İskenderun protestocuları

Patriotların geldiği ilk gündü. Spiker şöyle dedi:  “Kamyonlar, İskenderun Limanı’na geldiler, arkadan da protestocular...”
   Hayatımda duyduğum; en güzel, küçük, mini mini haberlerden biriydi bu! Sonra, bayraklar omuzlarında koşan gençler, sonra bir karışıklık ki buna arbede de diyorlar. Sonra barikatların yıkılışı ve karışıklığın kendine mahsus harika düzeni...
6. Filo’nun geldiği günleri hatırlatan bir heyecan, bir kalabalık, bir ferahlama. O kötü gün, ben de Taksim’deki kalabalığın içindeydim. Bu İskenderun protestosunu oluşturan gençler, kalabalıklar, halk, son günlerde gördüğüm en güzel, en insani, en rahatlatıcı manzarayı oluşturdular. Sağ olsunlar, hepsine sevgilerimi yolluyorum.
İşe bakın ki; Patriotların konuşlandırıldığı veya konuşlandırılacağı yerlerin isimleri, bunu bir kere daha yazmıştım; Maraş, Urfa, Antep... Başlarında  “Kahraman” ,  “Gazi” ve  “Şanlı”  sıfatlarıyla andığımız, sevdiğimiz kentler. Yetmemiş gibi; askerler ve mühimmat, Maraş’taki Gazi Kışlası’na konuşlandırılıyor. Bunların hesabı zor verilir. Hesabı verilmeden önce işte gençlerin, halkın ve sağ olsun bir CHP milletvekilinin gayretleri yüreğimizi serinletiyor. Bir de Alman askerlerinin başına çuval geçirdiler Patriosavar TGB’liler.  “Bununla ne olacak”  demeyin, bununla bir şey olmasaydı Amerikalılar bunu bize uygulamazlardı. (Süleymaniye’deki istihbaratçılarımızın başına geçirdikleri çuvalları söylüyorum.)

 

***

 

İktidarın hiçbir şeyi sağlam ve sağlıklı değil. Hatta helal işlerden değil. Topraklarımıza  “NATO toprağı” demenin acısı geçmeden, o topraklara Alman askerlerini ve Patriotlarını, Amerikan ve Hollanda Patriotlarını doldurdular, protestocu gençleri gözaltına almaya başladılar ve (çok büyük bir acı hissettim) Galatasaray Üniversitesi’nin yanmasına sebep oldular. Bu yangının ayrıntılarını dinlediniz mi? Eski itfaiye müdürü bir profesör,  “kesinlikle ihmal var”  dedi. Belediye Başkanı ve Vali’den başka herkes de böyle söyledi. Mazeretlere bakın; gece iş gören helikopterlere sahip değilmişiz, kiralayacakmışız da daha görüşme aşamasındalarmış. 30 sene evvelki elektrik donanımı şimdiki aletlere asla uymayan bir zayıflıkta ve üstelik bunlarla çay kahve de pişiriliyor.
Ha Hatay topraklarına Almanları doldurmuşsun, Amerikan ve Hollanda Patriotlarını doldurmuşsun, ha 140 senelik Feriye Sarayı’nı koruyamamış, içindeki kıymetli kitaplarla birlikte yakmışsın...
Yani özetle, “ecdadımız ecdadımız” diye zikrettikleri Osmanlı ecdadın bıraktığı hiçbir şeye sahip olamadılar; topraklara, binalara, kültüre, terbiyeye, edebe ve sanata.
Ne olacak bu AKP’nin hali?

 

***

 

Haydarpaşa, Kapalıçarşı, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü... Ecdadınızın bıraktığı en nadide eserleri, içindeki kitaplarla birlikte yakıyorsunuz. Yanan o binaların yerlerine AVM’ler mi yaparsınız, yoksa turistik oteller mi?

Yazarın Diğer Yazıları