Karatay'ın önerisi: "Otlayın"

Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay'ın tıp profesörü olduğunu bilenler azdır. Onu mutfak uzmanı Sahrap Soysal'ın meslektaşı sananlar daha fazladır. Çünkü ekranlara çıktığı günden beri tıbbı unuttu. Hatta 2009 yılından bu yana hasta kabul etmediği yolunda iddialar var. Doğrusu bunca yiyecek ve içeceğe yasak koyan birinin aşçılığını merak ediyorum. "Karatay Mutfağı" adlı kitabındaki tariflerin hiçbirini uyguladığını da sanmıyorum. Konuşmaktan icraata vakit bulamıyordur.

Canan Karatay'ı bu defa CNNTÜRK'te izledim. Hafta Sonu programındaydı. Yine "malzeme çantası"nı getirmişti. Hani, doğal sirke ve soğuk sıkma zeytinyağı şişelerinden oluşan ekipman. Hoca, sanki "alternatif tıpçı". Bereket, sülük taşımıyor. Merak ettiğim nokta kaç ev kadını Kemal Kükrer gibi hazır elma sirkesi varken evde yapmaya çalışır. Sıra sıkma zeytinyağına gelince daha beteri geçerli.

Aynı şeyler

Bir saate yakın söyleşide Hakan Çelik'in sorduklarını daha önce defalarca duymuştuk. Verilen cevapları da öyle. Yeni bir şey yoktu. Karatay'ın önerdiklerini özetlersem geriye pek az konu başlığı kalıyor.

"Türk'ün Ateşle İmtihanı"nı seslendiren ve bu programın yapımcısı Sinan Kunter'in günü altı yumurtayla geçirdiği anlatıldı. İkindi vaktine kadar 2-3 fincan şekersiz Türk kahvesi ekleyince, istenen kaloriyi temin etmiş demektir. Bu arada ağzına ceviz ve badem gibi antioksidanları attı mı, işlem tamamdır.

Karatay tekrar tekrar kolalı meşrubat içmeyin dedi. "Şekerden uzak durun" nutuklarını unutmadı. "Sınava girecek çocuklara yanınıza tatlı şeyler alın" diyenlere bastı fırçayı. "Şeker 1 saat zihni açar, ondan sonraki 4 saat uyutur"u ilave etti. Ataninemi hatırlattı. Rahmetlinin her sınavım öncesi bana sunduğu menüde iki şey vardı; okunmuş pirinç ve su. Su tamam da çiğ pirincin yutuluşu hiç keyifli değildi. Bakın atılışından söz etmiyorum.

Ya uzun uçuşlar?

Bu defa en büyük saldırıyı uçaklara yöneltti. Verilen "fresh yemeklere" verdi veriştirdi. Bu konuda İstanbul-Ankara ya da Dalaman-Elazığ hatlarını anladım. Hatta Londra'ya kadar lafım yok. Ya Atlantik ötesi ve Uzakdoğu ne olacak? Onca saat yemek yok. Yemeyeceksiniz yani. Hatta kek bile yasak. Yolculara önerilen "Karatay orucu".

Farklı durum

Çarpıcı gelen cümlelerini alzaymer hastalığından bahsederken kullandı. İngiltere'de yeni açıklanan raporda "bu hastalıktan ölenlerin sayısının kalp krizinden kaybedilenleri geçtiğini" söyledi. Tam bu anda Hakan Çelik'e "Faruk Bey" dedi gibi geldi bana.

Üç kitabının Harvard kütüphanesine kabul edildiğini açıklayarak gurur yaptı. Sanırım bunlar "üniversitenin mutfak bölümüne" kaydedildiler. Böylece tarihi kuruluşun mevcut kitap sayısı 7 milyon 3'e yükselmiş oldu.

Aslanların sadece et yediğini Kartay'dan öğrendik! Yoksa bilemeyecektik.

Karaciğer yağlanması, sonuçta kanser ve sirozun ana nedenini şekere bağladı. Her gün ününe ün katan kitaplarının toplam satışı bir milyona yaklaşan tıp profesörü Karatay'ın ikide bir "bana şarlatan diyorlar" diye konuşmasını sevemedim. Eski Sağlık Bakanı ve şimdinin Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ'ın "onun ceviz bahçeleri var" iddiasını kabul etmeyenlerdenim. Ancak şimdi bir başkası çıkıp "zeytin ağaçları da var" derse ne yapacağız? Koca bir programdaki konuşmalarının özetini tek cümleyle ifade edebilirim; "sağlıklı ve uzun yaşamak için çayıra çıkın".

***

Bir komünist üç çıtır

Şeffaf Oda'yı uzun süredir izlememiştim. CNNTÜRK'e takılınca onu da seyrettim. Bütün geçimini "Nazım Hikmet"ten sağlayan Genco Erkal oradaydı. Sanırım bu programa ilk konukluğu da değildi. 70 senedir aynı lafları söylüyor. Hatta oynuyor. Böylece şimdinin zenginleri geçmişin solcularına "Marksizm günleri"ni yaşatıyor.

Diğer konuklar ise üç çıtır kızdan oluşan müzik grubuydu. Onları da Güneri Cıvaoğlu'nun alışkanlıklarından kabul ediyorum. Ne diyelim; "rastgele"...

***

Yeni değer

Günü, başlamışken aynı kanalla tamamlayayım. 5N1K'da ana konu BİTCOİN idi. Hani şu yeni para mı, yoksa değer mi diye tartışılan birim. "Ne işe yarar" yoksa "saadet zinciri"nin uyarlaması mı diye tartışılan meta. Gerçek olan bir şey varsa bu işe başlandığında BİTCOİN'lerin değeri bir iken şimdi 17 milyon kez katlandı. Cüneyt Özdemir'in araya sıkıştırıp Kudüs ve Sarraf meseleleri için "kısa tutuldu" diyebiliyorum. Doğrusu Özdemir'i her gördüğümde aklıma hep "hediye kalem" geliyor. Fazla açmak da istemiyorum. Bu konu onun adına endişe verici. Bu kadarla geçiştirmek en iyisi.

***

BAŞSAĞLIĞI: Mesut-Berna Yılmaz çiftinin çocukları Mehmet Yavuz intihar etti. Ölümün her türlüsü acıdır. Sevdiği adıyla Yavuz'u uzaktan izleyenler gıptayla bakmışlardır. Oysa ağır sağlık sorunları ve bunun yarattığı depresyonları vardı. Anne-babası başta tüm yakınlarına başsağlığı diliyorum. Mekanı cennet olsun.

Yazarın Diğer Yazıları