İşte İYİ PARTİ

1. Olağanüstü Kurultay yapıldı. Sonunda yazmam gerekeni baştan dile getireceğim; Muhteşem bir toplantı oldu. Ümit Özdağ'ın "15 bin içerde, 35 bin dışarda" diye tanımladığı olay. Hanımların sayıca erkekleri solladığı böyle kurultayın başka bir partiye nasip olacağını sanmıyorum. TBMM Başkanı İsmail Kahraman'a inat kadınlar egemendi. Hele podyumda bir aşağı bir yukarı Hanımağa gibi dolaşan "Meral Bacı". Kelime ve heceleri yutmadan, tane tane konuştu.

Akşener metni çok da iyi hazırlamıştı. Hedefindeki ismi adını söylemeden poligona oturttu. Söylediklerine karşı çıkacak bir tek mantıklı insan olamaz. Nedense, Akşener'in yüklenmelerini duymamış gibi davranıyor. Bacı bindiriyor o Kılıçdaroğlu'nu hedef alıyor. Ne dersiniz, korku dağları mı sardı?

Bir araştırmacı

Merak ettiğim konu anket kamuflajıyla İYİ PARTİ'yi karalamayı sürdürenlerin şimdi ne söyleyecekleri. Bakalım İhsan Aktaş gibiler, "Gerilemeye başladılar" kampanyalarına devam edebilecekler mi? Şimdilerde Aziz Yıldırım'ın kampanyasını götürmeye başlayan Faruk Acar ne söyleyecek?

Hepsinden önemlisi İYİ PARTİ gerçeğini görmezden gelen medya utanacak mı? Düşünün en azından Meclis'te beş temsilcisi bulunan bir siyasi oluşum bu kadar yok sayılabilir mi? Kamu spotu olan "Nargileye karşı" yayınlar kadar mı olunamadı. Bu konuda inanılmaz tepki aldım. "Saatlerdir zap zap yapıyorum. İYİ PARTİ'ye resmen sansür uygulanıyor" diyenler çoğunluktaydı.

Benzer mesajların ardı arkası kesilmedi. İlk önce sevgili Hüseyin Movit içime kurt düşürdü ya ben de zaplamaya başladım. CNNTÜRK'te gün değiştikten sonra kısa bir görüntüye rastladım. Ferit Şahenk'in NTV'si Ankara'daki coşkuyu saat 02.00 civarında fark edebildi. O da bir gıdım.

Bunun yarını var

Bıraktık "çocukların uyku saati"nin geçmesini, büyüklerin de yatağa gitmesini beklemişlerdi.

Eee devir hesap devri. Sırf hanedanla yan yana gözükmek için "eften püften işler"e koşanlar sıra Türkiye gerçeği İYİ PARTİ'ye gelince "üç maymun"u oynayabiliyorlar. Bunlara merhum Süleyman Demirel'in sözlerini tekrarlayarak cevap vermek istiyorum; "Keser döner, sap döner. Gün gelir hesap döner". İşte o güne fazla vakit kalmadı inancındayım. Unutmadan Halk TV'ye teşekkür etmek istiyorum. İyi ki var. Satılma ihtimalleri de yok!

***

Tarafsızlık gereği

Hak ettikleri için bindirdiğim NTV'nin iyi yayınını -onlar gibi- atlamak niyetinde değilim. Tema Vakfı ile yürütülen "Umut Yeşerten Şarkılar" programı başarılıydı. Çocuklarımıza doğa eğitimi için gerekli katkıyı sağladılar.

Hayrettin Karaca ve A. Nihat Gökyiğit gibi sembol isimler unutulmadı. Bağış yağdı. Burada da İş Bankası'nı alkışlıyoruz. Ancak, gönül isterdi ki "Belgrad Ormanları, 13 bin hektardan 5 bin hektara nasıl düştü" sorusunu yöneltebilselerdi. Kime mi? Başka işleriyle manşetlere çıkan müteahhit Ali Ağaoğlu'na. Tabii, ona bu olanağı yaratanlara da.

Sahnedekiler

Bir de Yurdaer Okur ve benzerlerini kim sahneye çıkarttıysa kulaklarını çınlattım. Seksenler'in "Ergun Plak"ı Serhat Kılıç'ı tebrik etmek istiyorum. Mükemmel hazırlanmıştı. Uzun alkışlarla bis yaptırıldı.

Ben olsam, bir türlü uyuşamadığımız Gülay Afşar'a da bir parça söyletirdim. Neyi mi? Halime'mi. Hani şu "Ayva da göbek şalvarı yırtar" sözleri olan türkü.

Behzat Gerçeker'i unuttum sanılmasın. Bu orkestra şefinin resminin yer almadığı Kelebek hatırlamıyorum. Sözde şarkıcı, konser ve CD tanıtımı yapıyor. Hepsinin ortak özelliği Gerçeker'in önde görünüşü. Asıl objeler hep arka planda. Kim kimin sponsoru çözebilmiş değilim.

***

Bir değerdi

Genç yaşta kaybettiğim Savaş Ay'a bazı şeyler kazandırdım. Fakat onun bana katkıları çok daha fazladır. Hayatım boyunca sol takıma mesafeli oldum. Savaş kardeşim, benim buzlarımı eritendi. Bir sürü ismi onun sayesinde tanıdım. Bunlardan biri Ülkü Tamer'dir. Oyuncu, şair, çevirmen ve yazar. Her şey onda toplanmıştı. 81 yaşında Hakk'ka yürüdü. Çok sevdiği ve son yıllarını geçirdiği Bodrum'a gömüldü. Tamer'e gıpta ediyorum. Ölümü bile "tık diye gerçekleşti". Eziyetsiz. Yakınlarına başsağlığı, Ülkü Tamer'e rahmet diliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları