1987 yılında 6 çocuğun İsrail askerleri tarafından öldürülmesinin ardından başlatılan ‘intifada’ döneminden kalan o meşhur karikatürü hatırlamayanlar, bugün Filistin’de yaşanmakta olan ‘insanlık dramını’ asla anlayamazlar.
İki çocuk aralarında konuşuyor.
Elinde parlak bir İsrail bayrağı, başında bir Yahudi kipası, belinde bir tabancası, ayağında süslü pabuçlar olan iri kıyım, besili çocuk soruyor:
- “Babam bana, siz Arapların çok kötü, terörist hayvanlar olduğunu söyledi.” 
Elinde yırtık bir Filistin bayrağı, alnında bir yara bandı, cebinde bir sapan olan, çıplak ayaklarında yara izleri bulunan, zayıf çocuk cevap veriyor:
- “Benim babam bana bir şey söyleyemedi. Çünkü onu sizinkiler öldürdü.” 
Şanlı intifada, 1993 yılında İsrail’i, ‘Filistin Yönetimi’ni kabul etmeye mecbur bıraktı.
Ancak, yaşanan insanlık dramı, son günlerde daha da şiddetlenerek devam ediyor.

***

Üç gencin öldürülmesini fırsat bilen İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, orduya, “Filistin’de kimse rahat uyuyamasın. Gazze’den halkı kaçırtın”  komutunu verdi.
Geliştirilmiş ‘ağır silahlar’ eşliğinde harekete geçen İsrail ordusu, Müslümanlar’a ait bütün yerleşim bölgelerini ‘karadan’, ‘denizden’ ve ‘havadan’ abluka altına aldı.
Teröristlere ev sahipliği yaptığı bahanesiyle Gazze’deki hükümet binaları ve HAMAS teşkilatına ait bürolar, havadan bombardımanlar ile yerle bir ediliyor.
Yerleşim bölgelerinde halkın ‘elektrik’ ve ‘su’ ihtiyacını karşılayan santraller ve şebekeler birer birer havaya uçuruluyor.
Sokağa çıkma yasağına uymayan insanlar, ‘kadın’, ‘çocuk’ denmeden katlediliyor.
Yardım kuruluşları tarafından gönderilen konvoyların bölgeye girişine izin verilmiyor.
Milyonlar, ‘salgın hastalıklarının’ yanı sıra bir de ‘açlık’ tehdidi ile karşı karşıya.

***

Yedeklere sefer görev emri çıkaran İsrail dayattığı şartların kabul edilmemesi halinde kara harekatına girişmeye hazırlanırken, BBC ve CNN alt yazı geçiyor:
- “Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan, Obama’nın yardımcısı ile görüştü.”  
Eski bir Beyaz Saray danışmanı, ‘kozmik’ görüşmenin içeriğini şöyle yorumluyor:
- “Erdoğan’dan roket saldırılarını durdurması için Hamas’ı ikna etmesi istendi.”  
Defalarca yaşadığımız onca tecrübeye rağmen, herkes gibi yine saf saf   “Acaba büyüğümüz bu sefer ne yapacak”  diye merak ediyoruz.
Bir taraftan, Hamas ileri gelenlerini ikna odalarına alıp “Aman aklınızı başınıza alın, yoksa sonunuz çok kötü olur”  diye korkutmaya çalışıyor.
Diğer taraftan, sokaktaki gazı almak için ‘hitabet sanatını’konuşturmaya başlıyor:
- “Egemen güçler nerede? BM ne iş yapıyor? Amerika ve Avrupa neden susuyor? Dünya bu katliama daha ne kadar tepkisiz kalacak?” 

***

Gazze, elbette sadece ‘Müslümanlar’ için değil, ‘vicdan sahibi’ olduğunu iddia eden her insan için sızlayan bir yaradır.
Ama ne yazık ki Gazze artık bir ‘ihtilaf’ aracı olmaktan çıkıp hem İsrail’deki hem de Türkiye’deki iktidarlar için ‘çok randımanlı’ bir seçim yatırım aracı haline geldi.
Omuzlarında taşıdığı ‘Yahudi cesaret ödülünü’ hâlâ iade etmeyen sultanımız, devlet kesesinden yemlenen cümle AKP taifesini Mavi Marmara gemisine doldurup yeni bir ‘Gazze seferine’ çıkar mı, bilemiyoruz.
Ama, hal ve hareketlerinden anlaşılacağı üzere, ‘Cumhurbaşkanlığı’ seçimini kazanması halinde, ‘baskın’ genel seçimler öncesinde Gazze’ye yeni bir ‘ek dolmuş seferi’ düzenleyeceği kesin gibi.
Eğer, millet ‘aklını’ başına toplayıp da  “Biz bu filmi daha önce çok gördük”  diye gaza gelmekten kaçınırsa ne ala.
Yok, yine ‘hamasete’ yenik düşüp o dolmuşa binerse, o zaman vay ülkenin haline.

***

İsrail, ‘fiili’ olarak icraat yapıyor, bizim ‘Davos Kahramanı’, ‘Dünya lideri’ ve de ‘Orta Doğu Sultanı’ise, ‘hamaset’ nutukları ile vaziyeti kurtarmaya çalışıyor.
Hani sen değil miydin bir zamanlar İsrail’e  “one minute”  diye kükreyen kahraman. 

Uluslararası bir toplantıda ‘şark kurnazlığı’ ile İsrail Cumhurbaşkanı’nı ‘kolpaya’ getirip ‘sahte kahramanlık’ imajı yaratmak kolay. 
Şu İsrail’e adam gibi bir kez daha ‘one minute’ de de yiğitliğini görelim.