Milan Baros geldi, kabuslu günler sona erdi.. Evet dün gece Ali sami Yen'deki maçın tam özeti buydu... Zira Baros ile Kewell'in sakatlanmasıyla gol yollarında zorluk çeken ve ara transferde alınan yabancılarla bir türlü bu sorununu halledemeyen Galatasaray, son günlerdeki kabuslu günlerine gol kralı ile veda etti...Sezona fırtına gibi girdiği ve ilk 6 maçını üst üste kazanırken 3.6 gol ortalaması ile oynayan sarı kırmızılılar, ligin son 6 maçına girerken sanki yine o günlerin müjdesini verir gibiydi...

Beş dakika sessiz protesto ile başlayan mücadelede Galatasaray, kötü günlerin acısını Diyarbakır'dan çıkardı. Hafta içinde futbolcularıyla sık sık toplantı yapan ve kalan maçları kazanmaları gerektiğini anlatan Rijkaard, dün gece ilk kez bu kadar cesurdu. Hollandalı hoca Servet'i keserken, ayni zamanda dörtlü defanstan da vazgeçti. Sarı kırmızılılar geriyi Sabri, Neill ve Hakan  ile kontrol ederken Mehmet Topal'ın ileri çıkmasıyla orta alanı beşledi. İleride ise Keita ve Baros ile gol aradı. Bunun semeresini de fazlasıyla gördü. Maçın ilk iki golü bu ikilinin ortak yapımıydı..Dün gece Galatasaray'da ilk golüne atan Neill, defansın en gerisinde toplarla buluşan son adam olurken, ataklarda ise rakip kaleye en yakın futbolcuydu. Neill, bu sezon alınan en faydalı yabancı olduğunu bir kez daha gösterdi.

Galatasaray, uzun bir aradan sonra, özlediği golcüsü Baros'un attığı üç güzel gol ile kazanırken, umudunun bitmediğini, şampiyonluğu son maça kadar kovalayacağını gösterdi. Dün gece Ali Sami Yen'de bir çok güzellik vardı. Goller güzeldi. Galibiyet güzeldi. Protesto bile güzeldi. Ancak taraftarın Franco'yu ve Jo'yu yuhlaması bu güzelliklere hiç yakışmadı.