İnönü’ye kahkaha attıran cimri gazete patronu

SÜMERBANK’ın bugün tarihe karışan Bakırköy Bez Fabrikasının açılışını, 1945 yılında Milli Şef olarak bilinen Cumhurbaşkanı İsmet İnönü açmıştı. İnönü bu tür törenlerde daima Gazetelerin Sahip ve Başyazarlarını da yanında görmekten hoşlanırdı. Devlet erkânı olarak da başta Başbakan ile Bakanların da hazır oldukları toplantılar için, İktisat Bakanı’nın emriyle Sümerbank Genel Müdürü Muammer Eriş, açılışlar dolayısıyla muhteşem bir yemek ziyafeti hazırlardı. Adeta kuş sütü dışında tüm yiyeceklerin olduğu ziyafet, Denizyollarının Liman Lokantası’nda İtalyan Aşçıbaşı Madrani yönetiminde hazırlanırdı. Lokantanın tüm personeli dışında en usta garsonları da şefleriyle hizmet için görev alırlardı.


Bu açılış gününde de gazetelerin sahiplerinin bulunması Ankara’nın isteği doğrultusunda olunca, Cumhuriyet Gazetesinin sahip ve Başyazarı, Muğla Milletvekili Yunus Nadi Abalıoğlu,, İkdam Gazetesi sahip ve Başyazarı Siirt Milletvekili Etem İzzet Benice, Vakit Gazetesi Sahip ve Başyazarı İstanbul Milletvekili Asım Us, Tanin Gazetesi sahip ve Başyazarı Hüseyin Cahit Yalçın, Son Posta Gazetesinin sahip ve Başyazarı Selim Ragıp Emeç ve Tan Gazetesi sahibi Halil Lütfü Dördüncü de bermutat toplantıda bulunuyorlardı. Ayrıca tüm gazetelerin muhabirleri de patronlarıyla birlikte bu açılışta arz-ı endam eylemişlerdi.
İsmet İnönü, açılıştan önce demeç vereceği masanın başına gelip oturduğunda, tüm gazete sahip ve başyazarları da etrafında veya yanında ayakta vaziyet aldılar.
Muhabirler de masanın  kenarında konulan iskemlelere yerleştikten sonra her gazete sahibi, kendi muhabirini takdim etmeye başladı. Yunus Nadi; ayni zamanda bir okulda öğretmen olan Muhabir Fuat Duyar’ı, Asım Us; yazı işleri müdürü Yekta Ragıp Önen’i, Etem İzzet Benice; ayni zamanda yeğeni olan yazı işleri müdürü Murat Kayahanlı’yı, Selim Ragıp Emeç; İstihbarat Şefi Sait Kesler’i, Hüseyin Cahit Yalçın da İstihbarat Şefi Kâzım Nuri Atılgan’ı ismen Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye sundu. Sıra Bab-ı Ali’de cimriliği ile ünlü Tan gazetesi sahibi Halil Lütfü Dördüncü’ye gelince muhabir olarak kendini takdim etti. Çıkan gülüşmeler üzerine İsmet İnönü de keyiflenip bir kahkaha attıktan sonra dedi ki;
“-Çok memnun oldum, her gazetenin, haberleri takip edenler burada ama Halil Lütfü, herhalde yine tasarruf etmek için bir muhabirini esirgemiş... Güzel yemekler de olunca bu görevi kendisi üstlenmiş, böylelikle aynı anda hem patronluğu hem muhabirliği becerir olmuş!. Bakalım iki kişilik görev yaptım deyip iki kişilik yemek mi yiyecek?..”
Kahkahalar arasında açılış yapıldı ve sonra da yemekhaneye gidilince, İsmet İnönü ve davetlilerin gözü, iki işi bir arada yürütmeyi beceren Halil Lütfü Dördüncü’nün iki kişilik yemek yiyip yemediğini anlamak için  onun masasında idi...

 

Müziğin yazarı da veda etti
Bab-ı Ali’de yaprak dökümü sürüyor. Bu kervana son olarak sevgili arkadaşım Selmi Andak da katıldı. Allah rahmet eylesin, geride kalanlarına sabır versin.
Batı müziği konusunda akademik eğitim ve kültürüyle basın alemimizde tek olan Galatasaray Liseli 1921 doğumlu Selmi Andak, Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra Paris Ecole Normale de Musigue Akademisi’nden mezun oldu. Paris dönüşünde İstanbul’da 1940 yılında ilk olarak Cemalettin Saraçoğlu’nun Yeni Sabah Gazetesi’ndeki makaleleriyle kendini tanıttı. Çok eski meslektaş ve arkadaşım olan Selmi Andak, müziğe yönelişinde annesinin müziğe olan tutkusunun büyük rol oynadığını belirtip şöyle anlatmıştı;

“-Annem 8 yaşında iken piyano başına geçmiş ve oturduğu koltuktan kendisini zor kaldırırlarmış. Annem bizlere piyano çalarken ben yanındaki koltukta kendimden geçer dinlermişim ve hatta çok kez uyuduğumu da söylerler.  Lise ve ardından İstanbul Hukuk Fakültesini bitirince, arkadaşlarım gibi ne Hakim, ne Savcı ne de Avukat olmayı düşündüm. Küçüklükten beri içinde olduğum ve piyanoda şarkıların müziğinin etkisinde de kalarak müziği tercih ettim.”
Selmi Andak’ın bir özelliği de, Batı ülkelerinde yayınlanan müzikle ilgili dergi ve yayınların abonesi oluşuydu. Gelişen bilgi yanında bilhassa son teknolojinin ürettiği müzik enstrümanları hakkında edindiği bilgileri de gençlere ulaştırmaktaki gayreti devamlı övülüyordu..  Türk basınına 56 yıl hizmet eden Selmi Andak, 85 yaşına bastığında yaşı ilerlediği için değil, artık baston desteğiyle yürümek zorunda kaldığı için Cumhuriyet gazatesindeki yazılarına noktayı koyup köşesine çekilmişti. Halbuki, işleyen dimağının ürünü yazılarıyla daha da feyiz verecekken bırakması da erken bir kayıp olmuştu. Nur içinde yatsın.

Yazarın Diğer Yazıları