İstifa da etmiyor doğru da söylemiyorlar

Bir zamanlar bizim eyaletimiz olan Bulgaristan’daki elektrik zamlarından sonra ayaklanan halk, Bakan’ı istifa ettirdi. Tunus’ta da buna benzer bir şey oldu.
Daha önce Papandreu da istifa etmişti, İrlanda, İspanya, İtalya, Polonya, Slovakya’da da bu olmuştu. Bakanlar halk protestosundan etkilenerek istifa etmişlerdi.
Bizimkiler neden istifa etmezler? AB veya ABD’ye Bulgaristan’dan ve yukarıda saydığımız ülkelerden daha bağımlı oldukları için mi, lüks ve saltanattan ayrılamadıkları için mi, rejimi değiştirmek için içine girdikleri boşuna saplantılardan ve hayallerden dolayı mı?
  Halk ve işçiler, 2 senedir ayakta. Memurlar, sağlık görevlileri, öğretmenler, çiftçiler... Her gün başka bir yerde miting ve protesto oluyor. İstifa için bundan iyi sebep olmaz. Yukarıdaki ülkelerin Bakanları böyle durumlarda istifa etmişlerdi. Ne kaybettiler? Kendileri de ülke de saygınlıklarını kazandılar.
Başbakan, BAE’nin adını sökemediğim bir emirliğindeki konuşmasında: “Şimdiye kadar hep doğruları söyledim” dedi.
İnsanın güleceği geliyor. Belki Başbakan öyle yapmıştır ama iktidarın yalanları çok.
Muhaliflerin yaptığı mezalimi Esad güçleri yaptı yalanıyla Türkiye’yi yanılttılar. “NATO’nun burada ne işi var” dedikten sonra Libya’nın mahvedilmesine ve Kaddafi’nin öldürülmesine yardım ettiler.
“Ben PKK ile görüşmüyorum, bunu iddia eden alçaktır, şerefsizdir” dedikten sonra, işte geldiğimiz şu son Öcalan sürecini yaşattılar. Ülkemiz çukurun kenarında olduğu halde ve her şeyimiz pamuk ipliği gibi zayıf ve kaypak sıcak paraya bağlı olduğu halde, onun iyi olduğunu iddia ettiler.
Seçimlerde olmayan seçmenlerle oyları şişirdiler. Her şey iyi olacak dediler, komşularla sıfır sorun dediler ve sonra da bu söylediklerini unuttular.
Limanlarımızı ve havaalanlarımızı Güney Kıbrıs’a açmayacaklarına söz vermişlerdi ama haberimiz olmadan açtılar. Güney Kıbrıs’a pasaport bile verdiler. Başbakan’ın ağzından duyduk bunları. Karşılığında hiçbir şey almadık.

 

***

 

  Bir de şu bizi kahrediyor. Bizim 16 vatandaşımızı PKK kaçırdı ve 2 senedir vermiyor. Şimdi onu Dördüncü Yargı Paketi’ne uyarak KCK’lılarla değiştireceklermiş. Yani esir değişimi yapacaklar sözde. Biz PKK diye bir devlet var da onunla mı savaştık? Bu  “tutsak”  edebiyatı nereden çıkıyor?
İşte doğruyu söylemiyorlar, istifa da etmiyorlar dedik ya!..

Yazarın Diğer Yazıları