“Kardeşim Abdullah” camiye de gitmiş!..

Kıymetli hazirun, ben yazıyorsam vardır bir gereği, “Hürriyet kahramanı kardeşim Abdullah” başlıklı yazıda, tepedeki ince mesajları aktardım da bana kızdınız ya!..
Devam edeyim!..
Reisicumhur Hazretleri, saray kadrosu matbuata bir de şöyle dedi..
“(...başkanlık sistemi konusunda, ” Lehte veya aleyhte “ konuşmam, zamanı gelince tartışılır. Tarihimize baktığımızda biz Türklere sempatik gelebilir. Ama buradan da hakanlık, sultanlık anlayışı çıkmamalı...”
Allah için zeki, soğukkanlı, deneyimli bir siyasetçidir Abdullah Bey. Bu konuda bir satranç ustası gibi..
İlk mesaj, “Ben 12 Eylül’de hapis yattım..”dı ikinci mesaj,  “Sultanlık özlemine, Başkanlığa boş verin!..”
Bir.. “Sultanlık özlemi” hangi taşın gediği?!.. Hatırlayın, kim demişti, “Başbakansın, asarsın kesersin!..”  mantığını.. Bir de Başkan olursan!..
İki.. O Başkan olursa, kime hangi yollar tıkanır!..
Neyse fazla uzatmayayım, büyük adamların dalgalanması, bizi boğmasın neme lazım!.. (Bkz; kovulan matbuat şehitleri..!)
Ama, gene de şeytana da uyalım biraz daha!..
Hani şu mesele vardı ya,  “Reisicumhur Hazretlerinin 12 Eylül’e muttali oldukları”  durum!..
Abdullah Bey, uçak mürettebatına açıklama yapmış ve şöyle demişti..
“Abdullah Gül, darbeyi 12 Eylül günü öğle namazı için gittiği Sahrayı Cedid Camii’nde öğrendiğini belirterek ‘Baktım bir anormallik var. Bir tanıdık ‘İhtilal oldu’dedi. ‘Sağ mı, sol mu? Nasıl bir şey?’dedim ve bizimle bir ilgisi olabilir mi diye düşündüm. Ancak evi nasılsa kimse bilmez diye rahattım”.
O matbuatın anladığı ve bizlere aktardığı buydu.. Reisicumhur makamları da,  “eksiği gediği vardır” demediler, demek ki doğru yazdılar..
O halde ne olmuş..
Sabaha karşı olan  “12 Eylül darbesini”  Abdullah Gül, namaz için gittiği Sahrayı Cedid Camii’nde öğrenmiş!..
Sabah için değil, öğle namazı için, Cuma için gitmiş camiye..
Nasıl yani?..
Demek ki, 12 Eylül Cuntası, “Bugün Cuma, biz sokağa çıkma yasağı koyduk ama Müslümanlar camiye gitsin, namazdan kalmasınlar.. Hem de birbirlerine bizim darbe yaptığımızı da haber verirler, duymayan da kalmaz!!” bildirisi yayınlamıştır!..
Netekim!!. Abdullah Gül camide bir tanıdığını görüyor..
“-N’oollduu?!..”
 “-Darbe oldu!!”
Şimdi bendenizin üç sayın okuru...
Trabzon’dan, İzmir’den ve İstanbul’dan üç okur. Birbirini tanımayan, ama göbeğini de kaşımayan üç okur diyor ki;
“Yazınızı okudum. 12 Eylül günü İstanbul’daydım. İhtilal sabaha karşı oldu ve sokağa çıkma yasağı vardı. Öğlen kimsenin camiye gitme şansı olduğunu sanmıyorum. Ayrıca gitmiş olsa bile öğlene kadar ihtilalin yapıldığını öğrenememek ve camide öğrenmek çok garip geldi.
Saygılar”

* * *

12 Eylül 1980 günü sabahtan itibaren sokağa çıkma yasağı uygulaması vardı. En azından İzmir’de öyleydi. Biz o gün evden çıkamamıştık. İstanbul’da farklı bir uygulama yapıldı anlaşılan. Sayın Cumhurbaşkanı camiye gittiğine göre...
Saygılar, kolaylıklar. Mehmet Altun/İzmir

* * *


Sn. Kılıç, Yazınızla ilgili bir hatırlatma yapmak istedim.
Makalenizde, Hürriyet Kahramanı Abdullah Bey kardeşinizin 12 Eylül 1980 harekatını Cuma namazı için gittiği camide öğrendiğinden bahsetmişsiniz.
Sn.Kılıç, Allah(C.C) aşkına 12 Eylül 1980 günü Trabzon’da sokağa çıkma yasağı uygulanırken ki ben işime gidememiştim, o tarihlerde ihtilalin yapılabilmesi için gayya kuyusu haline getirilen İstanbul piknik günü mü düzenliyordu?
Pes artık...
Ne diyeyim mazlumun ahı arş-ı alayı tutmuşsa peşinden gelecek olan nedir???
Saygılarımla...
Vehbi SARI
Neyse, uzatmadan şunu belirtelim.. Reisicumhur’u dinleyen ve her b..u bilen matbuat zevatı da, bu açıklamaya karşı tek soru sormadılar ve gönderdikleri de manşet oldu ya!..
Bindiğimiz alamet budur..

Yazarın Diğer Yazıları