AKP iktidarı iyice pervasızlaştı, artık hiçbir şeyden korkmuyor. Birçok defa yazdık ama hep yazacağız. Türklerin ve Cumhuriyetin değerlerine saygısızlık yapıyor. Bu durumdan rahatsız olan yurttaşları dikkate almıyor. Türk Milliyetçiliğini ayaklarımın altına alıyorum diyor, Atatürk büstleri yıkılıyor, bayraklar gönderden indiriliyor, Kürtler Güneydoğu’da kendi yönetimini kuruyor, Türk adı her yerden siliniyor, Türk kökenliler bürokrasiden ve politikadan uzaklaştırılıyor, devletin parası ve malları çarçur ediliyor. Bunlar sadece gözükenlerden birkaç örnek, bir de görülemeyen ve özellikle saklanan tahribatlar var, onları henüz bilmiyoruz ama hissediyoruz.
AKP iktidarı bunların hepsini birden yapmadı, belli bir strateji çerçevesinde zamana yayarak tepki kontrol yöntemiyle gerçekleştirdi. AKP yönetimi son birkaç aydan bu tarafa yeni bir aşamaya geçti. Türk ulus devleti fikrini kabul etmeyen, Türkiye’nin Türk olma karakterini yok etmeye çalışan, çok etnikli küçük bir Osmanlı İmparatorluğu yaratmaya çalışan AKP zihniyeti, sanki bu yolda engel teşkil eden değerleri bir bir aşındırmakta ve yok etmektedir. Yeni hedefleri; Kurtuluş Savaşı’na karşı çıkan, Cumhuriyet ilkelerini, çağdaş, modern ve laik cumhuriyet yapılanmasını yok etmeye çalışan ve ülke bütünlüğünü bozmak için zamanın emperyalistlerinin desteği ile devlete başkaldıran, Türk halkı, Türk devleti ve bütün hükümetler tarafından hain olarak kabul edilen, Kurtuluş Savaşı’nda Yunan tarafına geçen Çerkez Ethem, Cumhuriyete karşı çıkan ve İngilizlerle iş birliği yapan İskilipli Atıf Hoca, Dersim’de Hatay’ın Türkiye’ye bağlanma aşamasında devlete karşı isyan eden Seyit Rıza gibi hainlerden özür dilemekte ve itibarlarının verilmesini istemektedirler.
Bu devleti siyasi İslamcılar kurmadı ve Kurtuluş Savaşı’na da hep karşı çıktılar, dolayısıyla bu siyasi İslamcıların bu devleti kuranların hain olarak ilan ettiği kişileri affetme ve itibar iade etme hakları yoktur. Batılı ülkeler, geçmişteki bazı olaylardan dolayı özür diliyor ama onlar; devletlerinin bir halka, bir kişi veya gruplara karşı işlediği bir kusurdan dolayı özür diliyor. Devlet bir haksızlık yapmışsa özür diliyor. Hiçbir devlet, kendisine başkaldıran isyancıları, rejim düşmanlarını ve düşmana sığınan bir hainden özür dilemez. Bu ancak kurulan devletin yıkılması üzerine yeni kurulan devlet tarafından belki özür dilenir, aksi takdirde aynı devlet içinde hükümet olan siyasi partilerin devletin ve milletin hain olarak gördüğü kişilerden özür dilemek hakkı da değil haddi de değildir. Sayın Bahçeli’nin AKP’nin özür davranışını kınaması ve Seyit Rıza’ya terörist demesi üzerine, ’git bunu Tunceli’de söyle’ diyerek, bu ülkenin barış ve huzurundan sorumlu Başbakan, büyük bir sorumsuzluk örneği sergilemiştir. Bir seçim daha kazanmak için ülke çıkarını hiçe sayarak Türk milliyetçileriyle bölge halkını karşı karşıya getirmek istemiştir. AKP, bu pis işlerini gündemde tutmak ve milliyetçileri de bu tartışmanın bir parçası yapmak için MHP Genel Başkanı’nın Tunceli’ye gidemeyeceğini söyleyerek Sayın Bahçeli’yi kamuoyu önünde provoke ederek, güç durumda bırakmak istemiştir. Ama Sayın Bahçeli, akıllı bir davranışla Tunceli’ye gitmiş ve Davutoğlu’nu güç duruma düşürmüştür, ama o, o kadar pişkin ki sanki hiçbir şey olmamış gibi davranmıştır. Bu provokasyon ve kriz Sayın Bahçeli’nin ciddiyeti ve tecrübesiyle kazasız atlatılmıştır. MHP tabanından oy almak için sahte bir milliyetçilik kurgusu yapan ve planlayan AKP siyaset teknisyenleri, artık inanılırlığını kaybettiler, Türk milliyetçileri artık sizin tuzağınıza düşmeyecektir. Tunceli’de MHP’ye bir tuzak hazırlamışlardır ama başarısız oldular, Sayın Bahçeli tuzağa düşmedi.
Herkese kapısını açmakla övünen Tunceli Alevileri, MHP’ye niçin kapıları kapattılar. Kim ve kimler onları tembihlemişlerdir. Aleviler konusunda MHP’nin hiçbir zaman, en ufak negatif bir sözü ve davranışı olmamıştır. Alevilerin en rahat davrandığı ve kendisini en iyi hissettiği siyasi parti MHP’dir. Tunceli’de MHP’ye yapılan muamele hoş olmamıştır. Ama buna rağmen MHP, en küçük kırıcı bir söz etmemiştir. AKP ne yaparsa yapsın, Türk Devletine ve Cumhuriyete karşı savaşan bu hainlere, Türkler, atalarının dediği gibi hain demeye devam edecektir.