türkiye düşerse Suriye'den beter oluruz ve son pişmanlık fayda vermez..

*Elbette servet ve iktidara ihtiyacımız var, ama din, bunlara ulaşmanın basamağı olmamalı.

*Şeytan'ın bizleri Allah'la aldatmaması için Kur'an-ı Kerim bizi uyarmıştı ama yine aldandık. Bizden öncekilerin düştükleri çukura biz de düştük.

***

İktidar ise şimdi yıkılan itibarını yine dini kullanarak gidermeye çalışıyor. Okullara mescit yaptırmaya karar verdiler! 80 bin cami yetmiyor da onun için mi?

Yazarın Diğer Yazıları