İktidarda sandık korkusu

     Teslim aldıklarında ülke böyle değildi. Sorunlar vardı ama hepsi demokratik ortamda, yasalara uygun biçimde çözülüyordu. O kibar adam, 10. Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer, yasaya uygun bulmadığı konuyu, elindeki kitapçığı dönemin başbakanına sert bir edayla ve âdeta atar gibi vererek gösterdi ama siyasal hayatta yaşanan o kısa süreli sürtüşme bu kadarla kaldı...

      Yani masada, etrafa yayılmadı!...

      Bugünkü gibi ne karşılıklı hakaretler yaşandı, ne hedef halk oldu, ne ekonomi allak bullak hale geldi, ne borsa çöktü, ne dolar fırladı, ne sosyal hayat gerildi, ne terör yüzünü gösterdi...

      Bugün öyle mi...

      Berbat ettiğimiz ülkede seferberlik ilan etmek zorunda kaldık...

      Hem de bir kez değil, iki kez. İkincisi, iş çevrelerini istihdama zorlamak amacını taşıyordu...

***

      AKP'nin, temel yanlışlarıyla ve yüzüne gözüne bulaştırdığı günlük politikalarıyla iktidarda kalması için ilan edilen birinci seferberlikten çıka çıka kuş çıktı, civciv çıktı, başka ne çıktı...

      Tayyip Bey başkan olsun diye yaz-boz tahtasına çevirdikleri anayasada yapılan son değişiklik, ilan edilen birinci seferberliğin motor gücü diye düşünüldü. Ancak AKP, değişikliğin sandık denilen demokratik alana takılıp kalacağı korkusundan da kurtulamadı...

       Daha şimdiden sandığı heyula gibi görüyorlar...

***

       İkinci seferberliği yine Tayyip Bey ilan etti, adını da istihdam seferberliği koydu.

       İşsizliğin yüzde 12'ye dayandığı bir dönemde iş çevrelerinden lisan-ı münasiple istenen yüzde beşlik istihdam oranı, sadre şifa olacak boyutta değil. 

       Tayyip Bey'in rica gibi görünen bu talimatına, "Durumumuz kötü, daha ne istihdamı" diyerek karşı çıkan babayiğit bir iş çevresi (!) olmadı... İşsizlikten ve arz talep dengesinin bozulmasından dolayı zor durumda olan işveren işçi çıkarmayı düşünürken bu seferberlikle karşı karşıya kaldı, tepki gösteremedi, pıstı....

  ***

       Bundan böyle yüzde 5 istihdam büyümesine uyan uydu, uymayanlar yandı...

       İktidarın hışmına uğrayabilirler...

       * * *

       Yüzde 5 oranında istihdam büyümesi, işsizlik oranının az biraz aşağıya çekilmesini sağlayabilir ama sorunu çözmez. Sorun ancak, ekonomik yeni önlemlerin öngörülmesiyle giderilebilir...

DERKENAR

--------------------

        Moda oldu ya, bir seferberlik de ben ilan edeyim. Referandum sandığına gidelim ve mutlaka hayır oyu verelim. Camilerde, Mezarlıklar Müdürlüğü'nde hatta Kabe'de imamlar evet kampanyası başlatır da gazete köşelerinde biz HAYIR kampanyası başlatamaz mıyız... Etki tepki meselesi... İşte yapıyorum; sloganımız da basit ve üç kelimeden oluşuyor, "Rejim değişikliğine hayır"...

Bu da gerçek

----------------------

        İki yazar ekranda tartışırken erkek olan, kadın olan yandaş yazara "Lak lak edip duruyorsun" demiş...

        Tabii sus anlamında...

        Oh be... Yandaş kanallara rol model olarak çıkarılan konuşmacıların kamera karşısında ne yaptığını ilk kez ehil bir ağız değerlendirdi...

Suçlarını söyleyen yok

------------------------------

           Hani KHK sadece teröristi ve terör çetelerini hedef alacaktı...

           Onlarla birlikte işinde gücünde olan yurttaşları da hedef alıyor...

           Yığınla akademisyen, kimi profesör, kimi doçent, terörist mi ki üniversitelerdeki görevlerinden atıldılar. Suçlarının ne olduğu neden açıklanmıyor... Koskoca anayasa profesörü İbrahim Kaboğlu hangi terör çetesinin militanı...

           Doğruları söyledi, yanlışlara tepki gösterdi, iktidarı eleştirdi diye üniversiteden çıkarıldıysa yazık... Darbe girişimiyle ilgisiz çok uygulama yapıldı demesi demek ki yanlış bir tespit değil.

         Görevlerinden uzaklaştırılan akademisyenlerin biri bile hangi gerekçeyle işine son verildiğini bilmiyor. Hukuk bu kadar kolay boğazlanabilir mi!

  ***

           7 Haziran'da AKP'den parlamentoya giren, 1 Kasım seçimi için listeye alınmayan eski Anayasa Mahkemesi Raportörü Dr. Osman Can da akademisyen kıyımına karşı çıktı, "Ülkenin pek çok değerli akademisyenini ihraç etmek yerine Türkiye bu akademisyenleri keşke daha fazla dinlese, demokratik bir Türkiye'nin inşasının paydaşı haline getirse..." diyerek iktidarı uyarmak zorunda kaldı...

             Ülke nereye götürülüyor merak ediyorum...

ANLAMLI SÖZLER

------------------------------

        Millî mücadeleye şahsi hırs değil, millî ideal ve millî onur sebep olmuştur. (ATATÜRK)

Yazarın Diğer Yazıları